Benimki aşk değildi bir hoşlantı idi ama pek anlamı yoktu. Sayılırsa söylüyorum. 7 veya 8. Sınıfta matematik hocası gelmişti. Onunla mikişmişler ve bu yüzden evlenmek zorunda kalmışlar geçenlerde.hoca da 26 yaş büyük. Ben öyle duydum.
8 yaşındaydım. Sonradan il olan küçük bir şehirdeydi, şimdi nerededir bilmiyorum, bir tek adı var aklımda bir de hafif çekik gözleri.
Sahi niye aşıktım ki ben ona. Kovalamaca oynarken yakalamıştı kolundan ne kadar güçlü demiştim hatırlıyorum. o zamandan gelen bir şey bu herhalde güçlü karakterli ve cesur biri oldu hep hayalimdeki insan.
Düşününce, ben ilkokul aşkımın suretini arayıp durmuşum, aşk ve aşık anlayışım o zaman sekillenmiş. Sınıfta yaşca büyük abi dedigimiz biri ile yanyana arka sırada otururdu, ağırbaşlı, calıskan bir çocuk.
Müzik kolu başkanlığına seçildiğimde tek düşündüğüm onun da bana oy verip vermediğiydi. Neyse ki sınıfın yüzde 80-90 ı beni seçmişti de ihtimal artmıştı.
Lazım olmuştu da Kırmızı tükenmez kalemini vermişti de hep onu düşünmüştüm, ilkokuldaydık sonuçta bir kişisel eşya bu öyle verilmezdi herkese. Neyse aşk işte her şeyden umut kapıyor insan.*
Güzel anılardı. Sonra ben Başka bir şehre gittim ve bir daha göremedim onu.
ilkokuldaki o bi kac yan sirada oturan ve cocuksu bir sevgiyle hoslanilan,en fazla sacini cekme serefine nail oldugumuz kizlarin simdiki yerleriyle ilgili soru cumlesidir.
tanim kismini gectigimize gore kendi adima konusayim.daha 3 veya 4 uncu siniftayken istanbula gitmisti ailesiyle.simdi 15-20 yil sonra bende istanbuldayim.gorsem tanimam bile belki ama aklimda kalmistir hep.