Şu an oturduğumuz yere yeni taşınmıştık (22-23 yıl oluyor). Sokağa çıktım çocuklarla oynayayım diye. O zaman şimdiki gibi dana gibi binalar yoktu çevrede sokaklar arası geçişi, sokağın ortasından da yapıyordun bahçeler sayesinde. Neyse o gün de benim oturduğum sokaktaki zibidilerle arka sokaktakiler birbirine taş atıyordu. Bende sarışınlığın verdiği gerizekalılıkla kenarda durmuş izliyordum. Arka sokakta oturan bir kızın "şu sarıya atın" dediğini duydum. Sonrası alnımda 4 dikiş. izi hala durur. O orospu da evlenmiş, çocukları var. Bulabilsem döverim çocuklarını da yoklar ortada.
Hatırlasam galiba küçükken 2. Kattan yere düşüp kaşıma dikiş atmaları diyebilirdim
6 yaşında yatakta zıplarken topuğuma giren dikiş iğnesinin acısını unutmadım
Lisede ısıtılmış yüzüğu elimin üstüne bastırmıştım sonuç olarak elimin üzerindeki yağ tabakalarını görmüş oldum.
Şu sıralar ayda iki defa aşırı şiddetle vuran migren ağrısı dışında düşmelerimi ağrılarımı saymazsak sorunsuzum.
Bu yaz ortalariydi. Haftalik uludağ inişi icin sabah erkenden ciktik yollara. Ki 1 hafta onceki iniste ayak bilegimi zedelemis olup yeni yeni kendimi topluyordum. Sabah erken saatlerde kalkip yola ciktigimiz icin gece uyumamayi tercih edip cikmistim. Neyse iyi guzel ufak tefek dususlerle zeyneller köyünun oradaki parasut pistine kadar indik. Arkadasim yaninda meyveli sarap getirmis keyif yapariz diyerekten. Son yudumlarimizi aldik z yolundan asagi yardiriyoruz ki uludag inisi sonrasi bisikletciler cok sever z yolunu. Fark etmedim kafam guzel olmus, bilen bilir z yolunun virajlari keskendir. He ben o virajlardan birisinde patladim. Sol kalcam pert. Ilk bir sicaklik hissettim sonra bir bas donmesi ambulans falan derken 6 saat acil.
Sonuc; 1 ay acidan gotumun ustune oturamadim. Ustune o halde cok tiripliyim diye kiz arkadasim evden kovmustu. Guzel zamanlardi sozluk. 3 ay onceyse toptan terk etti hatun. Alkolluyken bisiklet kullanmayiniz.
diş teli takmıştım. biraz sızlıyor dişleriniz hatta elinizle dokunduğunuzda dişleriniz yerinden oynuyor. ama aşırı bi acısı yok. ayak bileğimin kırılmasıdır.
Midemde ki rahatsizlik kalbime agri yapiyordu. Gulemiyordum aglayamiyordum sinirlenemiyordum egilemiyordum hareket dahi edemiyordum nefes almak olum gibiydi. Kalp agrisi baska be.
kuzenle parka gitmiştik, çocukluk işte oynuyoruz falan. dönme dolaba binelim dedik, sırayla bir o biniyor ben çeviriyorum bir ben biniyorum o çeviriyor falan sonra en hızlı çevirelim hadi dedik başladık deli gibi hızlı çevirmeye başım dönmüyor ki ehehe diyor gülüyorum falan yavaşladı ineyim de ben seni çevireyim dedim tamam dedi geçtim dönme dolabın ortasına hızlı hızlı çeviriyorum bu durdur başım bönüyo duuuur diye bağırmaya başladı ben de korkunca dönme dolabın ortasında mal gibi durdum sonra tak diye kafama bi geçirdi dönme dolap, kendime geldiğimde dolap durmuş yerde hala yatıyordum.
Parmağı kapıya sıkıştırmak. Üstelik oranın apse yapması. Cuma gününden bu yana inanılmaz zonkluyor parmak. Anestol pomad, arveles, edolar gibi çeşitli ürün tükettim fakat hiçbirisi ağrısını ve zonklamasını alamadı.
akrep sokunca çok canım yanmıştı ama geçti. ayrıca acısı bir değişik ama uyuşturucu etkisi bayağı bir yüksek. ayağımı 1 saat hissetmedim ki ya damardan verseydi zehri?
gecici dudak dolgusu yaptirmistim. igne sinirime gelmisti hayatimda yasadigim en felaket andi sanirim. ilk birkac saniye tüm hücrelerimde tarifi olmayan bir aci hissettim. tövbeliyim bu islere.
Geçtiğimiz ekim ayında, Sonuna kadar çarpraz şekilde gerdiğim göğüs yayının sol kulbu elimden kurtulunca o hızla çenemin soluna çarptı, hatta oradan sekip geldiği tahtayı bile hız kaybetmesine rağmen delmişti.
Sonuçta akan kanı durdurmak için mi uğraşsam yoksa o acıyı yanımdakilere çaktırmamaya mı çalışsam bilememiştim.
yaklaşık 10 gün boyunca bel ağrısı çektim. evden dışarı çıkamadım, ne oturabiliyodum ne yatabiliyodum ne gezebiliyodum. bel ağrısı verdiği acı bir yana elini kolunu bağlayıp hiçbir şey yapmadan öyle yatarak acıyı doya doya hissederek geçmesini beklemeyi gerektirdiği için listemizin bir numarasında.