sanırsam ilkokul 6 ya da 7 deyim. okulda 23 nisan nedneiyle tüm sınıflar süslü püslü. cuma günü sınıflar süslenirdi pazartesi de genelde sınıflar savaş alanı olarak bulunurdu. bizim mahallenin kekoları da dağlardaki abileri gibi oraya buraya saldırıp zarar vermeyi çok severdi. neyse cumartesi günü okulun bahçesinde top oynuyoruz arkadaşlarla. bu tipler geldi, ellerinde mikasa top küçük kardeşleri de en büyük horozlu şekerden yiyor. ben de tanıyorum bunları muhabbet ettik. biz okula gircez sınıfları talan etcez onu bunu aşırcaz dediler. ben de ne yapayım dedim. sen merdivenlerde dur haber ver sana da 2-3 türk bayrağı ayarlarız dediler. tabi türk bayrağı görünce içi kıpır kıpır olan biriydim.. olur dedim. yerime başkası girdi oyuna.
kapıyı açtık girdik okula. okulda 2 memur bi müdür yardımcısı falan var sanırım. ben merdivenlerdeyim, bunlar ilkokulların katlarına bi daldı canavar gibi malları topluyorlar. biri çıktıtürk bayrağı gösterdi 'bu senin için' der gibi. biri de 75. yıl yazısı olan atatürk simgeli türk bayraklarından almış 2-3 tane. kafayı bi çevirdim, merdivenin bi başında ben bi başında okulda çalışan memur. dedim şimdi sıçtık. adam yanıma geldi sesleri duydugu sınıflara gitti.. tabi durum ortada. topladı bizi bi odaya, hepimizi bi güzel dövdü. bi de ailenize haber vercem diye gözümüzü korkuttu, ulan kendime söz vermiş olmasam salıvercem kendimi ağlıcam. ellerim titriyor falan. sadece göz korkutmaydı ama eve gidene kadar aklımdan neler geçti neler..
Orta birdeyiz. Bizim sinifa gicik bi ogretmen vardi. Diger ogretmenlere bu durumu anlattik dediler ogretmeni sessiz bicimde protesto edin. Bizimde kafaya yatti tabi. Teneffuste bi guzel hayaller kurduk. Sira geldi derse. Biz tabi sessiz duruyoz sinifta. Ogretmen geldi diyo merhaba cocuklar. Bizde cit yok. Herkes birbirine bakiyo. O zamanlar sevdigim bi kiz vardi uzun sure onla bakistik o sirada. Sonra ogretmen bi bagirdi 'neyiniz var sizin niye konusmuyonuz vs vs' sonra butun sinif aglamaya basladi. Benim kafa hala bulanik digerleri konusuyo bende biseyler mirildaniyorum ama sacma sacma. iste sonra ogretmen bize kizgin halde sinavlari okudu. Tabi o zamanlar caliskanim gerci hala oyle ama konuya donelim. Ben 94 almistim ogretmen bana darilmis halde dedi 'oglum sen hic boyle not almazdin sen baya iyidin ne oldu boyle ' dedi bende ogretmene cok sert cikistim iste bu notta guzel neyini begenmiyosunuz size goremi not alicaz vs vs. Ama herkes bana bakiyo ne diyo la bu dercesine. Tabi veli toplantisindan sonra annem ve babamda bana bi guzel cikisti.
lisedeyim. yaz tatili dönemi. evde internet yok o zamanlar internet kafeye gidiyorum. yol da kestirme olsun bi an önce msn de oturum açayım diye bi tarlanın içinden yardırıyorum. dolayısı ile normal insan yollarının kapatılmış olduğundan haberim yok. ana caddeye çıktım. vızır vızır araba geçer normalde, bir allah'ın kulu yok. ne araba ne köpek !
annemi aradım:
-anne bugün nüfus sayımı mı var bugün (ciddiyim) ?
+yok oğlum pazara çıkcaz şimdi. Ne alaka?
-ya sokaklar bomboş araba falan yok. Ne iş?
+köprülü kavşak açılışı var bugün başbakan gelicek ondandır.
-harbi mi? Kaçta?
+bilmiyorum da sen nerdesin (burda annemin siyah kuşak adam ciğeri okuma becerilerine şahit olabilirsiniz) gezinme ortalıkta..
Ben konuşurken yolun yaklaşık 1 km falan yukarsından sesler gelmeye başladı. Başladım tabi sırıtmaya pis pis:
Harfi harfine yaşanan bu muhabbetin ardından. Yavaş yavaş yaklaşan otobüsün sesi artmaya başladı. Anons geçiyor paso: "başbakan antalya halkını selamlıyor, hoşbulduk antalya !" Bu arada yol hava alanı yolu ve bomboş. Kimi selamlıyo bu dal.arak diye düşünüyodum ki arkasından gelen yaklaşik 3 km lik konvoyu gördüm. Yine kendi seçmenini selamlıyomuş o zaman da, pek farklı bişey yokmuş yani.
neyse moruk yaklaşık 2 km lik görüş alanımda benden başka insan yok. Adamla da aramızda s.ksen 100 metre kaldı. Ben kolları bi güzel sıvadım. 50 metre. Kalp atışlarım tavan yaptı. Macera geliyo ulan dedim içimden. 20 metre, 10 metre. Aynı hizadayız.
Şimdi o anı görmenizi isterdim. Milyon dolarlık bir andı o.
Anons: "başbakanımız antalya halkını selamlıyor"
O esnada başbakanla göz göze geliyoruz ve anonstan dolayı kendinde bir sorumluluk hissedip muavin koltuğundan bana el sallıyor. Gülümsüyor.
ben. Sıvadığım kolu yalayıp sol baş pamağımı sol işaret ve sol orta pamağımın arasına sıkıştırıyorum. Sonra elimi yumruk yapıp , tüm sesleri bir anlığına bastıran bir "şak" sesiyle malum hamleyi yapıyorum.
bu esnada hep göz gözeyiz. Başbakan hiç bozuntuya vermiyor. Dudaklarından okuyorum "deli galiba boşverin diyip" kafayı başka yöne çeviriyor ki haklı aslında. Bide internet kafeye gittiğim için üstümde 6 yıldır giydiğim koltukaltı delik tişört ve penye şort var. Tam bir belduşum.
otobüs geçti. Arkadan gelen arabalardan önce 3 tane sonra belki 15 tane nurtopu gibi tosun indi. Ama deplasmanda olduklarını bilmiyorlardı. O tarlada beni hüseyin bolt bile geçemezdi dostum.
eve girdiğimde nefes nefeseydim. Annem sordu:
-noldu çağrı?
+aç televizyonu izlersin. (Kameralar vardı)
-hay allahı yarabbim ne oldu söylesene.
yaktım sigarayı anlattı herşeyi. 3-4 gün tv de kendimi tarlalarda antilop gibi kaçarken görmeyi bekledim. Ama nafile. Karizmayı çizdirmek istemedi demek eleman.
gerçek bu. Yillar önce de yazmıştım ama silindi tüm entryler.
88 model Tofaş kartalla nusr-et'e gittim beni intihar bombacısı sandılar özel tim, bomba imha ekibi falan geldi amk.
Ama sermaye sınıfına iyi gözdağı verdim. Anarşik eylemlerim devam edecek haftaya da panemera'mla gazi mahallesine gitmeyi düşünüyorum bakalım kısmet.
Lisedeyken Platonik aşkımın Almanca notlarını değiştirdim. Garibim kırkbeş elli almış. Seksen doksan yaptım.
Okulun koridorunda asılı Yavuz Sultan portresini çaldım
Sayısız kavgaya karıştım.
ishale sürekli sulu dışkı diyen sağlıkçı kadına bizim oralarda göte göt derler dedim.
stadyumda maç izlerken bir keresinde tribün liderinin söylettirdiği marşı söylememiştim, he bir de herkes üstünü çıkartıyordu tezahürat yaparken orda da üstümü çıkartmamıştım.(bu kadar anarşiyimdir işte.)
2006 yılının kırkikindi günlerinden bir tanesiydi. 76 adet burjuva mendilim , 24 adet kurbağa bacağımla birlikte yola koyuldum. hakkari'nin göbeğinde teröristlerin döşediği mayına basıp hayatımı kaybedecektim. bunun için aylar öncesinden akılalmaz planlar yapmaya başlamıştım. olayın sonucunda yalnızca ben değil 27 tane fakir zebra da hayatını kaybedecekti. yolculukta ilk durağım silifke'nin yalıkazığı yaylası oldu. biraz soluklandıktan sonra paraşütümün balonunu şişirerek hakkari tarafına doğru yollandım. gökyüzünden 24 adet pelikan saydım ve o kadar süre içinde de yüksekova'nın çamlıca beldesine pike inişimi gerçekleştirdim. birden terörist grubun yoğun roketatar saldırısı arasında kaldım. ilk gördüğüm mayına basıp hayatımı kaybettim.
Aydında yaşadığım zamanlarda evimin altı spor salonuydu, spor salonu demeye zilyon sahit isterdi tabi.
Allahim o ne gurultu o ne ses, son moda sarkilar adeta her gun dogan slx basli apacileri gibi evin icinde caliyor ve yatak, camlar, cerceveler titriyordu.
Adamları uyardım, adamlar dediğim yürüyen vücutlar body'nin dibine vurmuş, gün geçtikçe daha da irileşen spor salonu sahipleri, eğitmenleri.
Uyarım şu şekilde gerçekleşti; ya her gün evin içinde sizin sesinizi duyuyoruz uyumak istesen uyunmuyor, ders çalışmak istesen çalışılmıyor ya şu titreten zımbırtıyı kaldırın ya da belediyeyi arayıp evime getirip desibel ölçmelerini isteyeceğim dedim.
Yürüyen vücutlardan birisi; hanımefendi müşteriler müzik olmadan gaza gelemiyor, kapatamayız müziği burada bir düzen var dedi.
ben; e o zaman paraya kıyıp yalıtım yaptırın kardeşim dedim.
yürüyen vücut; bir şey demeden ya sabır diyerek içeri girdi.
Akşam oldu çok sinirlerim bozuk evde adeta spor salonundakilerin topunu kesmek için can atıyorum, bekliyorum biraz ses kısacaklar diye. ama o da ne adamlar o dönemin moda parçası David Guetta ft. Estelle One Love şarkısını son ses bağırta bağırta çalıyorlar, ben evde deli danalar gibi o yana bu yana sessiz bir yer arıyorum cam, balkon her yer kapalı.
Evet müşteriler gaza gelmişti belliydi lambur lumbur tepinmeleri ağırlıkları pat küt bırakmaları hemen üst katlarında ki benim odamı titretiyordu her seferinde. bende gaza gelmiştim hemen altıma taytımı, üstüme ceketimi çektim ve indim aşağıya.
Öncelikle salonun kapısının önünde masalar vardı onları uçan tekmelerle savurdum, saksıları alıp alıp attım salonun içine, aynı filmlerde ki gibi sandalye ile salonun camlarını indirdim.
Vücutlardan teki değil hepsi koştur koştur geldi ne oluyor delirdin mi gibisinden bağırdılar, tek cevabım '' ay müzikler fazla gaza getirmiş pardon '' demek ve çekip gitmek oldu, bayan olduğum ve yaşça küçük olduğum için bir şey yapamayacaklarını bildim, sokakta herkesin kahramanı olmuştum adeta. sonra eczaneye gittim bir sakinleştirici şurup aldım onu hafif hafif içerek, spor salonu enkazına bir bakış atarak evime gittim.
anarşik bir şekilde indirdiğim camların inanılmaz huzuru ile yattım sessizlikte.
tam 3 hafta sonra da spor salonu taşındı.
lisedeydik o zamanlar. kuytu bi köşede içerken radyodan şarkı istemiştik polislere. 'tüm polis teşkilatına bilmem nerde içen gençlerden şarkı hediye' demişti spiker. 10 dakika içinde basıldık tabii.
teşekkür ettiler şarkı için. allahtan bişey yapmadılar.
lise 1.sınıfta boş derste sınıfta tepişirken müdür yardımcısı geldi. 5-6 kişiyi odasına çağırdı. bi yandan bize uslu durmamız şeklinde nutuk çekerken bi yandan da teypten (evet kasetçalardan) atatürk ün tiz sesi 10.yıl nutkunu haykırıyordu. çok komikti. baya bi gülmüştük. en anarşik halim budur.
Bir arkadasımın doğum günü için elbise giymiştim. Tamam kabul ediyorum biraz kısaydı. Bir yerden geçiyorduk arkadaşımla. Ekip arabasının yanında böyle sandalye gibi birşeyler Var ve 4 tane polis oturuyorlar. Hepsi 40 -45 yaslarinda. Bakişları bakış değil falan. Önlerinden geçerken birisi sesli ve imalı bir şekilde off off, bunlarda gelir miymiş buraya dedi. E bende sinirli bir insanım tabi. O günde iliklerime kadar lafatılmış, iç organlarıma kadar röntgenlenmişim. Arkadasima birsey dedi dimi o dedim , o da kizzim yuru sacmalama polis onlar dedi. Bende atara gelmişim tabi döndüm , ayıp be ayıp kaç yaşında adamsin babamdan büyüksün. Utanmaz dedim. Gezi parkı olaylarında ki kusamadığım kini başladım kusmaya. Ulan Var ya sizin yüzünüzden anarşist olurum ha , allahimin yaşlı kurdu.pis vasifsiz dedim. Adamlar şaşkın , arkaşım şaşkın. Kızı kolundan çekiştire çekiştire yürü ya diye götürdüm. Allahtan insanların plakası yok.
kadıköy'de otururken 12-15 yaş arası graffiti manyağı idim polis merkezinin duvalarına fak dı polis a.c.a.b yazmıştım çok çılgındım o aralar ah beni çılgın.
cahiilkten aynı alana koyduğum köpek balığı ile japon balığının bir arada yaşamayı bilmeyip köpek balığının japon balığını öldürmesi sonucunda hayvanı 3 gün açlıkla cezalandırmam. ve her gün karşısına geçip hunharca kahkaha atmam. acımasız adamım be. heheyt.