ulan işteyim oturuyorum, su içeyim dedim. şu tupper'ın sulukları var ya, heh işte o geberesice şeyden içiyorum. üstümde beyaz şifon bluz var. bir daha beyaz bluzu bodysiz giyeni vursunlar. tam içerken aynı zamanda bilgisayara bakayım diye çabaladım, işte bakın salaklık budur, ne acelesi var gerizekalı beklesene. tam bakacağım derken su şangırt diye üstümde döküldü. tam üstüme döküldü, içeri bi amcayla teyze girdi baya yaşlılar. işte onlarla aramızda namahrem diye bir şey kalmadı artık. birazdan oğullarına istemeye gelcekler.
dün itibariyle kağıt kadar ince istanbulkart'ım koruma kabı içinde çatladı, hem de daha 5 gün önce 55 tl verip aylık akbil yapmamın ardından. üstüne bindiğim otobüsün geçtiği istikamette bir benzincide yüzde 25 indirim vardı mazotta, trafik iptal durumda eve zor gittim. ertesi sabah iett genel müdürlüğüne gittim, kartım elimde sadece bursada ki gibi iki dakikada yerine yenisini vermelerini umut ederken, öğrenci belgesi ve fotoğraf istediler paranın yanında. hassiktir dedim ben daha iki ay olmadı mezun olalı ne olacak şimdi dedim, onlarda mezunsan yok kardeşim bizim onu iptal etmemiz lazım filan cinlerimi tepeme çıkardılar, üstüne tamam o zamanda benim bu içindeki 180 kerenin üzerinde toplu taşıma aracına binme hakkım ve verdiğim o kadar para ne olacak diyorum adamlar; biz karışmayız belbim midir ne boktur bir kuruma git diyorlar bakırköyde.neyse deyip çıkıyorum eve gidiyorum evrakları alıp dur askeriyeye gidip yedek subaylık sınavı için sınav tarihi yerini öğreneyim diyorsun, otobüs şöförü seni bir durak geride indiriyor. yol otoban mübarek geçme yeri yok mecbur ara sokaklardan, yokuş çıka-ine derken 4'ü beş geçe askeriyeye gittim ve 5 dakikadan dolayı içeri almadılar, meğer 4'te kapı kapanıyormuş alım olmuyormuş. yarın sabahın köründe işin yoksa yine git askeriyeye...
insanın başına gelen en kötü şey ev arkadaşının intihar etmesidir.
Ve gece birden uyanıp arkadaşının evin içinde dolaştığını görmek. ayakucuna oturup sana baktığını görmek. hertarafı morarmış halde sana sırıttığını görmek... insan ölmek ister.
Küçüktüm, yeni yeni hayatı öğreniyordum. Mahallede top oynuyorduk. Bende Çok iyi kaleci olduğum için genelde kalede ben dururdum. Mahallede ramazan diye biri vardı biz kısaca ona ronaldo derdik. Bir gün çok sert ve acımasız bir şekilde şut çekti. Top gol oldu ve inşaata kaçtı. Kaleci olduğum için topu inşaattan benim almam gerekiyordu.
Sonra topu almak için inşaata gittim. Orada pala bıyıklı amcalar vardı. Yere 50 krş attılar, almadım. 100 krş attılar eğilip almadım. 200 krş. attılar ve... ühühüühhü.