39.
Kendime yalan soyledim.
Yalnizim bunu ben istedim.
Paramparca butun aynalar.
icimde kan revan birisi var.
38.
Bir şiir yazsam sana Eylül'den kısa olacaktı.
hayallerim gibi bitişe erken ulaşacaktı.
yazmasam içimi kemirip dururdu sevgin,
dışarı taşmaya meyilli...
ömrümü bir mısraya bağlayıp yürümesem daha iyiydi.
37.
Merhametsiz karanlıklar içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarkı var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarkı var onu söylüyorum
Bütün şarkılar gibi kederli
Sokaklar, caddeler, evler bomboş
Yokluğun sırtıma saplandı bir bıçak gibi
Yokluğun sırtıma saplandı bir bıçak gibi
Akıtır taşa, toprağa kanımı
Dünya seninle aydınlık ve güzeldi
Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı
Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı
Yanmaz elinin değmediği ışıklar
Gel, o şarkıyı beraber söyleyelim
Tut ellerimden beni aydınlığa çıkar
Tut ellerimden beni aydınlığa çıkar
Yumdum gözlerimi seni düşünüyorum
Mavi denizlere, mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarkı var onu söylüyorum.
36.
Yalnızlıktan çekildi içim.
iskender diye diye kurudum o biçim.
Gıybetlere karşı koyamadım.
Allahım affet sevdiğin kul olamadım.
35.
Çok eski ve uzun bir hikaye;
bir kadın, bir adamı gerçekten çok sevdi.
alıntı.
34.
Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken.
33.
Be Free, Be True, Be You!!!!!!!
32.
Vura vura dip oldum
Trollere dert oldum
eksilenip söndüm
Çelindi gönlüm
Donuzladın öldüm...
31.
bilirim, çok kirlidir aşk sicilim
sadakat konusunda pek iddialı değilim
ama bu kez farklı olsun diye
sen denersen, ben de denerim.
30.
....
bana eski güzel günlerimi ver ne olur
yokluğumda yoruldum
el değmemiş sevgiler bekliyordum
sonunda yalnızlık buldum.
engin ünsal.
29.
yazarların kendi dizeleridir. herkes yazdıklarında kendine dair ipuçları taşır.
28.
Aslında bir sen sevmedin beni,
Herkesi sevdiğin gibi...
27.
yine yumuşak g ile başlıyor sana dokunmak
türkçemin yasak duvarında..
26.
" Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin"
- Can yücel'in her şey sende gizli adlı şiirinden bir parça.
25.
güneş doğarken ardından tepelerin
anasını s..... tüm telatabilerin.
24.
Süzme çeşmün gelmesün müjgan müjgan üstüne
Kış geliyor ört hocam yorgan yorgan üstüne.
23.
" cahil insanlar ancak boyle basliklarla kendini avuturlar. Bilginin olmadigi yerde bos laf vardir. " - Afyonlu Beg
22.
"Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır.
Anlıyamam kederimi,
Bir ateş yakar derimi,
içim dar bulur yerimi,
Gönlüm dağlarda bunalır.
Ne kış, ne yazı isterim,
Ne bir dost yüzü isterim,
Hafif bir sızı isterim,
Ağrılar, sancılar gelir.
Yanıma düşer kollarım,
Görünmez olur yollarım,
En sevgili emellerim
Önüme ölü serilir...
Ne bir dost, ne bir sevgili,
Dünyadan uzak bir deli...
Beni sarar melankoli:
Kafamın içersi ölür."
(bkz: sabahattin ali )
21.
Geçmedi yare sözümüz,
Yollarda kaldı gözümüz,
Yere sürüldü yüzümüz,
Böyleymiş kara yazımız...
Sabahattin ali
20.
cümle sikem, hece sikem
söyle seni nece sikem.
19.
herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım...
18.
Elveda dostum, el sıkışmadan Sessizce.
Ne keder, ne tasa gerek:
Ölmek yeni bir şey değildir bu dünyada ,
Ama yaşamak da yeni bir şey olmasa gerek.
17.
onca yaşanmışlığın arkasına sakladım.
ne olur ne olmaz ben seni sevdiğimi söyleyeyim de;
her an bizanslı kızın brütüsü gelip anılarımı bıçaklayabilir.
16.
"Rahmin kadar konuş diyorlardı bana
hamile kalıyordum oysa durmadan, roman kahramanlarından.
15.
mehmet akif'in hüsran şiiri. En hüzünlülerinden biri.
Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,
islâmı uyandırmak için haykıracaktım.
Gür hisli, gür imanlı beyinler, coşar ancak,
Ben zaten uzun boylu düşünmekten uzaktım?
Haykır! Kime, lâkin? Hani sâhipleri yurdun?
Ellerdi yatanlar, sağa baktım, sola baktım;
Feryâdımı artık boğarak, na'şını, tuttum,
Bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.
Seller gibi vâdîyi enînim saracakken,
Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım.
Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz;
inler "Safahât"ımdaki hüsran bile sessiz!