bu başlığı görünce " ulan neden mutsuzum " diye düşündüm. bi cevap veremedim. mutsuz değilim aslında. mutlu olmadığım için yapıcak başka bişey kalmamış gibi yüzümü asıyorum.
manevi abimin yaklaşık 20 dakika önce araması ve şu konuşmayı yapmamız.
-kardeşim...
+alo, efendim abi
-napıyorsun canım
+ağlıyormusun abi?
-...kardeşim Allah'ın yazdığı kader de mi benim suçum?
+o ne demek abi dur bi anlat.
-x'in(sevgilisi) annesi benim telefonumu bulmuş az önce aradı. ''senin annen ölmüş sen aile nedir bilmezsin. benim kızıma layık değilsin bir daha görmeyeceğim seni onun yanında'' dedi. annem öldüyse bu da mı benim suçum kardeşim? daha hiç oturup konuşmadık bile, annem yok diye kötü biri mi olmak zorundayım? (her cümlenin sonunda hüngür hüngür ağlıyor)
gecenin bu vaktinde ona bunu yaşatan, onu ağlatan ve bu gece uyutmayacak olanların uzun süre yüzü gülmesin. önyargınız da, pis fikirleriniz de, kendi canınızdan olanı ulaşılmaz görmeniz de kahrolsun.
Baş ağrısı ve mutluluğu hissedememek. Sürekli insanlara kötü davranmam gerektiğini düşünüyorum. Bu duruma nasıl düştüm yaşadığımı hissetmek istiyorum artık.
Elinin altında her türlü bilgiye ulaşma imkanı olduğu halde bu kadar cahil kalmayı başaran insanlara onların yetiştireceği nesillere üzülüyorum.
Adam senin için canını vermiş sen hala işin dalgasındasın. Keşke afrikada sömürülen halkların yaşadıklarına maruz kalsaydınız da gerçek dünyayı anlayabilseydiniz. Burada goy goy yapabilmenizi bile bu ülke işgal edilip sömürge olmasın diye canını verenlere borclusunuz.
Önemsediğim bir konu hakkında, kendimi, değer verdiğim kişiye inandiramamaktir. Ne kadar çabalasam da... Ictenlikle bir açıklamada bulunmak da pek bir işe yaramıyor kimi zaman.