levent kırca, fuat güner(mfö), yılmaz aslantürk, cihan ceylan, uğur gürsoy ha bi de özden inönüyle 5 dkya yakın sohbet etmiştim 9 yaşındayken pembe köşkte. hey gidi
şener şen.
gencim o zamanlar 24-25 yaşlarındayım Vakıfbank ta bireysel pazarlamada çalışıyorum etiler şubesi nde görevliyim, güvenlik memet abi geldi
memet abi: bak şu masada biri oturuyor, kim o?
ben: kimmiş?
memet abi: hele bi git bak ya.
ben:( şener şen in yüzüne karşı) aaaa şener şennnn.
şener şen: (sempatik bir gülümsemeyle) merhaba.
ben: nasılsınız? ben sizi çok seviyorum çok hayranınızım ( bu ne demek ya ), yani sizi çok seviyorum da fotoğraf çekinebilir miyiz?
şener şen: tabi ki gelin çekinelim.
ben: ( kırk yıldır tanıyormuşum gibi sarıldım adama)
şener şen: teşekkür ederim ( sanki ünlü olan o değil de benim.)
Zeki ergezen, ulaştırma eski bakanı. bir de luzius wildhaber diye bi adam vardı aihm başkanıydı bir zamanlar rıza türmen filan da vardı yanında, birlikte öyle bir görüşmüşlüğümüz vardır kendisiyle.
orlando bloom ile karşılaşmıştım. yanılmıyorsam bir isveç gezisiydi. naber lan dedim, bana afallamış şekilde baktı. türkçe bildiğimi kimseye söyleme dedi. la siktir keraneci dedim. tabii yalancıyı sikmiyorlar ya. ay çok küfür içerdi.
Amsterdam'da V&D'de görmüştüm. Önüme birden çıkınca konuşmakta tereddüt etmiştim fakat sonra "Hey Mr Roger, Ive always been a huge fan of Deep Purple" diyerek girmiştim konuşmaya. O da gülümseyerek "Oh really, nice to know that, seems like we are quite popular down here" demişti.