buradan olabilecek en uzun köye kadar yol olacak pişmanlıklardır. ama şöyle bir şey var. geçmişte ki pişmanlıklar zaten olur da, insan güncel yaşarken pişman oluyor ya o kötü. hissediyor bünye, keşke diyeceksin diye fısıldıyor resmen.
işte bu kadar büyük pişmanlığım var ama doğruyu söylemek gerekirse sadece birini düzeltmek için şans istiyorum. keşke 1. Maddede yazanı hiç yapmasaydım o yılları tekrar yaşamaya razıyım düzeltmek için.
iyi davrandıkça hep en iyisini yapmaya çalıştıkça kimseyi mutlu edemiyor oluşuma şaşıp kalıyorum. Elimden gelenin en iyisini, hiç değmeyecek insanlar için yaptım. Mutlu olsunlar diye kendimden verdim, çok pişmanım. insanoğlunun hep daha fazlasını istediğini unutmuşum..
değer vermek ve değer verdiğim insanların siklerinde değilim kendimi sosyal sanıyorum insanlar sadece işleri düştüğünde arıyor özellikle platonik aşklarım yarın ölsem hiçkimsenin umrunda olmayacağım annem babam bile sadece bir gün ağlayacak hayır üzülmüyorum (aslında bunalımdayım) bu hayattaki tek gerçek bu hayata yalnız geldiğimiz ve yalnız gidiceğimiz sözümü blackie lawless babanın the idol şarkısına şu girişiyle bitirmek istiyorum.
will I be alone in this morning
will I need my friends.
Aslında yok.Ne yaptıysam ne söylediysem asla pişman değilim.isteyen istediği gibi algılasın.Sadece kendimi üzdüğüm için kıZgınım kendime.Hayatı akışına bırakmak gerek.kendimi olduğum gibi seviyorum.şükürler olsun.
Hiç tadamadığım duygudur. Pişmanlık diye bir şey yoktur.
sadece tecrübe vardır. Aynı negatif tecrübeyi de birden fazla deneyimlemeye de pişmanlık değil aptallık denir.
Bazı şeyleri bildiğime çok pişmanım. Her aklıma geldiğinde bana sıkıntı veren birtakım saçmalıkları zorla öğrendiğim için pişmanım. Ve bunun benden başka kimseye bir zararının olmadığını bildiğim için kendimin aptal olduğunu sıkça kendime hatırlatırım.
Ulan ne var bilsen ne bilmesen ne seni ne ilgilendirir. Saçmalıkların sorumlusu benmişim gibi kendimi huzursuz ediyorum. Ama bazende bilmek iyi geliyor bir fotoğraftaki kişinin kimin nesi olduğunu hala ne düşündüğünü az çok tahmin ediyorum. Sonra kendime diyorum ki sen gerçek bir aptalsın. Aptallar bu kadar kendi düşündüklerine inanır çünkü.
Bazen bütün bu bildiklerini senin bildiğini bilmeyen kişilere söylemek istiyorsun ama bişey seni durduruyor.
Durduran şeyi alıp yerin dibine sokup karşısına dikilip kafanı allak bullak eden o saçmalıklara cevap isteyesin geliyor.
Ama anca bu kadar saçma bir yazıya döküyorsun. Entryi kaydediyorsun ve uyuyorsun bu da böylece yarım kalıp gidiyor. Birkaç gün sonra da bu yazıyı okurken yine ne aptalca şeyler yazmışım diyip silik kutusunun yolunu tutturuyorum.
Neyse.