Bundan seneler mukaddem. Adana ruh sağlığı karşısındaki evlerde benim halen dost bildiğim bir arkadaşım vardı. Hava hafif soğuk ama deli gibi top oynayacağız biliyorum. Fakat montum yok. Benim o sıra montum yok ve hava soğuk. Ben evden böyle tişörtle çıktım. Formamsı bir şey. Hışır Hışır bir Adidas tişört idi. Polyesterin tillahı.
Neyse akşam oldu dönüş yolundayım. Tek otobüsle hemen gidebiliyorum. Zaten yürüsen 10 dk yol. Bekliyorum vasıta.
Karşıdan bir çift geldi, hava da biraz kararmış idi ve soğuk idi esasen. Bana direkt, "senin montun yok mu böyle çıkmışsın, üşürsün" dediler. Ben dedim ki, "üşümüyorum, top oynadık, evime gideceğim şimdi"
Eve gittim nasıl ağladım. O zaman yarapbi babam işsiz miydi, biz babamın içki ve kumarından çok çekmiş, bu yüzden defalarca parasız kalmış bir aileyiz, Hüseyin amcam bana bir Adidas mont almıştı. Onu severek ama mecburen giydim uzun süre. Sonra babam giydi biliyor musunuz?
Fakat ben. Mont giymeyi hayatta sevmem. Allaha şükür ki biraz içkimi kıssam en üst markadan mont alabilirim. Pağul şark alsam bir şekilde alırım taksit maksit, öderim de. Fakat Benim halen montum yok. Ben mont giymem hiç. isterse kar yağsın. Ne mont alırım ne mont giyerim.
az önce kapıcıdan, 20 lira olan aidat parasını ödemem için 3 gün müddet istedim. (3 gün müddet ne anasını satayım. sanki eroin satışı yapmışım da milyon dolar borcum var amk.) daha fakir olduğum zamanlar da oldu tabii ama bu daha etkili bir fakirlik oldu.
300 liralık bursun avansını önceden harcayıp geriye kalan 190 lirayı alıp cebine koymak suretiyle tekrardan 100 lirasını kredi kartına verme anı ve kalan 100 lira ile tam tamına 1 ay geçirecek olmak. Not : Gelecek bursa en az 20 gün var ve cebimde kalan sadece 23.5 tl.