gecenin yarısı tüm kuzenler toplanmışız en küçük benim içlerinde ,korebe oynayasımız tutmus o vakitte, üstelik beni ebe yapmışlar gozlerimi bağlamaları yetmemiş üstüne ışıklarıda kapamislar , birini yakalama çabasındaki ben düşüp kolumu kırmış birde olayın sıcağıyla gecenin bu saatinde korebede nesi diye babamdan dayak yetiştim sabaha kadar kırık kolla sesimi cikarmadan durmustum korkudan .
gecenin yarısı tüm kuzenler toplanmışız en küçük benim içlerinde ,korebe oynayasımız tutmus o vakitte, üstelik beni ebe yapmışlar gozlerimi bağlamaları yetmemiş üstüne ışıklarıda kapamislar , birini yakalama çabasındaki ben düşüp kolumu kırmış birde olayın sıcağıyla gecenin bu saatinde korebede nesi diye babamdan dayak yetiştim sabaha kadar kırık kolla sesimi cikarmadan durmustum korkudan .
apartmanın merdivenleri yıkanırken, merdivenler arasından süzülen pis su ile abla ve komşunun çocuğu ile birlikte yıkanma sonucu anneye yakalanılır ve eve çıkarılır. banyoda bir güzel yıkanıp paklandıktan sonra bir güzel dayak yenir. *
annenin evi süpürürken yazarımızın polis setindeki kemeri makineye kaptırması sonucu oluşan ve yazara elektrikli süpürgenin o uzvuyla sürekli vurulan ilginç dayağın, beceriksizliğe dayalı sebebidir.
ilk okuldaydım. Daha 1. sınıfın ilk günleriydi. Ablam orta okula gidiyordu. Hocalar ona ilk günlerde ödev vermiyordu. Bizede öğretmenimiz sayfalar dolusu a b c yazdırıyordu. Ödevimiz buydu ama ben ablamlara vermiyorlar diye bana da vermiyorlar diyordum. Hoca ödev verdiğinin ertesi günü açın ödevlere bakacağım dedi. Benim sayfa boş tabi.
*Nerde ödevin?
-Unuttum.
Neyse ki hoca affetti. Bu seferde diğer harflere geçmiştik. Yine ödev verdi. Ben yine her zaman ki afacanlığımla o günde ödevimi yapmadım. Hoca ödevleri kontrol ederken;
*nerde ödevin?
-Be be ben yine unuttum. ( güpgüp güpgüp güpgüp)
Neyse ki hoca yine affetti. O gün işlenilen derste yazıp çizdiğimizin aynısını ödev olarak yine istedi. O gün yine yapmadım.
Hocanın önüne boş bir sayfayı açınca;
*Ödevin nerde!
-Be be be be ben u u u u unutttttum.
*Yaa unuttun demek. (Çaaaaaaaaaaaaaaaaat!)
Bembeyaz yanaklarımın altında kıpkırmızı lekecikler oluşmuştu. işte o zaman anladım eğitim hayatı epey sancılı olacaktı. Neyse ki ertesi gün ödevimi yaptım.
8 yasindayken abimin selen adli bir kizi sevdigini evin icinde bagirarak söylemistim ki bu dogruydu. beni elleriyle yukari aldi o 1.87 lik boyuyla, kollarini uzatti ve birakti yere. sanki ucurumdan hopladim, garip bir histi ama bir sakatlik yasamadan atlatabildigim icin kendimle gurur duymustum ciddi ciddi. ne zaman hatirlasam kahkaha atarim.
- apartmandaki komşuların kapısına kafamdan uydurduğum bir alfabe ile yazılar yazıp, ayağını denk al yakında öldürücem seni yazıp bırakmam ve komşuların anneme şikayete gelmesi.
- okul bahçesinden karşı bahçeye taş atıp araba camını kırmam.
- evin balkonundan su dolu poşet sarkıtıp insanların kafasına bırakmam
- okulda basket potasına tırmanıp yuvarlak halka kısmına oturup, inmemem
- ablam çok kitap okuyor benle oynamıyor diye ablamın harry potter kitabının üstüne kusmam
- salıncaktan inmeyen kızın gözüne toprak atıp ağlatmam
- ben müdürün kızıyım istediğimi yaparım diye milletin kafasına sınıfın metresiyle çatır çatır vurmam
- evdeki biblolarla bowling oynayıp kırmam
- sınıfın yakışıklı erkeklerine tasolarımı yağmalarken kavga etmeleri ve suçun bana yıkılması
evet hepsini 8 yasında bir kız çocuğu iken yaptım.
küçükken pek bi inektim tüm ödevlerimi yapardım sonra bir gün dedim bunlar ödev yapmıyor ama yine mutlu neden acep duyguyu rahatlığı yaşamak istemiştim yapmadım o gün yediğim dayaktan öğrendiğimi şu yaşıma kadar hiçbir şey öğretmemiştır heralde.
ilk okul 1. sınıfta fiş defterini sıranın altına koyup sınavda kopya çekerken yakalandığımda yediğim dayak. ulan küçüklükten belliymiş benden bir şey olmayacağı, okuma yazma yı bile kopya çekerek öğrenmişim.
ben küçükken komşumuzun oğlunu dövmüştüm, sonra iki ablası geldi benden 6-7 yaş büyük ve iriceydiler. bir güzel patakladılar beni.
her yerimi cimciklediler, tırmıkladılar... çok acımıştı.
komşunun çocuğunu su birikintisine atmak olarak düşünmüştüm hep. ama yıllar sonra yapılan bir anne kız sohbeti sırasında gel dediğimde yanıma gelsen yemezdin o dayağı, kaçmana çok sinir olmuştum demesiyle kahkahalara boğan olaydır.
kömürlüğümüz olmamasından ötürü kömürün merdiven altına istiflenmesi ve benim o kömürle oynamamdan ötürü rahmetli babaannemden sırtıma dirsek yemiştim, hatırlayınca hala gülerim.
Ev badana yapılırken üstünü başını, yüzün dahil (gizlice ve bilerek) boyamak.
Kardeşle kavga etmek.
Her hangi bir şey kırılıp bozulduğunda suçu kardeşin üstüne atmak ve sonradan gerçeğin ortaya çıkması.
komşunun çocuklarıyla sorun yaşayıp kavga etmek.
Milletin dalına bahçesine dadanmak.
Çocuk olmak.
Nerden bulduysam bir priz bulmusum aktif olmayan calismayan bir priz neyse ben bununla oynarken annem gelmis, gormus beni o halde sonrada sen misin onu cikaran, bir okkalisindan tokat atmis.
Sonradan farkediyor oynadigim prizin duvardaki priz olmadigini. Annam sonra icine bir oturmus bunun yaptigi sarilmis bana, oturmus aglamisiz ikimizde. *