bazıları çok sebepsizdi aslında. insanın karakterinin gelişiminde en büyük etkiyi dayakçı eğitim gösterir. bizi zamanında çok dövdüler anneler babalar öğretmenler büyükler ama ezildik piştik adam olduk. şimdi ise ben dayak yedim çocuğum yemeyecek dayağa karşıyız diyen ailelerin inanılmaz büyük bir çoğunluğu çocuklarına laf geçiremiyor bezelye kadar çocuğun alay konusu oluyor. anneler babalar küçücük çocukların köpeği oluyor. izahsa izah konuşmaksa konuşmak ama yeriyse dayakta gerekli diye düşünüyorum. hayatımda en nefret ettiğim çocuk türüdür çok bilmiş büyümüşte küçülmüş şımarık bebeler. ama şimdi her yerdeler. ben yiyemedim ben oynayamadım ben giyemedim çocuğum görsün bunları diyen ebeveynler çocuklarının arpalarını fazla tutup leş gibi şımarık çocuklar yetiştiriyorlar.
sene 2005 beden eğitimi dersinde arkadaşıma bir kelimelik bir şey söylemiştim ne dediğimi hatırlamıyorum sırf bu yüzden hoca sağolsun baya okkalı bir şekilde iki tokat geçirmişti ağlayamadım öyle kalakaldım sıradaki herkes bana bakmıştı. o gün çok kötü beddua ettim o hocaya o tokatı haketmemiştim çünkü bir tek ben konuşmamıştım. gücü 12 yaşındaki kıza yetti şerefsizin neyse ya bir ya iki hafta sonra bu hoca trafik kazası geçirdi en son yoğun bakımdaydı sonra ne oldu bilmiyorum oradan taşındık. umarım ölmemiştir.
ilkokul 6.sınıftaydım, hentbol takımı antremanından önce soyunma odasında pas verirken yanlışlıkla müdür yardımcısının oğluna attığım top değdi ve o da kızarak topu bana atmıştı, eğilmem ile soyunma odasının camının inmesi bir oldu.
ve o şerefsizin, şerefsiz babası beni odasına çağırdı camı benim kırdığımı söyleyerek bana vurmaya başladı, beden öğretmenin desteğiyle de küçücük bir beden tekme ve tokat içinde kaldı. sadece başımı korudum ve gururumdan dolayı tek damla gözyaşı dökmedim, matematik öğretmenin beni kurtarmasıyla o olay sona ermişti ama içimde ki kin hiç bitmedi.
Yaşar akyıldız ve Suna batu sizi hiç unutmadım, şimdi sizinle meslektaş olacağımdan utanıyorum. eğer bir gün olur da karşılaşırsak size iki çift lafım olacak...
barış mançonun acıh da bağa vir şarkısını söylemek. resim öğretmenimiz şarkı söylememi istemişti. ben de o sıralar bahsettiğim şarkıyı dinliyordum, onu söylemeye karar verdim. ben çevir kazı yanmasın kısmına gelemeden kadın delirdi ve bir tekme savurdu. sonrasını hatırlamıyorum desem yeridir. o değil de ilkokulda pek çok defa gereksiz yere dayak yemişim onu anladım şimdi. şimdiki çocuklara höyt bile diyemiyosun, ben neredeyse her hafta dayak yiyordum be.
daha 5. sınıftayım o zamanlar pokemon izliyorduk, balbazar denilen pokemon vardı, sesi kalın ve gürdü hoşuma gitmişti taklit edeyim dedim; sınıfta sınav olurken ortam sessiz tabi Balbazar diye bir ses duyuldu herkes bana bakıyordu hain örtmen gelip beni dövmüştü pislik kadın.
4-5 yaşında falanken, ufak çaplı bir yangın çıkardığım için...
şöyle ki;
mutfağın balkonunun yanında bi kiler odası vardı evimizde, oraya sindim bi gün kibritlerle gazete yakıp sonra üfleyip söndürüyordum. sonra bir kontrolümden çıktı söndüremedim, yanan gazeteyi elimden attım halının üstüne düştü. salaklık işte git hemen söyle bari kilerde bişe yanıyor diye, yok işte çocuk aklımca güya suçtan yırtıcam, kaçtım kilerden.geldim oturdum salona hiçbişe olmamış gibi.
bi süre sonra tabi kokudan anlaşıldı. neyseki çok çok kuvvetli bişe değildi, ufak bi müdahaleyle söndü ama sonrasında yaşadığım korkuyu,yediğim tokatı ve aldığım cezayı hiç unutmuyorum.
anaokulu zamanları, soğuk bir aralık günü montumun eskimesinden ötürü annemle babam hadi gidelim bizim saksağana mont alalım dediler ve alışveriş için yola koyulma hazırlıklarına başladılar. Hazırlanırlarken bende gitmek için ısrar ettim ama bana liseye gitmek için bizde kalan zeynep ablamla kalmamı söylediler neyse bunlar yola koyuldu ben ağlıyorum filan zeynep ablam bana bir tabak kuruüzüm verdi, ben de dedim ki ben camdan annemlere bakacağım tamam dedi cama çıktım ve biraz uzaklaşmış olan babama,
-Babaa baba -babam döndü ve baktı- Senin ananı s*keyim! dedim demez olaydim babam eve doğru koştu filan annem zor tuttu babamı. Sonra bunlar geldiler alışverişten elektriklerde gitmiş filan neyse dedim ki sürpriz yapayım salondaki koltuğun arkasına saklandım ve babamlar gelince ce eee diyerek fırladım aç aslanın önüne...
+@&!*¥+-§#
gerisi malum işte sözlük siz siz olun babaannenize sövmeyin.
annem ameliyat olacakmıs o zaman, babamda hastanede haliyle beni ve ablamı anneannemle evde bıraktılar. 'sakın dışarı çıkma' diye de tembihledi babam. ee o zamanlar 6 yaşında çocuğum dayanamadım sıkıldım evden kaçtım bizim yan komşuya ateri oynamaya gittim. zaman nasıl geçmiş anlamadım oradan çıktığımda hava kararmıştı. bizimkiler sokakta beni arıyormuş kayboldum diye. eve döndüğümde annemin hastalığı yüzünden sinirli olan babam beni önce aduket le sersemletmişti sonrada aparkat koyarak işimi bitirmişti. *
cetvel getirmedim diye matematik hocam bana ilk tokatı patlatmıştı. Acı olan alagavatın sana tokat yakışıyormuş diye diğer yanağa da bir tane geliştirmişti.
misafirlerin içinde halıya zarıl zarıl sıçmışım küçükken sözlük. hatırlayamıyorum ama okkalı bir dayak yediğimi aynı misafirlerin içinde hep anlatır dururlar.
yemeği düzgün yemediğim, sofraya düz oturmadığım için ebemden dayak yedim, 9 yaşındaydım sanırsam. evet yanlış duymadınız ebemden! o yüzden ebemin bahsi benim nezlimde kamuya açıktır.
inatçıydım hala öyleyim. peynir yemezdim küçükken bir gün kahvaltıda annem peynir tabağını önüme koyarak bu bitmeden sofradan adım atmak yok dedi. herkes kalktı sofradan masa toplandı penir tabağıyla ben kaldım ve hala savaşıyordum. tam 3 saat öylece oturdum. ve sonrasında güzel bir dayakla mışıl mışıl uyudum hiç unutmam.