taviz verme kendinden ve hayat felsefenden!
ve asla "insan"ın olduğu değil olması gereken temelli inanışlarla deneye&yamulma moduna girme...
genelleme cehalet işi eyvallah ama "insan" çiğ süt emmiş ve envai çeşitmiş!
aynanla değil de çıplak gözle bak bundan kelli...
heralde öldükten sonra da ben bu dersleri alırım.**
not:evet istatistiği iki defa alıyorum.yanlış bir durum yok.belki iki defa alırsam geçerim bu sefer diyorum.sen nedersin bilmem?*
geçmişte çok isteyip de ulaşamadığın her şey aslında senin hayrına idi, şimdi de hayalini kurup, gerçekleştiremediğin her şey sana şu an acı verse de, zaman onların yanlış seçimler olduğunu sana gösterecek. hayalkırıklıklarından kaynaklanan acılarını bastırma. aksine içine girip tüm acıyı hisset. kendine sor 'bu deneyimi niye yaşadım, bundan ne öğrenmem gerek?'. yeterli olmazsa kitaplar oku, farkındalığını geliştir, hatta yazarak kendini ifade ve tedavi et. inan tüm bu süreçlerden sonra kendin, insanlar ve hayat hakkında çok şey öğreneceksin ve çektiğin her acı istiridyenin kabuğuna giren bir kumtanesi olacak, hayatına yarının güzel incilerini getiren.
kimseye güvenememe, her ne kadar iyi birşey olmasa da. akıllı olursan acı çekersin, aptal olursan güler geçersin. kulağının biri kapalı, gözünün biri kör olacak. herşeyi bilirsen ağır geliyor bazen. ya etrafındakilerin yaptıklarına katlanamayıp yanlız kalıyor,
yada yanlız kalmamak uğruna içi kızsada bildiklerinden gülmek zorunda oluyor. ya hiç bilmeyeceksin, öğrenmeyeceksin yada öğrendiklerinin sana yüklediği ağırlığa katlanabileceksin.
insan yapmayacağım dediği her şeyi yeri ve zamanı gelince yaparmış. hem de öyle bir yaparmış ki kendi bile şaşırırmış...
insanın sabrı bazen sonsuza yaklaşacak kadar çok olabiliyormuş, konu sevdikleri olursa...
insan katlanamam dediği şeylere zamanı gelince öyle bir katlanırmış ki acı çekmeden altından kalkmayı bile başarırmış...
insan aşık olurmuş gerçekten... aşk yalan değilmiş...
beklemek zormuş, sabretmek daha da zor, belirsizi bekleyip kafa yormaksa en zoruymuş...