istersen en süper modern mimari kurallarını uygula bir süre sonra hayalindeki ev olmadığını hissedersin. neden?
bunun nedeni mimarinin insani boyutlardan uzaklaşmasıdır.
yapının görkemi, çarpıcı görüntüsü ve içinin parlakımsı temizliğine önem verilmesidir.
oysaki insan böyle bir varlık değil. yani sırça köşk tarzı yerler insan ruhuna uymaz.
ne olmalı?
bir kere boyutları insani olacak. mesela 3x3 ten büyük oda insanın kapsayacağından büyük olduğu için asla seninmiş gibi hissedemezsin.
pırıl pırıl parlayan, tertemiz duvarlar seni bir süre sonra iter. daha doğrusu doğal olmayan her şey seni iter.
bu anlamda kısaca özetlersek; evinin boyutları insani ölçülere yakın olacak ve kullandığın malzeme az işlenmiş, doğal olacak.
şimdi anlayamasan bile ileride içinde oturdukça nasıl huzur bulduğunu, nasıl rahat ettiğini, içinde uyumanın ne kadar farklı olduğunu görünce anlayacaksın.
kullanacağın 3 malzemeyi yazıyorum. toprak, taş, ahşap ve bitkisel boya.
3 sağlık 1 huzur ev. Mutluluk da balkonda duran küçük saksılı 3 5 fesleğen olsun.
insan ev'den evin'den müteşekkildir. Evlerimiz her ne kadar bedenlerimizi dört duvar arasında harici kötülüklerden korusa da en çok ruhumuzun korunaklarıdır.
Sakin huzurlu mutlu hissettiren böyle dışarıdan ağaç yapraklarının rüzgarda çıkardığı hışırtıların geldiği
üst katının tamamen camdan olduğu ve içinde minik bi kedinin dolaştığı şömineli güzel bir ev.
ev küçük olabilir, ama kocaman bir çiftliğimin olmasını istiyorum. kuzuların zıpladığı, kedilerimin koşuşturduğu.
at olsun, eşek olsun, inek, koyun, keçi olsun.
bir de içinde 3-5 tane dünyayı güzelleştirecek evlat olsun yeter.