gaziantep e bir kaç sene önce tramvay yapıldı. şimdi bu tramvayları tanesi 2 milyon dolara mı 3 milyon dolara mı ne aldılar. sanacaksınız ki tramvaylar übersonik filan. yok amk almanların 72 yılında yapıp 80 lerin sonunda çekoslavaklara kitlediği tramvaylar.* tabi çekoslavaklar "bizi siken yok mu" nidalarımızı duymuşlar ki tramvayları tanesi bilmem kaç milyon dolara bize kitlemişler. e sonuçta adamlara da birileri kitlemiş. neyse konu tramvay değil. tramvayın sinyalizasyon sistemi. diyceksiniz ki o ne ? ilk duyduğumda bende öyle demiştim. şimdi bu tramvayların geçiş güzergahlarında trafik lambaları var. e bunlar geçerken seyir halindeki arabalar karşılarına çıkmasın kaza olmasın istedikleri için* sinyalizasyon sistemi tramvay ışıklara yaklaştığında devreye girer ve ışıkları yeşilden kırmızıya çevirir. buraya kadar anlamayan var mı ? yok değil mi ? herkes anladı ama ben anlamadım işte. ulan tramvay yaklaşınca ışık kırmızıya dönüyorsa o tramvay beni nasıl ezdi lan ? o yanan yeşil ışık değilmiydi ? nur mu doğdu bana ışıklarda beklerken ? ulan ölücektim be abdestim bile yoktu şerefsizim. 2 haftadır araba süremiyorum ulan korkudan. rüyama tramvay giriyor şöförü camdan sik sik gülüp el sallıyor lan otostopçocukları.
sizin yapacağınız işin allah bin türlü belasını versin.
patenlerimi ilk aldigimda, daha yarim yamalak paten kayarken yola cikip oyle kaymaya calismam, bu isi tam da sokagin yegane virajinin sonunda yapmam ve gelen arabanin beni tabi ki son anda gormesi. ama adam durmustu da bisey olmamisti. kaldirima cikip korkudan yere dustugumu hatirliyorum.
bir de gece sarhos bi bicimde evime giderken zencinin tekinin beni kolumdan cekip duvara yaslamasi, once elinden kurtulamamam sonrasinda ise nasil oldu bilmiyorum ama adamin beni birakmasi.
tren istasyonunda gidecegim yone giden trenin geldigini gormek ama yetismek icin altgecitten gecemeyecegimi farketmek, bunun uzerine salaklikla trenyolunun oteki tarafindan atlayip karsi tarafa gecmek.. perona/platforma ilk hamlede cikamamak, trenin daha da yaklasmasi ama sonra cikmak, rahatlamak. dersane sinavina gec kaliyorum diyeydi, ne kafa varmis o zamanlar...
bir tren az kalsın arkadaşımla beni eziyordu. tren üstümüze üstümüze gelirken, bizim yaptığımız tek şey, trene mal mal bakmak oldu. etrafımızdakiler bize bağırıp çağırmasa hala trene bakar mıydık bilmiyorum...
4-5 yaşlarında küçük bir çocukken kumsaldan eve doğru gelirken eşyaları toparlayan anneannem görmeden karşıya geçmeye çalışmam.. sol taraftan fırlayan bir otomobilin hızla üzerime gelmesi... acı bir fren ve ayağa kalkan kumsaldaki insanlar...
eve geldikten sonra ağlamıştım lan arabanın sahibi arabasının önüne çıktım diye beni polise verecek diye. çocukluk işte.
geçirdiğim en büyük kaza sünnetimdi hala etkisindeyimdir.Düğünden sonra annem balkondan yıldızlara bakalım diye yukarı çıkardı işte o zaman bir yıldız kaydı.
kıştı... Kar yağmış, yollar kapanmıştı. O nedenle yolculuğumuzu yollar açılana kadar ertelemiştik.
Ertesi sabah hava günlük güneşlik, çatılardan eriyen karın suyu şıpır şıpır akıyor, kuşlar bahar gelecek zannetmiş şakıyorlar. Yola çıkmaya karar verdik ve yolculuk başladı. Yollar eriyen karın etkisiyle hafif ıslak yolun kenarında kar yığınları var. Babam çok hız yapmayı sevmez, en fazla 90'la gider ama o bile çok yüksek hızdır bazen. Bir virajı döndük, iki dağın arasında gölge bir yola girdik ve bir anda yolun buz olduğunu farkettik ama çok geçti, araba bir anda dönmeye başladı.
Bende şöyle bir ruh yapısı vardır; olay anında değil olaydan sonra korkarım. içinde bulunduğum otomobil başıboş şekilde kendi etrafında dönerek hızla ilerlerken ben babama dönüp baktım. Yüzünde bir dehşet ifadesi, direksiyona yapışmış ve arabayı toparlamak için çaresizce çırpınıyor, arkaya dönüp baktığımda annem 'allahım allahım' diye bağırıyor. En garibiyse ablamın o anki haliydi. Hiç bir şey olmuyormuş gibi sakin sakin arkasına yaşlanmış ve o kadar rahat görünüyor ki. Dudakları kımıldıyor, belli ki dua okuyor.
Araba kendi etrafında 5 veya 6 tur attı ve sonunda tam da gideceğimiz yol istikametine dönük şekilde durdu. Müthiş bir tehlike atlatmıştık, bu travmayla rengimiz kaçmış vaziyette öylece kalakaldık. Bir dakika sonra o neydi öyle falan derken babam 'gizli buz var, farketmedim. iyi ki aşağıya uçmadik. Ya karşıdan başka bir araba falan gelseydi' dedi. Sonra arabayı çalıştırdı ve yola devpam ettik. Pek konuşmadık ama hepimizin en çok şaşırdığı şey o dönemeçte neden dümdüz uçuruma doğru değil de onca yolu yoldan çıkmadan gittiğimizdi. Hala da merak ediyorum. Belki de ablamın okuduğu dualar bizi kurtarmıştı. Bilmiyorum.
koluma demir girdiydi, inşaat demiri, öteki yandan çıkmadı tabi ama içeri girdi bildiğin, izi mevcut sol kolumda her baktığımda hatırlarım et parçasını, bir de mal gibi kendime doğru çekince kolu, yırtıldı kolum. vay le le
freni tutmayan bir bisikletle daracik orman yoluna gece gece farsiz bir sekilde dalarak, yokus asagi ayaklarimi yere sürtüp bisikleti durdurmaya calisirken havada yarim takla astiktan sonra zifiri karanlik gecede ormandaki agaclara carpmadan tepemin üzerine düsüp, köprücük kemigimin darmadagin olmasi ve ameliyat olmam. sansliyim ki ucuz kurtulmusum.
kolonyalı elimle mumu tutunca elim meşale gibi alev aldı o panikle elimi sallamaya başlayınca ben salladıkça o daha da alevlendi bi anda kalbimin atışlarını duymaya başlayınca koltuğa vurmaya başladım ellerimi.
sonuç: elim tütsülenmiş tavuk gibi kokuyordu.
geri zekalinin biri hatali sollama yaptigi icin kendi seritimde dimdizlak kalmistim. allahtan yan taraf duz araziydi de direksiyonu kirabildim, kendisi de son anda kirabildi... ucuz atlattik.
daha dün akşam başıma geldi. virajı dönmemle karşıdan gelen iki tane birbirini sollamaya çalışan psikopatı farketmem bir oldu. o an manevi olarak altıma sıçmadım desem yalan olur. ama yine de ucuz atlattım.
küçüklüğümden aklımda kalan en eski şey beni elektrik çarpması. o da bir flash gibi. tek karelik.
ben mini minnacıkken babamın tamir etmeye çalıştığı prizi tutmuştum. çok garip bir duygu. 220 volt geçince içiniz bir hoş oluyor. tuttuktan sonrasını hatırlamıyorum. daha sonraları elimde yara vardı zamanla geçti.
patates kızartırken yağ sıçradı göz kapağımın üstüne çok korkmuştum.
bir daha tövbe yapmam.
yağ sıçramasının nedeni tavaya elimden su damlamıştı.lanet olası!
geçenlerde helikopterden diğer helikoptere atlıyordum tam o esnada ayağım kaydı allahtan yandaki jetin kanadına bastım oradan atladım bu sefer pilotun kucağına düştüm şanslıyım ki pilot bayandı yoksa durum sakat olabilirdi.
üç yaşındayken binanın 4. katından düşüş, sekiz yaşında bir araba çarpması ve bisikletle yokuştan inerken bir metrelik boşluğa düşüş ve duvara bodoslama çarparak burnun kırılması,on yaşında 3m yüksekten başına varil düşmesi ve iki kez araba çarpması ,yirmi yaşında inşaaatın dördüncü katından iskeleden düşmek....
not:herşeye rağmen ruhen sağlıklı mıyım bilmiyorum fakat bedenen sağlamım.
sabah kalktım. hastaydım o gün biraz. neyse efendim uykulu uykulu indim merdivenlerden. lavaboya gittim. biraz yüksek bizim lavabo. ben de hastayım ya tam hapşırırken alnımı lavaboya çarptım.* beyin kanaması falan geçiriyorum sandım bir ara. allahtan ufak bir morlukla kurtuldum.*