10 12 yaşlarındayken paten kayarken popo üstü düştüm taak diye.bi ay oturamadım zaten ayaktaydım ya kendini bi yerlere bırakıyor oluyordum yanda yatıyor. ve hala etkileri belimde ve boynumda devam ediyor!
tahminen 7 yaşındayken yağan yağmur altında kollarımı açmış gökyüzüne doğru bakıp dönüyordum. sokak ortasında tek başıma hem de.. bu müthiş bir duyguydu sonrasında annemin bağırış çağırışlarıyla kendime gelmiştim tabi, ee haliyle sırılsıklam olmuştum. şimdi 21 yaşındayım aynı çılgınlığı o günden sonra bir daha yapamadım, bir daha ki yağmura artık..
Bir de yağ satarım bal satarım vardı. O zaman bu neşeli bir şarkı gibi gelirdi bana, bize ama şimdi fark ediyorum. Satan kişi hem ustası ölmüş diye yağ satıyor, bal satıyor, hem de on beş liraya ustasının kürkünü satıyor. Bunu neden yazdığımı bilmiyorum ama o kadar da masum bir şarkı değildi bence.
şerefli, onurlu insanlar. aklımda kalan ve özlediğim yegane şeydir. şimdilerde heryer yalaka, düşünmeyen, algıla zorluğu çeken insanlarla dolu. şimdi bu insanlar azınlıkta ne yazık ki. sesini çıkaran da baskı ve tehtid ile susturulmaktadır. varsa şekliniz kasımpaşa'ya bekleriz demedikleri kaldı bir tek. onu da derlerse saygıda kusur etmem.
şehir bombalanıyorken patlayacıların basıncından dolayı camlar patlamasın diye o soğuk havada babamın camları açık tutması ve annemin bizleri günlerce evin bodrumundan çıkarmaması. uçakların sesine ve patlayan bombalara o kadar alışmıştık ki.
mahalle bakkalından cips almaya paramız olmadığı için yoldan topladığımız gazoz kapaklarını taşla ezip taso niyetine oynardık.
genelde sarıkız maden suyu kapağı benim favori atak saldırı kapağımdı hemen hemen 4 poşet biriktirdiğimi hatırlıyorum. bi ara ise hint dövüş horozlarına merak sarmıştım. bi akşam yemeğinde horozum clara'nın önüme gelmesiyle hint dövüş horozu maceram son bulmuştu o ayrı.
yukarda allah var ve herseyi gorur cumlelerini cok yanlis anlayip binalarin bacalarini allah zannederdim. evimiz en ust kattaydi ve haliyle hep bacalarla goz goze gelince uslu olmaya calisirdim allah bana kizmasin diye. true story.
Yumiyum,
Tipitip,
Leblebi tozu,
Ellerimi bırakıp bisiklet sürme uğraşı,
Hepsinin gerçekleşeceği kesinmis gibi onlarca hayal kurup bunları bi deftere not etmek.
Ah sözlük ah.. Küçükken annemin lahmacun yaptırdığı akşamın ertesi sabahı erkenden kalkar, küçük adımlarla mutfağa gider kahvaltıdan önce lahmacun yerdim. Heralde şu hayatta yerken en zevk aldığım şey dolaptan çıkmış bayat lahmacun. Bu arada hala aynı hareketi yapıyorum. (bkz: tebessüm eden emoji) (bkz: bazı şeyler değişmez)