kız kıza sohbetlere konu olur. sürtüğe bak sen tokmakçım demez de yaz aşkım der. ahahaha.
her neyse tam olarak aşk diyemesek de aşkların en güzelidir. yazın iletişim kurulur kısa bir flört evresinden sonra ilişkiye başlanır. ilişkilerin %80inde amaç karşı taraftan yararlanmaktır. sonra yaz biter iki taraf da memleketine taşınır. kız erkeği hemen mesajlara boğmaya başlar. mesajların ana teması ''seni çok özledim'', bidahaki yaz yapılacaklar ve her iki tarafın da o an yaşadığı hayattır.
kız bu muhabbetlerden asla bıkmaz ama tabi erkek de bir yere kadar sabreder. en sonunda erkeğin attığı mesajlar ilişkiyi tam olarak bitirmemek kaydıysa seyrekleştirilir ve bu süre içinde er kişisi gerçek sevdiği kızla amacı cinsellik gerçek bir ilişki yaşar.
olaylar gelişir... yaz yaklaşmaya başlar. er kişisi bu salak güzel kızımızdan tekrardan yararlanmak istemektedir. bu yüzden de taşınmaya 1 2 ay kala konuşmalar sıklaştırılır. yazın taraflar birbirini gördüğünd dişi kişisinde inanılmaz bir mutluluk vardır, e tabi erkeğin de öyle ama nedenleri farklı. kız hasretin bittiği için sevinirken erkek yeniden tokmaklayacak birini bulduğu için sevinir.
ve her sene aynı seneryo tekrarlanır. taaki kız durumu çakana kadar. *
dün doğumgünü kutlamaya gittiğimiz 10 kişilik arkadaş grubuma "hiç olmadı şimdiye kadar bu yıl yaz aşkı istiyorum ben yaa" diye çok samimi bir itirafta bulundum. "senin bulman, tanıman, sevmen 6 ayı bulur o zamana mevsim geçer en iyisi boşver" diye çok samimi bi şekilde göt edildim. yatırımımı önceden yapmalıydım sanırım.
Anlayamadığım olaydır. Yazın aşık oluyon kış gelince unutuyon mu. Adı aşksa nasıl unutuyon öyle. Hep eski sevgililerden bahsederken hüzünlenirken bundan nasıl "ayyy yaz aşkım çok tatlıydı" moduna girebiliyosun. Sezonluk aşk.. Aşk mı o be, ne saçma.
türk kızının genel yapısına aykırıdır arkadaş. nice acıları aş eylemiş, dünyayı sözde götüne takmayan hatun gördüm. asla aşk acısı çekmediklerini iddia eden, "ayol erkeklerden farkımız ne bizim, biz de günübirlik ilişkiler yaşarız" diyen hatunlar bunlar. bi hevesle yaz aşkı yaşıyorlar. ardından bloglarda şu tür başlıklara rastlıyoruz. "geçer sanmıştım, meğer aşık olmuşum" bre andaval, kanında var senin bağlanmak. istediğin ortama gir, istediğin üniversiteyi oku. istediğin kitapları örnek al kendine. eninde sonunda "ühü ortada bırakıldım" diyen bir eziğe dönüşüyorsun.
canım türk kızı, zorlama şansını. sen busun. his yaşamadan cinsel münasebet kuramazsın. cinsel münasebet... sansürüme sıçam. işte bunlar hep seks.
türkiye'de mart ayının gelmesi ile birlikte tüm canlıların seks ihtiyacı normal şartlara göre artmaya başlar. kediler doğal döngüye katkıda bulunmak amacı ile bu işe başlar. nisan mayıs ayları ile birlikte insanlar da buna ortak olur ama belli edemez, toplumsal yargılar gibi nedenlerin etkisi vardır bu sonuçta. haziran temmuz ağustos aylarında ise insanlar artık seks ihtiyaçlarının tavan yaptığı döneme gelmişlerdir ve kendilerini hiçbir şekilde tutamazlar. yetti ula canıma artık garı istirem diye ortalıkta dolanan erkekler düşünmüşler, taşınmışlar: yazın pompayı meşru hale getirmeliyiz demişler. aşk varsa sekse kötü gözle bakılmaz, hazır yaz mevsimindeyiz yaz aşkı diyelim biz buna biz de pompa yapalım demişler. o gün bugündür yaz aşkı kalmıştır bunun adı efendim.
Bu aralar yanında olmaya ihtiyaç duyduğum. sevişmek için değil öylesi bulunur ama oturup biramızı içsek kumsalda ne bileyim bir bara gidip çiçeği burnunda çift olsak ve güzel olsa ona bakmak tad verse ne hoş olur.