doğu'ya gitme nedeni safevi memlük ittifakı idi. Sonradan osmanlı'nın başını on yıllarca ağrıtabilecek bir tehlikeyi bi kaç yılda ortaya çıkmadan yok etmiştir. Saltanat süresi sadece 8 yıldır devamında nasıl bi politika izleyeceğini bilemeyeceğimizden yorum yapmamalıyız. Coğrafi keşifler konusunda kanuni eleştrilebilir ama anlayışla karşılanmalıdır devasa bir imparatorluk bi başı yanıyor oraya koşuyorsun diğer başı alev alıyor. Artık devlet ulaşabileceği maksimum sınırlara ulaşmıştı. At deve sırtında sürekli uzun seferlere koşan bi imparatorun belki son isteği okyanus ötesinde toprak sahibi olmaktır. Bu konuda adını hatırlayamadığım bir tarihçinin çok güzel bir lafı vardır. Tren yani buharlı makineler yüzyıl önce icad edilmiş olsaydı. Osmanlı yıkılmazdı. Yüzbinlerce askeri savaşı götürmek devasa bi gider ve aylar yıllar yani uzun bir süre demektir.
Sultan Yavuz Selim Han, Baybarsın da mensubu olduğu Türk Bahri Hanedanını devirip Memlük devletini ele geçirmiş çerkes burci hanedanına ayar vermiş büyük handır.
şeytana tapan ezidiler'e dahi dokunmamış hatta ezidi olmayanlar tarafından rahatsız edilmemeleri için yaşadıkları bölgeye askeri birlikler göndermiş sultan.
Babasının "ömrün kısa kılıcın keskin olsun" bedduası tutmuş ve sadece 8 yıl tahtta kalmıştı. 8 yılda toprakları 3 katına çıkarıp hazineyi altınla doldurmuştur. allah rahmet eylesin.
• israil bize ne dese haklı: Osmanlı tarihinde Yavuz Selim'in "Han Yunus" savaşı var yahu, Filistinli Müslümanlara karşı. Kılıçtan geçirdi.
• Yavuz Selim Halep, Şam, Humus ve Lübnan'a saldırdığında ona Sünni, Şii, Alevi bir olup karşı koydu. O da onları katlederken mezhep ayırmadı.
• Yavuz Selim Gazze'ye girerken Filistinliler gülle mi karşıladı sanıyoruz. Gazze israil'e direndiği gibi Yavuz'a da direndi, ama yenildiler.
• Yavuz Selim'in Mısır'da katlettikleri Şafii Sünnilerdi. Kılıçtan geçirdiği Memlükler kimdi? Müslüman Türkler. Bunun neresinde iftihar var?
• islam tarihinde Peygamber (s) beldesine iki saldırı oldu: Biri Muaviye oğlu Yezid'in, diğeri Yavuz Selim'inki. Bununla mı iftihar edeceğiz?
• Yavuz Selim islam beldelerini kılıçtan geçirirken Avrupalılar ona hiç ilişmedi. Bugün tüccar siyasete bakınca ne tanıdık bir model değil mi?
Alıntıdır.
Sanma şahım herkesi sen sadıkane yâr olur
Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyar olur
Sadıkane belki ol alemde serdar olur
Yar olur ağyar olur serdar olur didar olur
Yavuz Sultan Selim'in bu şiirinde aşağıda açıklandığı üzere şiir soldan sağa okunduğu gibi
sırasıyla birinci mısradan itibaren bölünmüş kelimeleri altalta getirdiğimizde yine anlam
bütünlüğü bozulmadan şiir bütünlük içinde yukardan aşağı da sırasıyla aynen okunmuş olur.
Şiir sanatında bu ilk ve tekdir. Şimdi yukardan aşağıya okunur durumuna bakalım
1.Sanma şahım /herkesi sen /sadıkane /yar olur
2.Herkesi sen /dost mu sandın /belki ol /ağyar olur
3.Sadıkane /belki ol /alemde /serdar olur
4.Yar olur /ağyar olur /serdar olur /dildar olur.
Yavuz Sultan bu beyiti Şah ismail'e yazmıştır.
Hikayesi şöyledir:
Yavuz sultan selim Han. Bilindiği üzere şarka yani doğuya sefer yapan ilk osmanlı padişahıdır. Şark'a özellikle Şah ismailin üzerine sefer yapmadan önce tebdili kıyafetle istibarat amaçlı defaaten Şah ismailin topraklarına gittiği tarihciler tarafından söylenir. Trabzon sancaktarı olduğu dönemlerde gezgin bir abdal kılığında yine böyle bir geziye çıkar. Şah ismail şiire ve satranç oynamaya meraklı biridir. sarayında ünlü şairleri barındırır ve çok iyi satranç oynar. bunu bilen Yavuz Sultan Selim Han. şah ismail'le satranç oynar ve onu yener. bunu üzerine şah ismail çok öfkelenir. Yavuz bunu anlar ve onu yücelten şiirler okur. gururu okşanan Şah ismail Yavuz'a bir kese altın verir. Yavuz Sultan Selim HAN o bir kese altını sarayın bahçesinde bir yere saklar. Şah ismail'in huzurundan ayrılırkende bu şiiri okur. Yavuz sultan selim, Şah ismaille savaşmadan önce aralarında şiirlerle atışmalar yaparlar. Ama Şah ismail sarayına kadar gelen ve satrançta kendisini yenen, kendisine methiyeler düzen o abdal dervişin kendisinin karşısında şimdi bir Serdar ve düşman olarak bulunduğunu ve bunu daha önce kendisine şiirle dile getirdiğini anlayamaz. Yavuz, Şah ismaili yenip sarayını ele geçirince o kese altını oradan çıkarıp sadaka olarak dağıtır.
bakın şimdiye kadar sözlükte bir alim çıkıp da "şu sebeple baği değildir" diyemedi. hayır, bağilik kriterlerini ortaya koyan bunların ağababaları, ben değilim. yavuz'un yaptıklarını söz konusu kriterler açısından değerlendirince baği olduğu sonucu ortaya çıkıyor.
Yavuz Sultan Selim bir gün yanında hellori hazretleri de olduğu halde tebdil-i kıyafet ile çarşıyı teftişe çıkar.
Çarşıda başına kalabalık doluşmuş kuş satılan bir tezgah görür ve tezgaha yanaşarak satıcıya sorar:
Kuşların fiyatı ne kadar?
Satıcı:"bütün kuşlar 1 altın, şu kafesteki tek kuş 100 altın" diye cevaplar.
Yavuz tekrar sorar: diğerleri 1 altınken bu kuş niye 100 altın?
Satıcı: beyim bu kuş ötüşüyle diğer kuşları da yanına Çekerek onların yakalanmasını sağlar, onun için değeri 100 altındır, diye cevap verir.
Yavuz 100 Altın dolu keseyi satıcıya uzatarak "al altınları Ver o kuşu bana" der ve kuşu kafesten çıkarıp parmaklarını kuşun boynuna dolar, "kendi ırkına ihanet edenin sonu" derken, Başına gelecekleri anlayan kuş Can Havli ile dile gelir ve "sultanım ben aciz bir kuşum Siz ise Cihan padişahısınız, ne olur beni affedin, Affetmek sizin şanınızdandır" der.
Bu sözleri duyan ve Yavuz'un yanında bulunan hellori hazretleri hemen atılır ve "işi gücü cik cik, cak cak olan bir kuş sultanımıza akıl mı veriyor?" der.
Kuş da "lan orospunun evladı! Kuşlar konuşamaz mı sandın? Sen ne karışıyon, siktir git" der.
Bunun üzerine hellori hazretleri "evet kuş doğru söylüyor, ben en iyisi siktirip gideyim" der ve oradan uzaklaşır.
bir katildir. Evet tahta çıkmasıyla ilk iş olarak öz babasını zehirletmiştir. Daha sonra dedesi fatih'in kanunu gereği kardeşlerini ve yeğenlerini öldürtmüştür. Kısa süren padişahlığı süresince hep müslüman ülkelerle savaşmış kıyımlar gerçekleştirmiştir. Olay şii alevi olayı değil mısır olsun filistin olsun hatta mekke medine bile bu adamın devrinde işgal edilmiştir. Yavuz buralara girince orlardaki sünni halk onu güllerle karşılamadı büyük savaşlar ve binlerce ölümler yaşandı. Sözde halifelik makamı kılıç zoru ile ele geçirildi. Belkide mescid-i haram içinde Kan döküldü. Bugün suudi arabistan işgal edilse en çok korunacak yer kabe'dir muhtemelen o günde işgalci olarak şehre giren yavuz'a buyur kabe senindir denmiş olamaz orası da kılıç zoru eli ele geçirilmiştir. Şimdi atıp tutanlar olacak ama kimse bexdever iftira atıyorsun diyemeyecek.
anadolunun şiileşmesini engellediği için, hakkında binbir iftira ve karalama yürütülmüş, hatta kürtleri osmanlıya katarak devleti iyice güçlendirmiş ileri derecede dahi bir padişahtır. 7 ila 8 yıl arasında onun kadar büyük işler başarmış bir padişah daha yoktur.
şimdi bu adama sen fetihler yapıyorsun hilafete sen layıksın denmesi ne zaman oluyor? Mekke medine işgal edilmiş liderler esir alınmış ve arap yakalalığı zaten herkesin bildiği bişey tabiki hilafeti altın tepsi ile takdim edecekler isyan eden zaten öldürülecekti. Bu hilafet yavuz istanbul'da otururken verilmiş olsa liyakat meselesi olurdu ama mekke medine işgalinden sonra saflardan başka kimse liyakat sözüne inanmaz. Hem hani halifelik şura ile seçilirdi. Hani peygamber sünneti böyleydi? Gerçi ilk halifeler dahil hiçbir halife şura ile seçilmemişken yavuz'un şura ile seçilmemesi şaşırtıcı değildir.
Tanım : Sırf hakimiyet alanını genişletmek için kutsal beldeleri işgal eden bir katildir.
Yavuz'u ben seviyorum. Bu topraklarda bizim millî varlığımızda ve refahımızda kendi döneminde yaptıklarının etkisi büyüktür. Belki de Anadolu'da bu kadar uzun dönem boyunca tek bir idarenin iktidar kalmasında en büyük pay Yavuz'undur.
Ancak ben Yavuz'un bu kadar övülüp iran coğrafyasını 1000 yıl yöneten Türk'lere "kahpe düşman" gözüyle bakılmasından çok rahatsızım. Fars'lar kendi vezirleriyle övünür, bizimkiler Türk hükümdarlara söver. Hakkında anlatılanların çoğu yalan olan Şah ismail'e de böyle bakılması acı ve utanç verici.
Başka yerde de yazdım, buraya da yazayım: Kimse Şah ismail'e küfredip de mevzuu Azerbaycan-Türkiye'ye gelince iki devlet bir millet demesin. Çok samimiyetsiz oluyor sonra.
