bugün

bir çok kimsenin yavuz sultan selim adının verilmesinin alevileri rencide etmek maksadıyla olduğunu düşünüp eleştirdiği köprü.
ancak ben daha çok sultan selim'in ilk halife olması ve a.k.partisi yöneticilerinin de hilafet özlemi nedeniyle bu ismin verildiğini düşünüyorum. haa alevilerle ikinci kuşu vurmuş oluyorlar o ayrı mesele.
ister yavuz sultan selim * * ister başka bir tumturaklı isim olsun istanbul'a yapılacak olan 3. köprünün her halükarda halk nezdinde alacağı isim olacaktır.
halifelik müessesini istanbul a getiren padişah ın ismi verilen köprüdür.
asya kıtasını avrupa kıtasına bağlayan bir köprüye yavuz sultan selim adı niçin verilmiştir?
bugünlerde en çok sorulan soru bu olsa gerek.
benim şahsi inancım bu işin arkasında da dinler arası diyalog çabasının olduğu yönünde.
bop kapsamında ortadoğu da dinler üzerinden siyaseti gelenekselleştiren bir yapı dinler arası diyalog çalışmalarını istanbul da dev bir yapı ile simgeleştirmek istiyor. padişahlığı boyunca yönünü hiç batıya dönmemiş, aksine batıya yabancı türk ve müslüman devlet ve imparatorluklarla mücadele etmeyi seçmiş yavuz sultan selim üzerinden bugünün iktidarlaştırılmış siyasi yönelimine ivme kazandırılmaya çalışılmaktadır.
tıpkı 29 mayıs ile aslında dinler arası diyaloğun başlangıcına vurgu yapılmak istenmesi gibi.
29 mayıs kutlamalarında olduğu gibi üçüncü köprüye yavuz sultan selim adının verilmesinde milliyetçi, sağcı ya da islamcı bir bakış açısı, coşku veya hezeyan arayanlar çok büyük yaqnılgı içindedirler.
amaç dinler arası diyaloğa tarihsel temeller kazandırmaktır.
Alevi inanışında olan arkadaşlarımızın iktidara bütün bildikleri kalayı basarak geçecekleri yeni boğaz köprüsüdür.
isminin mükemmel olduğu köprü. Fatih Sultan mehmed han atamızdan sonra, onun halife torununun adını alan köprü. bazılarının götüne giren köprü.

Alevi olayı ise tamamen uydurmaca, kışkırtmaca.
illa bir padişah ismi verilecekse istanbul'u kuşatan ilk padişah olması hasebiyle bu isim yıldırım beyazıt olmalıydı. en azından şehir tarihiyle bir bağlantısı olurdu.
keşke mimar sinan köprüsü olsaydı. neyse isme takılmamak gerek, önemli olan ismi değil işlevi ne de olsa.
üstünden geçerken sicacağım köprüdür...
"adolf hitler" adının verilmesi daha münasip olacak köprüdür. size çok yakışırdı.
cinayettir.

görsel

ayrıca (bkz: en az üç)
keşke mimar sinan köprüsü olsaydı dediğim. hep savaşçı, hep siyasetçi.
Birinci Selim’in Alevileri kılıçtan geçirdiği, kalanı da iran’a göçmek zorunda bıraktığı gerçek değilmiş gibi tartışılıp duruyor. Konuşulmayan ise şu: Selim, yüzyıllarca Batı’ya bakan Türklerin yönünü Doğu’ya döndüren ve hilafeti oradan alıp istanbul’a getiren Sultandır. Yani, köprünün adı “gelişigüzel” konmuş değil, üzerinde düşünülmüş bir sosyal mühendislik eseridir.
erkeklik organında yaşanan boy takıntısı, köprünün isminde de ortaya çıkmıştır.
Erkeklik organının "boyu değil, işlevi önemli" derler.
Köprünün de ismi değil, cismi ve fonksiyonları konuşulmalı ve tartışılmalıdır.
Bana çok yakın olacak köprü. ismi çok önemli değil bence ha yavuz ha kanuni fark etmez önemli olan trafiği rahatlatacak olmasıdir.
alevi vatandaşlarımız cennet mekan sultan selimin ismine karşı çıkmış halbu ki biz tunceliye dersim ismi geri verilsin dendiğinde desteklemiştik.
hep bana rabena yok!
(#19954951)
tüm çekemeyen çapulculara, çakma direnişçi, kofti anarşistlere kol etkisi yaratmış, inşa olacak yapıdır.

Adı da en az projesi kadar güzeldir.

(bkz: hep destek tam destek)
akparti'nin harika icraatlarından biri olmaya adaydır...

zira muhalefet sadece muhalefet etmekle kalıyor, eylemci tipinde bazı angutlar köprünün yapımının durmasını, nükleer santralin kaldırılmasını istiyor.

bakan'ın kovmadığına dua etsinler.
minyatürü işte bu köprü olan geçtiğimiz günlerde temeli atılan köprüdür. üzerinden geçenler ise sanki bir şeyler anlatmak ister gibidir.

http://inciswf.com/kynsrl.swf
kısaca yss denilebilecek köprü.

(bkz: fsm)
akpnin en akıllı icraatlarından biridir...
küpelinin köprüsü de diyebileceğimizdir.

ya da katilin köprüsü de olur.

ekleme :yazar arkadaşlarımızdan rapi d in bilgilendirmesi ile resmi tarihçilerin yazdırdıkları ve öğrettikleri küpeli yavuz figürü hakkında aykırı bir yazı :

http://www.haberturk.com/...iz-bu-resim-aslinda-kimin

tarih işte araştır araştır bitmiyor, tam bitti diyorsun farklı bir bulgu farklı bir araştırmaya yöneltiyor. seviyorum la bilimsel yöntemi.
alevi vatandaşlarımızı adı yüzünden haklı olarak kızdıracak köprü.
(bkz: inşallah yavuz a vezir i azam olursun)
illa selim olacaktı bari 3.cü selim köprüsü olaydı.
türkiye'nin son zamanlarda gerginleşen gündemine eklenen köprüdür. bir köprü ve bir padişah adı; ve ardından kopartılan yaygaralar.
türkiye toplumu ilginç bir halk. mutlak surette kavga edeceği, birbirini tekfir edeceği ya dinden ya siyasetten ya da tarihten bulup birbirlerinin önlerine servis ediyorlar. sonrasında ise bilinen dişleri biraz daha sıkıyorlar birbirlerine karşı.

yavuz sultan selim... alevi vatandaşların sevmediği bir padişah. 40.000 alevi katli yalanı vs. geçmişten bu yana bu saçmalıkların ardında koşuyoruz peki elimize geçen nedir? hiç, koca bir hiç.

yalnız şöyle de bir sıkıntı doğuyor, özellikle aleviler açısından, kendilerinin yavuz selim'i sevmiyor oluşu sebebiyle köprüye bu adın verilmesini istememelerinin yanında başka bir sorunu daha doğuruyor, bu olaya şii-sünni perspektifinden bakmayalım, peki yavuz selim'i seven ve o köprüde onun adını görmekten onu duyan ''çoğunluk'' kesimin istemleri ne olacak? alevi vatandaşlar bunu hesaba katıyor mu hiç? fikirsel bazda ele alarak söylüyorum bir etnisite, inanç azınlığı olarak değil, alevi fikirsel ''azınlığının'' alevi olmayan fikirsel ''çoğunluğa'' olan baskın taassubkar tavrı demokratik oluyorsa; alevi olmayan ve köprüde yavuz selim'in adını görmek isteyenlerin istemi neden demokratça olmuyor ve neden kayıtsız şartsız karşı çıkılıyor?

(#19885083) muhtemelen alevi olan arkadaşımız alevilerin de vergi verdiğinden bahsetmiş, doğrudur, toplumun her kesimi vergi vermek durumundadır, her durumda ''biz de vergi veriyoruz'' savunması ciddi bir garabettir. bu mevzu bahis edilerek alevilerin haklı olduğu savını doğrulamaya çalışmanın hiçbir mantığı yoktur sadece gerginlik yaratır. başta dediğim gibi, gerginliği çıkarıp körüklemeyi seven bir halkız. alevilerin yavuz selim'i sevmemeleri alevi olmayanların yavuz'u sevmeleri kadar doğaldır. kendi haklarını savunurken diğer kesimin hakları konusunda itinalı davranmayan bir anlayışı nereye koyacağız?

köprüye yavuz isminin verilmesi o arkadaşın da ifade ettiği gibi neden alevileri derinden yaralar? bu melankolinin sebebi nedir? şah ismail yenilmiş olması mı? şahsımın klasik bir sünni olduğu yanılgısına kapılmayınız, bu dinin ve dinlerin tarihini okuyan ve gelişmeleri siyasal, sosyal düzeyde de ele alan biri olarak söylüyorum ki alevilerin bu konuda ''köktenci'' karşı çıkışlarının demokratik bir temeli ve mantığı yoktur.
hatta reha çamuroğlu'da buna karşı çıkmıştı, karşı çıkmak durumunda kaldığı da aşikar, yapılacak hava alanına şah ismail'in adı verilsin demişti. neyi neyle satın alıyoruz, yapılan bir köprü bir hava alanı, tarihte yaşamış şahsiyetler mi barış elçisi olacak? böyle bir komedi yalnızca türkiye'de görülür. bu kadar saçma bir savunma olabilir mi? yavuz'un adı köprüye verilmesin ama şah ismail'in adı havalanına verilsin?
bu ilkeli bir tavır değil maalesef.

dersim'in tepesine bomba yağdıranların isimleri tank gibi hava alanlarında dururken ses etmeyen köktenci karşıtlar, seyyit rıza'nin ''evladı kerbelayık'' söylemi karşısında biraz düşünmek durumundadırlar. dersim'deki katliam emrini verenler konusunda toz kondurmamak ama bunun karşısında yavuz ismine köktenci ve cahilce bir refleks göstermenin bir mantığı yoktur. atatürk düşmanı olduğum savını da isnad etmemenizi rica ederim. dersim olayı birden fazla yönü olan bir durum. ancak alevilerin buradaki algısı kaçamak; işte bu nokta da ilke sorunu doğuyor.
bir yavuz'un isminden bu kadar kıyamet kopuyorsa, bu ülkede hiçbir şey değişmemiş, değişmeyecek demektir.
demokratik bir algı ile bakacak olursak; ''yavuz ismi bizi yaralıyor, konulmasın'' diyen alevinin hakkı olduğu kadar; ''ben yavuz'un ismin o köprü'de görmekten gurur duyarım'' diyenlerin hakkı da gözetilmelidir ki ilke sorunu yaşanmasın. mesela bir örnek(#19969313), bunu diyenin hakkını kimse gözetmiyor. protest bir örnek olsa da bir diğeri;(#19969350). bu kişilerin fikirleri istemleri neden gözetilmiyor? kısaca aleviler buradan muhalefet etme kavgasına girişmemeliler kendilerini düşündükleri kadar kendileri gibi olmayanları da düşünmelilerdir.

tabi yazım başta da dediğim gibi ''katı bir sünni'' havası veriyor olsam da, sünniliğin, şiiliğin ve anadolu'daki safevi tarikatı olan aleviliğin köklerini gayet iyi bildiğim için bana mezhepsel bir taassup isnadında bulunmamazı rica ediyorum. sadece olaya tek taraflı bakan alevilerin karşısına görmek istemedikleri alevi olmayan kesimleri koyuyorum ve düşünmelerini söylüyorum. yoksa köprünün adı mimar sinan olmuş, yavuz olmuş, hiçbir şey değiştirmez. teolojik, siyasal, tarihsel durumlarda olduğu gibi yine burada alevi vatandaşlar ciddi bir ilke sorunu kıskacına düşmüştür.
bu kadar önemsiz bir konu karşısında kılıçlarını bileyen taraflara selameti yüce allah'tan diliyorum. çünkü o'na o kadar muhtacız ki...