o an öyle bir andır ki istediğiniz tek şey yatağınıza kavuşmaktır. eğer imkanınız varsa, gider kıvrılırsınız yatağın içi odaya nazaran serindir. o serinlik insana hoş bir ürperti verir. o ürpertiyle birlikte uyku hafiften gelmeye başlar. elinizi buz gibi yastığın altına sokar, günün en güzel saatlerinin başlangıcını yaparsınız.
bunu okuyup esnemeyen ölsün, yazarken bile geberdim.
kişi Uzun bir otobüs yolculuğu geçirmiştir ve binilen otobüs sahibinin yakın olmasından ve çuval sayısında esnek davranmasından ötürü ne kadar kalitesiz olsa da diğer firmalara tercih edilmiştir. Bu otobüslerde her şey asla bir arada işlevini doğru düzgün yaparken görülmemiştir. Koltuk düzgündür, klima bozuktur, klima düzgündür, televizyon bozuktur ya da en beteri hepsi bozuktur ki bu en sık karşılaşılan durumdur. Böyle bir otobüsle 8 saat ve üstü yolculuk yaptıysanız bir de üstüne köydeki büyüklerin şehirdeki yakınlarına yolladıkları çuvalları yırtınız da evlere kadar taşımak zorunda kaldıysanız, eve gelip banyo yaptıktan sonra gördüğünüz o yatak, o anda görüp görebileceğiniz her şeyi bastırır. Çünkü bünye eksiğin hastasıdır,delisidir,manyağıdır.
uykusuz bir yolculuk sonucunda memleketten dönülmüş, bir arkadaş vs yanınıza sizi ziyarete gelmiştir. haliyle gezmek isteyecektir. siz de kahvaltıdan sonra şehirde dolaşırsınız. dolaşır dolaşır dolaşırsınız. işte o günün gecesi saat 7de arkadaş ana bacı bilmem kim demeden yatağa atlarsınız. o an bu andır. evet.