Gün boyu duyduğun her söz, her melodi, hatta dışarıdaki satıcıların bağırmaları bile sırasız olarak yankılanır durur beynimde. Konudan konuya atlarım, bir bakmışım ki saatler geçmiş kafamın içinde. Günü değerlendirmek adına keyif aldığım bir eylem olsa da çoğu zaman beynim beni yoruyor, kapat tuşu da yok ki, düşünceyi durduramıyorsun.. Her gece kendi sorunlarımdan başlayıp dünyayı kurtarana dek düşünüyorum kısaca.
Aynen muhabbet hiç tıkanmıyor başka biriyle belki birkaç konuşmadan sonra konu bitebilir ama kendimle sabaha kadar konuşabilirim. Bu iyi birşey mi yada deliliğin ilk adımımı bilmiyorum ama kısacası kendinle muhabbet güzel oluyor.
Benim için sadece yatakta değil her an olan olaydır. Kafamın içinde ayrı bir dünya var gibi durmadan mantıklı mantıksız, gerekli gereksiz şeyler düşünürüm. Sonra onlarla ilgili başka şeyler düşünürüm.
"evi temizlemem gerek. Neden dün yapmadım? 'O'nunlaydım çünkü. Evet. Ne yaptık dün? Neden orda onu söyledim? Neden o kadar içtim? Ender'i çağırmadım, haber vermedim. Çocuğa ayıp oldu. Neyse anasını satayım herkesi de memnun edemem. Ender'i etmeliydim. Düşüncesizlik ettim. Ne zaman düşünceli bi adam olucam lan ben? Hiçbir zaman. Aylak adamım ben. Aylak Adam. Güzel kitap. Bi ara 'o'na vereyim okusun. Okur mu? Okumaz. Boşver. Yat uyu."
bu olay bana serviste oluyor sabahları. iş yerine nasıl geldiğimi anlamıyorum. elle tutulur düzgün bir şey düşünsem neyse. saçma sapan bir ton şey geçiyor aklımdan.
ilginçtir. fakat kardeşim nah yıldızlara gidersin. güneşi saymazsak bize en yakın yıldız (bkz: proxima centuari c) 4.5 ışık yılı uzakta. 9 yılımı bu amaç doğrultusunda harcarım diyorsan buyur yol senin olsun.
Sıkça yaşadığım durumdur. Bir şey düşünürken yaklaşık on dakika sonra ilk dusudugum şeyle alakası olmayan düşüncelere giriyorum sonra diyorum ki ben buraya ne ara geldim. Bu da benim serseri serbest stilim.
sabah, cami imamı ile birlikte kalkmışsındır. yorucu bir gün gecirmişsindir ve aksam erken saatte yatmak istersin. lan o da ne! eve çenesi birbirinden düşük 9 arkadaşım gelse böyle muhabbet dönmez. amk uyku tutmadı dün gece saat ikiye kadar. ne pis birşeymiş ey allah'ım..
geceleri zaman kavramını ortadan kaldıran olay.
yatağa uzandığında saat 1'dir. durduk yere geleceği düşünmeye başlarsın, 30 yıllık kalkınma planı yaparsın, ülkenin durum analizini yaparsın; o sıra uyuman gerektiğini farkedersin ama daha hayalindeki insanı düşünmemişsindir. neyse ritüeli bozmayıp seni çok seven bir insan hayal edersin. onunla çocuğunuzu sevdiğiniz kısımdan sonra "artık saat 3 olmuştur" derken saatin 1:30 olduğunu görürsün.
ondan sonra bir daha saate bakmazsın uyuyana kadar düşünürsün.