ve şunu farkettim. birşey düşünürken tam uyuya kalacakken uyandığımda yani yarı uyku halindeyken düşündüğüm şey çok saçma oluyor. ben eski sevgilimin babası ile olan tartışmalarını düşünürken kendimi yarı uykudan bu uyandırıyorum, okuldaki öğrenci işlerinin çalışanlarını düşünüyormuşum en son. laf ne ara oraya geldi amk.
ben bu şekilde facebook'u bulmuştum. aklıma ileride bakıp 'vay be' demek için hergün kendi yüzümün fotoğrafını çekip arşivlemek geldi. tabii bunlar yataktayken oluyor. sonra dedim hatta resmin altına not falan da eklerim, daha güzel olur. devamında klasik türk insanıyım işte işi ticarete vurdum: dedim kendi kendime 'lan böyle bir site olsaydı ne tutardı amk' diye. o aralar da php ile uğraşıyorum, ben mi yapsam lan belki zengin olurum diye düşündüm. herkes kendi yüzünün fotosunu koyacak, süper fikir falan derken. ismi ne olsaki diye düşündüm... yüz... face... hassiktir.
Seks fantezilerinden türkiye de kürt sorununa gelmişim geçen gün. Cidden garip bir olay, isviçreli bilim adamları cern' de boşa zaman harcıyorlar benim eve gelmeliler.
her insanın başına gelendir. günümüzde insanlar düşünme eylemini çoğu zaman gerçekleştirmediği için beyin fırsatını bulunca her konuda düşünmeye çalışıyor.
gayet meydana gelen olaydır..
sabah sınav için alarmı kaça kurmak, telefona bakıp eski diyerek yenisini hayal etmek, telefondan akla bilgisayar gelmek, bilgisayarda counter strike oynamak, aniden silahlı bir süper kahraman olmak, vurulup hastanede bekleyen yakınları düşünüp sevgilinin size kalbini vermesi ve birden duygulanmak..
sabah önemli bir şeyiniz var ve dinç bir şekilde erken kalkmanız gerekiyorsa olur bu genelde. uyuyamayınca strese girersiniz, strese girince uyuyamazsınız, bu böyle sürüp gider. yataktan kalkıp gezinmek işey yarıyabilir. daha önceden bahsedilmiş zaten.
(#22899056) bu duruma örnek olarak:
maalesef gece yattığım salonda bir akvaryum ve bu akvaryumun çok ses çıkaran bir motoru var. uyumaya çalışırken motorun çıkardığı sese sövmeye başladım derken kendimi birden "acaba mağara adamlarının seks hayatı var mıydı" sorusunu sorarken buldum..
tıpkı kulaklığı taktığınız an yürüdüğünüz yolun sizin olduğunu hissetmeniz gibidir. şarkı değişir klibin çekildiği dekor kendini yeniler. zaman nasıl geçer anlamazsınız. playlist kendini tüketir, hayaller biter ve rüyaya dalarsınız.
Hayal alemine dalınca insan o engin dünyada nereye gideceğini şaşırıp saçma sapan yerlere gidebiliyor. Genelde kötü ve hüzünlü şeylerdir bu hayaller canın sıkılır yine için daralır tekrardan... Sonra, sonrası malûm bi sigara yakılır ve hayattan bezdiginizi farkedersiniz. Ondan sonra vurdun mu kafayı tak uyursun ...
genellikle uykuya dalmadan önce farkettiğim durumdur. yatmadan önce okuduğum kitabın cümlesi yahut cümleleri seyahatimde uçan halı konumundadır.düşünceler diyar diyar dolaştırır insanı.
Uyuma niyetli gözler kapandıktan sonra hayallerle başlar, ardından hayaller gün içinde yaşanan gerçeklerle bir şekilde bağdaştırılır ve tüm olumsuzluklar aslında hiç olmamış gibi varsayılarak uykuya geçilir.
Bir yandan uykusuna gel lutfen gel cok rica ediyorum gel diye yalvaran diger taraftan da kirk yil uyumasa kirk yil dusunmeyecegi seyleri dusunmeye baslayan ve bunlari itinayla birbirine baglayan yazarin icinde bulundugu durumdur.
Beyin ve bilinçaltı birleşimiyle düşüncelerin daldan dala seyri atlar bazen bir bakarsınız ki cümleler gün içerisinde söylenemeyen cümleler olmuş. Ve söylenemeyenlere karşı cümleler kurgulanmaya başlamıştır. Örneğin, şöyle deseydim ya da neden sustum. Sonrasında aman boş ver denir. Uykusuzluğun etkisi altına alıvermiştir.