millet yiyecek ekmek bulamazken, nimetin hayasız amaçlara kurban edilmesi sonucu oluşan iğrenç ötesi durum. hehe.
çok ciddiyiz, evet. olabilir kuzum neden olmasın. reklamın iyisi kötüsü olmaz. baksanıza başlık diye dilinize, entry diye parmaklarınıza bile bulaşmış mevzu. adamlar demek ki işlerini kötü yapmış olsa dahi başarılı olduklarına işarettir bu durum. o değil de, reklam esnasında meraklı bakışlarla büyük bir kalabalığın oluşması gerekirken kimsenin olayı pipisine dahi dolamamasıdır. niye? normal koşullarda ana baba günü olması lazım gelmez miydi o reklam standının? hayret ettim aga.
- beyfendi, gördüğünüz gibi yumurtanın yarısını bizim diş macunuyla fırçaladık.
- ...
- evet, fırçaladığımız taraf çok sağlam. bakın.
- diğer taraf?
- orayla biz ilgilenmiyoruz. bizim mıntıkamız fırçalanmış kesim.
- beğenmedim.
- pekala. o halde yarısı sağlam duran şu balığa bakın. bir hafta boyunca sadece bir tarafını fırçaladık. ne düşünüyorsunuz? (balık yarrağı yemiştir tabi)
- beğenmedim.
- hmm, eğer isterseniz standın arkasında yarısı şişirilmemiş bir şişme bebeğimiz de var. ona ne dersiniz?
- ...
- susarsın tabi. hehehe. seni köftehor!
- istemiyorum.
- ...
- ...
- siktir git lan burdan.
çocukken merak edilip yapılan deneyimsi durumdan şu kanılara varmıştım; sirkeli suyun kankası olan yumurta tarafıdır bu taraf, firçalanmayan taraf ise düşmanıdır onun.*
küçüklükten bu yana merak edilen piskopatlık. neyi ispat ediyorsun ki? diş macunu diş için lan ispatını yumurtayla niye yapıyorsun dengesiz, memeliyiz lan biz. aaa bak! yumurta taş gibi demek ki neymiş dişlerimiz de böyle flori...bık bık bık. bırak ya kır sen o yumurtayı tavaya ekmekle ye! aklına beynine biraz protein gitsin dümbük! neymiş yumurtayı fırçalayacakmışım...lan denyo tavuğun götünden çıkan şeye diş fırçamı mı sürecem?
