kişi yanıldığını, yenildiğini kabul etmelidir diye düşünen taraftarları içinde barındıran grup. kaldı ki bazı durumlarda ısrarcı olmanın sonu maskara olmaktır. bu da iyi bilinmeli.
bir maçta pankartı ters açmasıyla bize yaratıcılığını kesin olarak kanıtlamış taraftar grubu. ne ultraslanın ne de çarşının aklına bir pankartı ters açmak gelmemmiştir. yaratıcılıklarını çok derinden bir aşkla desteklemekteyiz.*
türkiye'ye getirdikleri dale cavese'yi adı lazım değil kolpa bir tribün oluşumu yüzsüzce sahiplenmiştir, bu oluşumun "olm biz yaratıcıyız lan, valla bak, ohom ohom" diye mastürbasyon yapması da kabak tadı vermiştir.
yaratıcılıkları öyle bir hal almıştır ki, yasak olmasına rağmen 300 kişiyle inönü eski açığına girertek takımlarının yanında olmayı başarmışlardır, hemen akabinde bjk kapalısından ağızlardan salyalar saçıla saçıla söylenen "valiiiii istifaaa" tezahüratı hala akıllardadır.
kanal d, rıdvan akar ve m.ali birand gibi fener düşmanı güruhları yanına alan bu kolpa grup, şiir olarak dergisine koyduğu bir dörtlüğü beste gibi sunmaya çalışarak, ana haber bültenleri vasıtasıyla her zamanki gibi sahiplenmeye çalışmıştır, üstelik bu şiirin hem yazarı fenerbahçelidir, hem de bestecisi.
abuk gese ve bejeke taraftarının herşeyi onların yaptığını sanması üzerine, orijinal olanın ortaya çıkıp sırıtmasına sebep taraftar topluluğu. yürekten inanan, takımını sahada sap gibi bırakmayan, vefalı insan topluluğudur ayrıca.
ediiiiit:yaratıcılığını entry eksileyerek değil de birşeyler yazarak gösteren taraftar kitlesinin sözlük yazarı olan kısmını da yabana atmamak gerek.
emre belözoğlu'ndan yüz bularak sıra arda'da pankartıyla kendi kendini yemiş taraftar grubudur.
ötesini bilmem. sen kalkıp zamanında binbir kötülemeyle üzerine güldüğün oyuncuyu ''alacağız'' diyerek kendinle çelişmiş olursun.
daha büyüğü için ''korkak tavuk ortega''.
not: bu aralar fena halde futbolla haşır neşir oldum. ne iş bende anlamış değilim.
aslında yaratıcı olmayan, aksine arakçı olan ve çarşı yı, beşiktaş taraftarlarını çekemeyen seyircilerdir. (bkz: çekirdekçi)
tek bildikleri şey maç sırasında ıslıklamaktır. o da anonstaki akıllara zarar sesin sahibi anonsçunun zorlamalarıyla. takımlarının maçını izlemek için 300 küsür tanesi başka takımın formasını giyip rakip takımın stadına girer. formalarını çıkartıp fenerbahçe formalarını giyince de stadın içinde yusuf yusuf atarlar. sonra gelen çevik kuvvete sarılırlar. fenerbahçeli olduğunu iddia ettikleri şairler şiirlerini onlar için yazmamıştır.
sevgileri ne takımlarınadır nede takımlarının renklerinedir. sevgileri de var mıdır bilinmez. onlar aldıkları oyuncularla, yaptırdıkları stadla övünürler, öyle hava atarlar. bir çoğu fasondur. alayı fasondur aslında. takımları başarısız olunca stadın önünden geçmezler. takımlarına sırt çevirirler.
işte beşiktaş taraftarını diğer taraftarlardan ayıran en büyük özellik budur. beşiktaşlılar takımına renklerine aşıktır, diğerleri başarılarına.
alen markaryan "eğer ceza alırsa beşiktaş seneye kupa maçlarında görev yapamıyor,kupa maçlarına beşiktaş alınmıyor." çarşı grubu üyesi "aramızda fenerli lavuklardanda duyuyoruz fenerli çocuklarda gelecek onları nasıl ayıklayacaz. "bilmeyenler asi ruh belgeselini seyretsin görsün. *
ayrıntılara bakmasını bilen satır aralarını okuyan taraftardır.
işin komik tarafı bazılarının tuzdan şişmiş dilleri ve dudaklarıyla bu taraftara çekirdekçi diyebilmesidir. hiç değilse çok çekirdek tüketerek stadının giderlerini tıkamamaktadır fenerbahçe taraftarı.
tıkayanlar da yok değil hani, örnek mi, satır araları falan dedik ya örnek verelim hemen. şu alttaki linkte azıcık aşağı inip hak yolunu bulalım.
--alıntı--
inönü'de çekirdek krizi
Mayıs ayında yıkılması planlanan Beşiktaş inönü Stadı'nda her karşılaşma sonrasına aynı sıkıntı yaşanıyor... Maçlarda Siyah-Beyazlı taraftarların çok fazla çekirdek tüketmesi, su giderlerinin tıkanmasına neden oluyor. Bu konuda büyük sıkıntı yaşayan yetkililer, futbolseverlerden bu konuda duyarlı davranması için çağrıda bulunacak.
--alıntı--
beş kuruş etmeyecek güruhun "beş para etmez" diye çemkirdiği taraftarlardır. bu çemkirenlere sormak lazım, siz kaç parasınız? kaç bilette anlaşıp geri döndünüz? çılgın sedatvari "asi ruh" edebiyatıyla olmuyor bu işler. geçiniz..
"eyyamcı hakem" diye bağırmayı maharet sanan, olmamış olaylar üzerinden "olsa fenerbahçe taraftarı böyle yapardı" diye fikir yürütüp fenerbahçe taraftarına çemkirerek yaratıcı geçinen güruh, beşiktaş'ın kadıköy'de kazandığı 4-3'lük maçtan sonra fenerbahçe taraftarının beşiktaş'ı ayakta alkışladığını hatırlar mı acaba?
"eyyam" demişken, "eyyamcı hakem" diye bağıranlar, eyyama karşı olanlar, yıldırım demirören'in akrabası haluk ulusoy'un yaptığı ve sivasspor'un uefa'ya katılamamasına sebep olan eyyam karşısında neden sessiz kalmıştır?
sefa'nın bir dönem beşiktaş tribünlerine takıldığı doğrudur ama zaten sefa hiç bir zaman bütün fenerbahçe tribünlerinin lideri olmamıştır. sadece kendi grubunun reisidir. fenerbahçe tribünlerinde de 20'ye yakın grup vardır. medyada fazlaca boy göstermesi "fenerbahçe tribün lideri" sanılmasına sebep olabilir ama yoktur öyle bir şey. nitekim bugün sefa'da, grubu da fenerbahçe tribünlerinde istenmemektedir.
bakalım zamanında beşiktaş yönetim kurulu nasıl bir açıklama yapmış yaratıcı(!) geçinen arkadaşlar için;
""Yönetim Kurulumuz'un, menfur bir silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden taraftarımız ve Kulübümüz ile ilgili olarak, medyada yer alan haberlere dair önemli açıklaması: Öncelikle kamuoyunca yakından bilindiği gibi, birkaç gün önce menfur bir silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden taraftarımız Ferdi Aslan'a Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bu elim olaydan derin üzüntü duyduğumuzu, bu vahşeti şiddetle kınadığımızı ve tel'in ettiğimizi tüm kamuoyunun bilmesini istiyoruz. Bu vahim olayın taraflarının, spor kamuoyunca 'Çarşı' grubu diye tanımlanan taraftar topluluğuna mensup olmalarının da Kulübümüz'de ve Camiamız'da unutulmaz bir acı ve derin üzüntü yarattığını özellikle ifade ediyoruz.""
görüldüğü üzere yaratıcı geçinen camianın yönetim kurulu da çok yaratıcı bir açıklama yaparak geri vitese takmış zamanında..
her neyse efendim, yaratıcılık bunlar değildir. misal olarak; kfy'nin yaptığı gibi anti-fenerbahçeli serhat ulueren'in canlı yayını basıp kendisine ayarı vermektir, truva operasyonudur, galatasaray'ın 100. yılında açılan "bir 100 yıl daha karım olur musun?" pankartıdır.
yaratıcılık içinde küfür, şiddet barındırmayan; ezeli rekabetin dokusuna uygun tatlı giydirmelerdir. diğer türlüleri çapulcu işidir.
92-93 sezonuydu zannedersem. tribünlerin eşit paylaşıldığı son sene. galatasaray e.frankfurt'u yenmiş, fenerbahçe'de sigma'dan 7 yemiş. 3 gün sonra ali sami yen'de galatasaray - fenerbahçe maçı var. maç için herkesin ortak yorumu "fenerbahçe taraftarı bu maça gelmez" ve "galatasaray farklı kazanır" şeklinde. lakin yine beklenenin aksi oluyor; hem fenerbahçe kazanıyor, hem de fenerbahçe taraftarı kendisine ayrılan bölümü tamamen, tıka basa dolduruyor.
neyse, gelelim yaratici fenerbahce taraftari kısmına.. maçın devre arasında galatasaraylı taraftarlar o zamanın hit ve yeni bestesini söylemeye başlıyorlar;
"we are the best, we are the best, we are the best galatasaray.." (fenerbahçe tribünlerine "nah" işareti yaparak)
galatasaray tribünü bunu 5-10 dakika tekrarladıktan sonra fenerbahçe tribünlerinden bir kaç dakikalık sessizliğin ardından cevap geliyor;
"ya..amı ye, ya..amı ye, ya..amı ye galatasaray.." (tenasül uzuvlarını tutarak..)
bütün ali sami yen inliyor..
neyse efendim, 2 dakika içerisinde çıkan bu besteden sonra "we're the best galatasaray" bestesini duyduğum başka bir maçı hatırlamıyorum o sezon.. şimdilerde çakma yaratici kitleler doğdu tabi. ee, kurt kocayınca köpeğe maskara olur vesselam.
kısa bir tanım gerekirse; bir bestenin yok olmasına sebep olmuş taraftarlardır.
beşiktaş taraftarı kadar yaratıcı olmadığını düşündüğüm taraftar, kapanmış fenerium'un kepengine çarşı yazmak kimin aklına gelir, sen adamlardaki taşağa bak be kardeşim..
takımları çok sevdikleri takımlarının mali durumu, fenerium'un maç sonrası ve yıllık hasılatları ile belli olan lakin yaratıcılıkları konusunda pek medyatik olamadıklarından yada olmadıklarında ya da olmak istemediklerinden diğer taraftar gruplarının hücumuna mağruz kaldıkları bir gerçek olan taraftarlardır.
keza yönetimleri de iyidir, oturmuş işin bilincinde salt sahadaki başarıyla bu işin yürümediğini bilen insanlar, mali yönden uçmuş, diğer branşlarda da tavan yapmıştır klüpleri, bu bağlamda aziz yıldırım kendileri için büyük bir nimettir.
türk futbolundaki renkli taraftar gruplarındandır kendileri.
ps: beşiktaş taraftarı olmama rağmen bu başlık altında sidik yarıştırmak anlamsız gelmekte, tu kaka fener al sana bombe mantığıyla kendilerine buradan bok atmakla nereye kadar dediğimden sadece tanıma gerek görülmüştür.