1. 1980'de cikacagini Bjk'li degil haberi yapan gerizekali soyluyor, farkinda degil misiniz? Alen abi " iste 97 seneli dunyada ilk defa ... " diye devam ediyor.
2. fbliler ne zaman kullanmis, hangi macta soylemis. nazik hikmet, edip akbayram fenerli ee? fenerli olmasi yaptiklari tum sarkilari fbye tezahurat olacak diye birsey mi var? aldirma kartal aldirma tezahuratida mi fenerin?
3. pepe metin'in inonuye nasil geldigini iyi biliyoruz. mont icinde kazak, kazagin icinde forma. zaten o en buyuk fb diyene kadar 10 saat gectigi icin taraftarlarca siklenmeyen bi insandir. Sucu olmayana satasmayi nasil adamlik olarak nitelendirmiyorsaniz ustunde ki kazagi cikartip gondermekte adamlik olmaz. Kotunun iyisi diye de birsey soz konusu olmaz. Bjk semtinde baska takim formali dolasamaz. Bunca zaman dolasilmadi bundan sonrada bu kural boyle gider.
bursa kim, ankara kim? Bjk uzerinden prim yapmak icin yapmadiklari maymunluk kalmayan iki takim. daha gecen sene 132 des. rekorumuzu kirmaya calisan bursa degil miydi? bu sene ki tezahuratlarimizi degistiren bursa degil mi? ankara mi? sikeciler 2. lige
Çocuklar inanın bestesinin 80lerde söylediğini iddaa etmeyen , zaten bilinçli bir taraftar grubu olduğu için böyle bişeyi iddaa etmesi mümkün olmayan taraftardır.Bazıları bunları nerelerinden uydurur bilemiyoruz. (bkz: bir kaynak olarak göt)
2. olarak Edip Akbayram'ın fenerli olmasının o besteyi fenerlilere hediye ettiği anlamına gelmediğinini bilebilecek veya onlara tezahurat yapma konusunda öncelik tanımadığı yorumunu yapabilecek kadar da zeki taraftardır.Halkın takımı nasıl olunur , şöyle olunur efendim.Her çeşit kesimden insanın , işçisinden , memuruna , öğretmeninde , öğrencisine bulunduğu bir tribüne veya taraftar yapısına sahip olarak.Sosyal konularda duyurlılık göstererek , seyirci değil de taraf olarak taraftar olarak.Kimmiş halkın takımı;
(bkz: riza efendi iki ekmek bir sut) pankartını açıp , kapıcılık mesleğini aşağılıyanlar mı ?
(bkz: adam gibi adam rte) pankartı açıp yalakalık yapanlar mı?
Gelelim kavga olaylarına ; tribün reisi Beşiktaş kapalısından kovulan sefa olan bir takım delikanlıların kendi kendilerine yürüyüşe çıkmaları durumuna bi bakalım.Ortada ne bir anlaşma var , ne bir sözleşme.Beşiktaş taraftarının bu kavga olaylarından (bkz: mühendis oktay) olayından sonra canı yanmıştır.Ortada bir sözleşme durumu falan olsa zaten gereken yapılırdı ki zaten böyle olaylarda eskide kalmıştır artık.
Bursa ve ankaragücü olayları ise; ise Beşiktaş üzerinden prim yapmaya çalışan bu gençleri Beşiktaş taraftarının takmaması ve kendi kendilerine eğlenmeleri durumudur. (bkz: siklememek)
Eksi vermeden önce şu at gözlüklerinizi çıkarıp mantıklı bir şekilde düşünün. Sikeyim feneri sikeyim gs yi diyebilen benim için sizde bir sefer sikeyim bjk'yi diyin.
Burada Çocuklar inanının hikayesi(!) anlatılıyor. Hani medya fenerli ya o bakımdan.
&feature=related
Diyor ki beşiktaşlı taraftarlar, Çocuklar inanın inanın çocukları beşiktaşlılar 1980 lerden beri söylüyorlar...
Ulan sevgili beşiktaşlılar EDiP AKBAYRAM o şarkısını 1997 de çıkardığı albümde yayınladı ne 1980'i... Siz 17 sene evvelden çıkacak şarkıları bile biliyorsanız susuyorum o zaman.
Edip Akbayram da Nazım Hikmet te koyu fenerliydi birisinin çoluğu çocuğu arkkadaşları hayatta birinin kendisi gidin sorun. Albüm çıktıktan sonra da fenerliler kullandı bunu bu 1.
Halkın takımı olduğunu iddia eden beşiktaşlılara sormak lazım. Halkın takımı nasıl olunur. Milletin arabasına, taksisine tekme atmakla, ekmek kapısına zarar vermekle, dükkanın camını penceresini indirmekle mi? Anarşizmi A harfini yazmaktan ziyade sanan geri zekalı bazı gruplar (Dikkat burada tüm çarşıya veya beşiktaş taraftarına laf yoktur. Bende beşiktaşın balkan ülkelerini kaybettiğimizdeki yaptıklarını bilebilecek kadar iyi tanıyorum beşiktaşı. Hatta eskiden sevdiğim tek takımdı) anarşik olacaz diye milletin anuna koyuyorsa, tek başına gezen fener taraftarını dövüp kafasında şişe kırdıktan sonra delikanlıyım diye çıkıyorsa ortalığa sorgularım o delikanlılığı...
Bir de hani laf ettiğiniz fenerliler tek başına beşiktaşlı yakalayınca ne yapmışlar bakalım.
takımına hiç bir katkısı olmayan, sadece ve sadece kendisini tatmin eden taraftar grubudur.abartıldığı gibi bir durumu yoktur.şarkı bestelemek sahadaki takıma hiç bir şey vermez.gidin konser verin o zaman.
ne desem bilemiyorum. beşiktaş "ulan" bu! taraftarı da tuttukları takım gibi asil olacaklar. neymiş? küfürmüş. sanırım yediremedin o tatlı kalbine "küfürü". bu taraftar başka taraftar. bildiklerinizden değil. 132 desibel ses çıkarabilen taraftar. pankartın alasını açıp ayarı elinize verebilecek olan taraftar. kıskanmayın. kıskanmayan galatasaraylı kardeşlerime selam olsun. iyi ki varsınız. ha kıskanma çocukça kaçtı ama, hangimizin içindeki çocuk öldü ki? biz yine de burda "vay efendim bizim taraftarlarımızın herkesten iyi, bakın da örnek alın ezikler" falan demiyoruz. yaratıcıyız, evet. doğamızda var. gücümüzü "siyah beyaz, ölüm yaşam"dan alıyoruz. yine de hava atmıyoruz ama yaratıcılığımıza rakip görmüyoruz.
üst kapali: alt taraaf alt taraf sesin çıksın alt taraf.
alt kapalı: üst taraf üst taraf sesin çıksın üst taraf.
üst kapalı: 'sevdim seni bir kere'
alt kapalı: 'başkasını sevemem'
üst kapalı: 'deli diyorlar bana'
alt kapalı: 'siksinler değişemem
üst kapalı: 'siksinler değişemeem ooo'
cinconla feneri toplasan bir de feneriumun cirosuyla çarpsan yine de tırnağı olamayacakları taraftardır. ne müşteridir ne peygamber. ne de insan üstü bir varlık. bu yüzden sevapları kadar günahları da var. ama onları farklı kılan diğer takımların taraftarları da onlar gibi insanken fark yaratmış olmaları.
edit: ha ben bunu neden söyledim. bazılarının hafsalaları onların da insan oldukları gerçeğini alamıyor da belirteyim istedim.
üst kapali: alt taraaf alt taraf sesin çıksın alt taraf.
alt kapalı: üst taraf üst taraf sesin çıksın üst taraf.
üst kapalı: 'sevdim seni bir kere'
alt kapalı: 'başkasını sevemem'
üst kapalı: 'deli diyorlar bana'
alt kapalı: 'siksinler değişemem
üst kapalı: 'siksinler değişemeem ooo'
yeni açık: uhahaha
ahahahhahah..sidik yarışı mı??? ulan su gün icin konusuyorum okuyun bakalım sidik yarıştırmaya kim bu kadar hevesliymiş???
ulan hanginiz sütten çıkmış ak kaşık be hey komik mahlukatlar??? küfür yok di mi stadınızda? rant kavgası yuzunden iki grubunuz bıçaklarla birbirne girmedi di mi maçın ortasında??? alen'in ermeni olusunu her fırsatta agzınıza sakız yapmadınız mı be utanmazlar???
takım başarısı kadar, taraftarlık potansiyeli, ve takıma katkıları, yaptıkları da konuşulacaktır ve türkiye'de bunu en iyi yapan taraftardır. açtıgın pankartlar üzerinden orgazm olmuyorsan al o since 1453 pankartını sok bir tarafına. sen taraftar falan degilsin. (yanlış anlama koltukaltına sok ve yol al.)
takımlarının geride götürdüğü bir avrupa maçı esnasında (olimpiyat stadı'ndaki psv karşılaşması) sahaya girerek gol olan süper(!) yaratıcı(!) kitlenin laf atarken bir milyon kez düşünmesi gereken taraflardır. bak aklıma geldikçe hala gülüyorum lan, hahaha..
edit: peki..
'kıyamet kopar çöker karanlık allah bizi affetmez çok günah aldık.sevenler ayrılmaz biz bir plan yaptık tüm ''çarşı'' cehenneme kombine aldık' tezahüratını söyleyip sonra da 'tövbe tövbe' diye tempo tutturan yaratıcı bir o kadarda şaşırtıcı kitle.
eleştiriye ya da dışarıdan bir kimsenin tarafsız bakışına tahammülü olmayan, kendilerine yapılacak en objektif eleştirileri bile "bok atmak, kıskanmak" olarak algılayan kitle.
sürekli bir sidik yarışına girme eğilimi, açılan pankartlar üzerinden orgazm olma, beşiktaş'ın başarısızlıklarını örtme psikolojisi. bir eleştiri yaparsınız "riza efendi 2 ekmek 1 sut" pankartından falan bahsederler. hayır, sivaslı ayılar istanbul da ne arar diye bağıran ırkçı kitle de bunlardı. hatta revivo'ya türkiye'deki ilk ırkçı tezahüratı yaparak yaratıcılıkta çığır açanlar yine yaratıcı beşiktaş taraftarıydı. aynı şeyleri tekrar etmek kendilerini mutlu ediyor olabilir ama beni bayıyor açıkçası.
bu sidik yarışları ile beşiktaş'ın bi yere geleceğini düşünüyorlarsa işleri zor.
bir açık biletine memleketteki net asgari ücretin 9'da 1'ini vermekle gurur duyanların, ardından da takımları 1-0 öndeyken 25. dakikada vakit geçiriyor diye 20 yaşındaki kendi kalecilerini ıslıklayanların beğenemediği taraftarlardır. yaratıcılıkları iyi ki cobarde gallina ortega ile sınırlıdır ki, rıza efendi 2 ekmek 1 süt gibi bir pankart akıl edememişlerdir.
"taraftarlık" ile "müşterilik" arasındaki farkta yatar farkları. hafta içi oynanan kupa maçında bile tribünlerde 25 bin kişi ile bulunurlar. lisanslı ürünlerin satışlarından gelen rakamlarla takım sevgisi veya taraftarlık doğru orantılı olsaydı dünyanın en iyi taraftarları real madrid ürünlerini kapışan uzak doğulu müşteriler olurdu.
yaptıkları ortalama göztepe ya da karşıyaka taraftarının birbilerine sataşmak için yaptıklarından çok farklı değildir lakin akıllarını yaratıcılıkla bozan, "ne yapsak da basında yer etsek" kompleksine kapılan bu arkadaşlarda her yaptıklarını "vay süper, uvv çok yaratıcı" diye pohpohlama eğilimi vardır. bu eğilim öyle boyutlara gelmiştirki taraftarlığın ulvi amacı olan takımlarını desteklemek bu arkadaşlar için ikinci plana düşmüştür. yıllar yılı cobarde gallina ortega dışında doğru dürüst bir yaratıcılıklarını da görmedim. düzenin esiri olan, başarısızlıkta bile "bedava bilet alalım bize yeter" mantığıyla hareket ederek yönetimlere gereken tepkiyi veremeyen bu kitlenin yaptıkları takımlarını desteklemek değil bilakis takımlarına zarar vermektir bence. hatta şuan yıldırım demirören beşiktaş'ı babasının çiftliği gibi kullanıyor ve kimseden korkmuyorsa bunun en büyük sebebi yaratıcı beşiktaş taraftarıdır.
taraftarlık denilen olgu stadı doldurmanın, tezahürat yapmanın yanında takımına maksimum seviyede maddi destek vermektir. sadece bağırmayla, stad doldurmayla, pankart açmayla başarı gelseydi partizan her sene şampiyonlar ligi'ni kazanırdı.
taraftarlığın ölçütünü yaratıcılık ya da "mezar, ölüm" temalı besteler olarak gören bu arkadaşlara eski asbaşkanları celal kolot'un bir açıklamasını hatırlatmak isterim.
"taraftar profilimiz değişmeli. biz bjk store'da 5 milyon dolar ciro yapınca kutlama düzenliyoruz, fenerbahçe 25 milyon dolar ciro yapınca fenerium genel müdürünü kovuyor."
yıllarca kop tribünün önünde oynayan steven gerrard'ın bile istanbul'da 2-1 kaybettikleri maçtan sonra "kariyerimde böyle bir taraftar önünde hiç oynamamıştım, maçı onlar kazandılar" şeklindeki demeci ile ingiliz gazetelerine yansıyan taraftardır. hani maçı unutuyorlar diyenlere duyurulur..
