öğlen yemeğinde sevmediğim yemek olunca az evvel aşçının yanına gittim. hafif gülümseyerek; '' nurşen abla, bana kahvaltı tarzı zeytin peynir ekmek falan ayarlayabilir misin '' dedim. sever beni '' peki bi şey sürüyem mi ekmeğin üstüne '' dedi.
tereyarra sür abla dedim.
oha amk. yarrak dedim lan. hızlı okuyup atlanmayın o kısmı. abla tülbenti ağzına alıp bovvv dedi.
sürekli sözlükte takılınca böyle oluyor işte, aslında benim değil, sol framenin mallığı yani.
durumu kurtarmaya çalışıyorum... pasta siparişi verdim. çok seviyo çikolatalı pastayı.
farkındayım bu bir yanlış anlama değil yanlış söylem ama yanlışlıkla söylediğimi anlamayıp booovvv yaparak beni zor duruma sokan ablaya gelsin işte.
demet akalın'ın söylediği : acı döner gelir karması var.
benim anladığım : hacı döner gelir kanası var. hacı ile kanas ne alaka amk diye düşündüm birde.
14 15 yaşlarında bir arkadaşımla gezerken arabasıyla yanımıza yanaşıp ''lise nerede'' diye sorulan soruyu arkadaşımın kilise nerede diye anlaması ve adamlara kilise uzakta demesi komik olan yani adamların sakalı tarikat tipli olması ve sonradan bizim taşak geçtiğimizi düşünerek üzerimize yürümesi.
lan aslında dayak yiyecekmişiz ama komikti o an kilise kelimesini duyunca adamların suratı fena ekşimişti.
olay bir dizide geçmektedir. tankta bulunan adama telsiz de soru soran kişi: orda mısın tanktaki? der sorun da tanktaki yi tankta bulunan adamın adı sanmak.
ustalarımızdan bir tanesi, yurtdışında yüksek maaşla çalışıp geleceğe yatırım yapmak istemektedir. bu ustamız oğlu kerem için yurtdışında çalışmayı kabul eden biri.
sekolo: kesin gidiyorsun değil mi ustam?
usta: evet, uzun vadede çalışacaksam, ordan aldığım para kerem'in götüne girsin*...
sekolo: tabii, en iyisi öyle olur...
usta: zaten bu sene de anaokuluna başlayacak...
sekolo: aynen ustam...
mabel matizin yaşım çocuk şarkısında nakaratta "sen bana sır" diyormuş ben ilk dinlediğimde "sen manastır" diye anlamıştım.tabi sonra farkına varınca lavaboya gidip elime yüzüme su çarptım.
ilkokuldayken okul müdiresi servis aracına binmiştir. Servisçi devamlı bu kadına "Aslanım" diye hitap etmektedir. ulan ne cesaret diye geçiririm içimden. derken kadının isminin "Aslı" olduğu ve şoförün "Aslanım" değil, "Aslı Hanım" demeye çalıştığı sonradan kafama dank eder. Zaten o okuldan hatırladığım yegane anım da budur. Tabii anı denebilirse...
murat : abi sen bu zekayla yemin ediyorum çürüyosunm burda yaa
ben : yok olum estağfirullah
murat : yok abi yok yok sen bu zekayla başka yerlerde olmalıydın
ben : la olum öyle deme valla , rica ederim o kadar da değil yahu *
murat: aabiii sen bu zekayla çok güzel bi amele olurdun
ben : zönk !
hâlâ kopuyoruz .. it yaa.
üniversitede derste çaprazımda oturan bi kız vardı. dersten sıkıldıkça kıza bakıyorum, kızın eli tam göbeğinin biraz altında duruyor. arada bir gözlerini kapatıyor ağzını açıyor başını tavana doğru çeviriyor. öyle ki kızın o pozisyonunu gören her 10 erkekten dokuzu o kızın o anda orgazm olduğunu düşünür. ben de öyle düşündüm tabi mal gibi izliyorum vay amk ne hale geldik diyorum. heyecanlanıyorum filan.. olayı anlamam gecikmedi tabi.
en sonunda kız beş altı başarısız girişimin ardından üst üste üç defa hapşırdı.