arkadaşımla markette piknik alışverişi yapıyoruz.
+sen bize 10 tane de pet ver kardeş.
-????
+pet?
-kasiyer suratımıza bakar.
+pet bardak yok muydu?
-ha pardon.
şöyle bir olay olmuştu lise 1'de... bir 7-8 yıl geçti üzerinden ama hala alenen hatırladığın olaydır...
kimya dersinin 2. yazılısındayız, ön çaprazımdaki eleman sürekli ''2. sorunun cevabı ne?'' deyip duruyor. Ben de sürekli ''asit'' diyorum, sınavın sonlarına doğru bir daha soruyor;
''la söylesene 2. soru ne?''
''la mal asit..'' diyorum yine.
Sınavdan çıktıktan sonra ''Nasıldı sınav?'' diyorum, ''Bok, işte'' diyor, ''Yaptın mı ikinici soruyu?'' diyorum, ''Yaptım, baz yaptım'' diyor. ''Lan asit dedim ya diyorum..''
arkadaşın cevap: ''Abaaaa senin 'asit' dediğini ben 'hassiktir' anlamışım ya hep.''
çocuktum.
"kara basma iz olur"daki "kara basma"yı siyah renkli basma zannederdim. hani şu kumaş olan basma. o kumaşın da değdiği yere siyah iz yaptığını zannederdim. onun için şarkıyı söyleyen kişinin karşıdakine, etrafa siyah boya bulaşmasın diye kara basma giymemesi gerektiğini söylediğini zannederdim.
"eleman aranıyor"daki "eleman"ın hep aranan, ama hiç bulunamayan bir yer olduğunu sanardım. "elmalılı hamdi yazır"ı ise "elemanlı" olduğunu zannederdim.
üniversitede derste çaprazımda oturan bi kız vardı. dersten sıkıldıkça kıza bakıyorum, kızın eli tam göbeğinin biraz altında duruyor. arada bir gözlerini kapatıyor ağzını açıyor başını tavana doğru çeviriyor. öyle ki kızın o pozisyonunu gören her 10 erkekten dokuzu o kızın o anda orgazm olduğunu düşünür. ben de öyle düşündüm tabi mal gibi izliyorum vay amk ne hale geldik diyorum. heyecanlanıyorum filan.. olayı anlamam gecikmedi tabi.
en sonunda kız beş altı başarısız girişimin ardından üst üste üç defa hapşırdı.
murat : abi sen bu zekayla yemin ediyorum çürüyosunm burda yaa
ben : yok olum estağfirullah
murat : yok abi yok yok sen bu zekayla başka yerlerde olmalıydın
ben : la olum öyle deme valla , rica ederim o kadar da değil yahu *
murat: aabiii sen bu zekayla çok güzel bi amele olurdun
ben : zönk !
hâlâ kopuyoruz .. it yaa.
ilkokuldayken okul müdiresi servis aracına binmiştir. Servisçi devamlı bu kadına "Aslanım" diye hitap etmektedir. ulan ne cesaret diye geçiririm içimden. derken kadının isminin "Aslı" olduğu ve şoförün "Aslanım" değil, "Aslı Hanım" demeye çalıştığı sonradan kafama dank eder. Zaten o okuldan hatırladığım yegane anım da budur. Tabii anı denebilirse...
mabel matizin yaşım çocuk şarkısında nakaratta "sen bana sır" diyormuş ben ilk dinlediğimde "sen manastır" diye anlamıştım.tabi sonra farkına varınca lavaboya gidip elime yüzüme su çarptım.
ustalarımızdan bir tanesi, yurtdışında yüksek maaşla çalışıp geleceğe yatırım yapmak istemektedir. bu ustamız oğlu kerem için yurtdışında çalışmayı kabul eden biri.
sekolo: kesin gidiyorsun değil mi ustam?
usta: evet, uzun vadede çalışacaksam, ordan aldığım para kerem'in götüne girsin*...
sekolo: tabii, en iyisi öyle olur...
usta: zaten bu sene de anaokuluna başlayacak...
sekolo: aynen ustam...