şehir: sakarya- geyve
ilçe dar bir alandadır.yani öyle fazla ince detaylarla, farklı kültürlerle haşır neşir olmayan bir yerdir.ve geçen gün kaymakamlık tarafından asılmış hayrete düştüğüm kocaman bir tabela görmüşümdür ilçe merkezinde:
do you know what are you eating?
ve o gün ilçenin pazarı kurulmuştur. çevre köylerden birçok insan gelmiş ve büyük ihtimalle görmüştür o tabelayı.
hayır, derdim insanların ingilizce bilip bilmemesi değil de, bunu oraya asan zihniyetledir.
elbet anlayan çıkacaktır orda yazanları, ama geneli anlamadıktan sonra acaba onu oraya asanlar ingilizce bilerek hava mı atıyorlar diye düşünmektedir insan.
(bkz: ingilizce ile hava atmak)
bizim mahallenin hurcadacısı olan amcanın dükkanının önünden geçerken tam olarak yarıldığımı hissettim. dükkan dediğim taş duvar tahta bir kapı. kapının rengi sarı ve siyah pastel boya ile, urdaci dukkanı ( "u" küçük, "r" büyük", "d" yi çözemedim, "c" ters, "ı" yerine "i", "d" yi çözemedim, "ü" yerine "u", "k" ler ters, "a" bi garip büyük, "n" ters, tek normal olan "ı" )
düşününi işte kamal sunal ın agaya beleş yazması gibi birşey.
isimsiz lokanta adında bi lokanta gördüm orda da yarıldım.
klimalı lokanta adında bi lokanta gördüm orda da yarıldım
hiç unutmam (şimdi yalan olmasın unuta da bilirim) en son takriben on yıl önce levent kırca'nın kafasındaydı bu tabelalardan biri. dandik bi skeçti, olacak o kadar'dı. oya başar "nekkoydun lan kafana" diyordu. boktu.