Yaşım 7-8 civarı. O zamanlar pokemon hastasıydım. Herhalde bilinçaltıma işlemiş. Rüyamda 3. dünya savaşı çıkıyor. Ben, annem, babam, ablam pokemonlarla savaşıyoruz. Savaşta Ash ölüyor ve adına cenaze töreni düzenleniyor.
rüya esnasında pek yarmadı ama sonra düşününce hafiften gülümsetiyor.
telefon çalıyor, yataktan kalkıyorum. ama o kadar gerçek ki her şey. beş dakika önce annem markete çıkmıştı normalde, rüyamda da aynen. "ya sabah sabah kim arıyo a.q" bile dedim, o derece.
kalkıp ağır adımlarla telefonun bulunduğu sehpaya ilerledim. açtım telefonu, ses gelmiyor. bizim telefonda sorun var, girişteki kablosunu oynatmanız gerekiyor. elimle şöyle bi' çekiştirdim kabloyu, yaşlı bir kadın sesi duyuldu.
+ merhaba ben mezardan arıyorum.
"hassiktir!" diye bağırıp ahizeyi fırlattım. sonra da nefes nefese uyandım.
amk ama her şey o kaar gerçekti ki, inanamazsınız. koridorda yürürken, "bilgisayarı da açık unutmuşum, tüh." dediğimi bile hatırlıyorum.
fotorafçılıkla ilgilenen bir kız arkadaşımı gördüm rüyamda. hava rüzgarlı uzaklarda yağmur yağıyor. yani ufuk kapalı bulutlu ve sürekli şimşekler çakıyor. dakikalarca bekliyoruz orada. ben hiç konuşmuyorum sadece oturuyorum kenarda ve arkadaşı izliyorum napıyo bu saftirik diye. arkadaş ayakta dikilerek şimşekleri yakalamaya çalışıyormuş. yahu arkadaş o iş öyle olur mu? ben susuyorum tabi... sonra ne olduysa birden konuşur:
- "yaa! keşke bi tripod olsa, bi tripodum olsaydı yaa..."
tamamen art niyetsiz bir şekilde cevap veriyorum. cevabın art niyetsiz oluşu, sonradan rüyadan uyandığımda beni sabah sabah gülme krizlerine soktu zaten. cevap:
dün akşam gördüğüm ve beni gülmekten yaran rüya. hala etkisindeyim.
rüyamda angelina jolie ile enseye şaplak misali kankayız böyle brad i falan anlatıyor bildiğiniz muhabbet ediyoruz en yaran bölümü de benden çiçekli elbisemi ödünç istedi.* bilinç altıma tüküreyim. **
dağ başında bir ilkokuldayım. Yanımda daha önce hiç görmediğim bir arkadaşım var. Okulun etrafı kurtlar ve çakallarla dolu. Bu hayvanlar her okul çıkışında okul kapısının önünde beklermiş birilerini yemek için. Sonra da okulun etrafında takılır içeride kalanları yemek için beklermiş. Neyse fazla uzatmadan olaya girelim.
Arkadaşımla ben zil çaldıktan sonra eşyaları topluyoruz. Bir yandan da kurtların kaptıklarına bakıp kah gülüp kah ağlıyoruz. Kitaplarımızı toplamak o kadar vakit almış ki okul bomboş kalıyor. Kurtlar da pencerelerden bize bakıyor. Saklanacak yer arıyoruz. Sınıfın dışında plastik duş kapılı bir balkon var. Tam oraya gireceğiz ki bir kurt cami kırıyor. Ama sınıf biyoloji sınıfına dönüyor ve biz iskelet modelini kurdun başına atıyoruz. Kurdu balkona atıp telefonlara sarılıyoruz. Ne de olsa açık bir cam var artık! Telefon çekmiyor. Son çare olarak dışarı fırlıyoruz. Bu sırada kurtlardan biri arkadaşını parçalamaya başlıyor. Arkadaş bağırıyor "annemlere seni kurtarmak için öldüğümü söyle." diyor. Ben koşa koşa dağ başında bir yazlığa gidiyorum. Anneme"arkadaşım öldü ama beni kurtardı." diyorum. Evden polisi arıyorum. Arkadaşımın öldüğümü söylüyorum. Eee ne yapalım ölenle ölünmez, diyorlar. Bir okula koşuyorum bir eve. En son evdeyken arkadaşımın kafası zıplaya zıplaya gelip polisi arıyor ve telefonu bana veriyor. Polisler telefonda ŞAKA YAPTIK diye bağırıyor. O sırada annenler beni sarsarak uyandırdı. Meğer kahkaha atıyormuşum uykumda
Bir kaç günüm kalmış öleceğim arkadaşlar geliyor ölmeden önceki son isteğimi soruyorlar. Hay zevkime gidip justin bieber'ı istiyorum. Valla hangi kafayla istedim hiç çözemedim. Hiçde haz etmem kandisinden. Geldikten sonrası daha da fena. Sanırsam bir yerim açık kalmış.
rüyamda böcek görüyorum böyle kafamda falan her yerimde. komik olan benim "allaahım böcekle imtihan mı olur yeaaa...allahım böcekle imtihan olmaz yea... allahım açlıkla imtihan et ama böcekle imtihan etme" tarzı şeyler demem.
dün gece gördüğümdür. bir televizyon programındayım nazlı ılıcak bana önce atatürk'ü seviyormusun diye sordu bende tereddütsüz evet dedim sonra tayyibi seviyormusun diye sordu. ben biraz düşündüm ve sonra başıma bir iş gelmeyecekse recep tayyip erdoğanı sevmiyorum dedim. nasıl sevmezsin padişahımızı dedi ve kırbacını çıkardı. şimdi benimle seks yapmak zorundasın dedi. iğrenç bir duyguydu. sabah uyandığımda hemen interneti açtım ve rte nin fotoğraflarını çıkardım yazıcıdan ve sevmeye çalıştım kendisini yine yapamadım sözlük yine yapamadım.
rüyada mezarlıktaydım. mezarlıkta askerler beklemektedir. birdenbire askerler mezar taşlarını tutmaya başlar. ben önce neden böyle yaptıklarına anlam veremem. bir süre sonra deprem olmaya başlar. bende bir mezar taşı tutmaya başlarım ama bir süre sonra taşlar kırılmaya başlar. gökyüzüne baktığımda ay ve güneş yanyanadır. sonra gökyüzünde bir sürü ay belirmeye başlar. evet, sonunda kıyamet kopmaya başlamıştır. herkes büyük bir meydana toplanmaya başlar. bende ailemi bulup meydana doğru ailemle beraber gitmekteyimdir. bir süre yürüdükten sonra ailemin yanından "valasques'in ailesine o'nun iyi olduğunu söylemem gerek" diyerek ayrılıyorum. evet, kesinlikle geçen isim valasques'di, sallamıyorum. ben o kişinin ailesini bulup o'nun iyi olduğunu söylüyorum, ailesi de bana türkçe teşekkür ediyordu. ama aile meksikalı. neyse. ben tekrar meydana gidip ailemi buluyorum. etrafta mahşeri bir kalabalık vardır. ailemi bulduktan sonra gökyüzünde bir parlaklık belirir. evet, büyük bir göktaşı yeryüzüne doğru harekete geçmiştir. büyük bir süratle yol alır. o sırada, ne alakaysa, uefa, göktaşının kendileriyle bir alakalarının olmadığı açıklaması yapar. biz ailece birbirimize sarılmış mutlak sonu beklerken herşey durur. meğerse bütün olaylar bir kamera şakasıymış. kuzenim yanımıza gelip "lan nasıl yutarsınız bu şakayı?" deyip bizle dalga geçmeye başlar.
valasquez kimdir, nasıl bilinç altıma girmiştir, bilmiyorum. şike olaylarıyla ilgili fazla haber seyrettiğimden olsa gerek olaya uefa'da dahil oldu herhalde. uyandığımda korkmak ile gülmek arasında bir kararsızlık yaşıyordum. neyse ki kendime gelmem çok uzun sürmedi.
bir erkeğin rüyasında diğer bir erkekle erotik yaklaşımda bulunması heralde yaran ve iğrenç bir rüyadır.
not: yemin ederim o ben değilim arkadaş anlatmıştı.
rüyada en yakın arkadaşımla bir ormanda yolun kenarında oturuyoruz. satanist bir grup arabayla geliyor ve içinde sex yapılıyor biz çok korkuyoruz. sonra onlar gidiyor başka grup geliyor içinden şişman adam iniyor yol kenarındaki bir çocuğun ağzına işiyor. biz korkup kaçmaya başlıyoruz ve boşluğa düşüyoruz sonsuzluğa doğru o anda uyanıyorum bas kahkahayı.
uzun süre hafızalarda kalan rüyalardır, hatırladıkça gülümsenir.
rüyamda ananemlerin balkonundayım ve aşağıda maymunlar cirit atıyor. o kadar çoklar ki maymun ormanında gibiyim. benim telefonum balkondan aşağı düşüyor ve bir maymun telefonumu alıp köşeye kaçıyor üstünde zıplayıp kırıyor telefonumu. bende o sırada babaa babaaa diye bağırıyorum ama sesim çıkmıyor karabasanlar basıyor o sırada kardeşim beni uyandırıyor. gözümü açıp basıyorum kahkahayı.
rüyamda evimizin avlusundayım. küresel ısınma almış başını gitmiş. denizlerin okyanusların alanları hep küçülmüş. 5 - 6 tane balina da bizim avludalar. * aramızda şöyle bir konuşma geçiyor : ( balinalar: b, ben: a)
b- merhaba. bize hemen yardım etmen lazım. malum küresel ısınma. doğal yaşam alanlarımız çok azaldı.
a- tabi yardım etmek isterim ama burda okyanus yokki.
b- deniz de olur. biz boğazlarla okyanusa geçeriz.
a- tamam o zaman. şimdi tuzla-pendik minibüsüne binin. tuzla sahilinde inin. ordan denize geçin. çanakkale boğazı direkt karşıda zaten *
b-tamam çok teşekkür ederiz. yalnız minibüste bizden öğrenci alırlar di mi.
a-yok malesef. bugün hafta sonu tam fiyat verirsiniz.
böyle diyip yolluyorum balinaları.**
iki üç saat boyunca tiyatro bileti kuyruğunda bekleyip tiyatro oyununa bilet alınmıştır.akabinde ertesi gün tiyatroya gidip oyunu izlemeye başlayacakken biden perde açılır ve zincirlere vurulmuş bir godzilla görülür.işin ilginci herkezde adeta bir ney dinletisi dinlermişcesine sakinlikle godzillaya bakmaktadır.bu böyle devam eder ve sonra sahneye cem yılmaz çıkar ve godzilla üzerinden espriler şakalar yapar herkez yarım yarım yarılır.tabi bu rüya uyandıktan sonra bi yarım saat benide yarar.
Düsündüren ve lan ne pis bilinçaltım varmıs benim dedirten komik ve bir o kadarda saçma rüyalardır. Gelelim benim dün gece gördüğüm rüyaya. Koca ygs sınavından sadece 20 net yapmısım ve kendi kendime üzülüyorum anasını satayım ne kadar gerizekalıyım ne plankton beyinliyim ben ne halt yiycem simdi diyorum kendi kendime sonra düsünüyorum bari lys ye girmeyeyim seneye yapılacak sınav icin hazırlanmaya baslayım diye bi fikir geliyo aklıma tam masadan kalkıyorum anneannem odaya giriyo bakıyo bakıyo gayet soguk kanlı bi sekilde üzülme yavrum ben seni alaska ya pilotluk okumaya yollarım diyo ve rüya bitiyo çünkü uyanıyorum. Simdi aklımda 3 soru var. Alaska da pilotluk okulu ne alaka, anneannem orada pilotluk okulu oldugunu nereden biliyor ve neden alaska ??? Lan ne pis bilinçaltım varmıs benim.
harry potter ilk defa sinemalarda oynadığında, etkisinde kalıp, quidditch oynamak. ama kiminle ve nerede? üç oda bir salon evimizde harry potter ve arkadaşlarımla beraber.