yer: güvenpark-kavaklıdere yolu üzerindeki otobüs durağında duran 408 no'lu ego otobüsü.
zaman: 7.30 suları.
olay: 408 otobüsü sabah 7.30'da hınca hınç dolar. bir de bu yetmiyormuş gibi şoför, yine de yolcu almaya devam eder. neyse efenim bahsi geçen yerde otobüs tıklım tıklım doluyken otobüse yeni binen bir bayanla yine bir bayan arasında şu konuşma geçmektedir:
+ arkaya doğru ilerleyelim lütfen..
- otobüs hınca hınç dolu görmüyor musun? gidin 413'e binin. üstelik 5 dakkada bir geliyor.
+ kimin neye bineceğini bana söyleyemezsin. o zaman bu otobüse bineceklerin listesini sen oluştur!
- allah allah bak seen..
(otobüs halkı gergindir.. ben arkalardaydım. ondan tartışmayı takip edemedim. ama 4 dakika sonra)
+ sen evde kalmış bir kız kurususun tamam mı?
- sen kendine bak be. benim iki çocuğum var.
+ benim yok sanki.
istanbul kartı olmayan şahıs otobüse biner ve birinin onun için basmasını ister.
ardından parayı uzatarak :
-teşekkürler alırmısınız?
-yok yok olmaz
-aaa hayır lütfen ama
-yok alamam
-hayır kabul edemem
şeklinde ısrarcı bir şekilde devam eder.
sabah servisi kaçırdıgım bir gün otobüsle iş yerine geliyorum.
bindim otobüse parayı uzattım şöföre.
sert bir sekilde sok onu cebine dedi.
anlayamadım dedim.
sok onu diyorum sana dedi.
gülerek neden almıyorsunuz dedim.
sen bana gecen gün bankada sıranı vermiştin bacım bir daha görmeyim bu otobüse bindiğinde para verdiğini dedi.**
yuhhh dedim ya adamda ne hafıza varmış hangi arada tanımış.
Lise 2 de serefsiz servisci ben bakkalda sigara icerken beni beklemeyip gittigi icin servisi kacirdigim bi gun 14Y yavuzturk kadikoy otobusune camlicadan bindim (Yil 2004 falan oldugu icin hala o otobus varmi bilmiyorum.) Balik istifi 200 insan ve 20 ford cuyla altunizadedeki lanet trafige girdik. Soforun cani skildi ve geriye gonup
-Sayin yolcular. Trafikten kurtulmam icin yan yola giricem.Onun icin herkez bi egilsin arkayi goriyim.
Edit:inanlmasi guc ama ben dahil butun yolcular egildi.
eskiden otobüs şoförüydüm. bir gün bi amca seslendi:
- şöfor bey, arka kapıyı rica edebilir miyim acaba?
bende :
+ al götür tabi ne demek, senin olsun.
dedim.
sonra güldük otobüscek.
akşam saat 23 civarı. ne yazık işten yeni dönüyorum. eve bir kaç durak kalmışken, bir şantiye önünde duruyor otobüs. iki kişi iniyor. şoför hareket edecekken arka kapı taraflarından bir ses tüylerimizi diken diken ediyor.
-abi adam düştü
iniyoruz otobüsten adamı arıyoruz. gece karanlığında tekerin altına düşüp kaldıysa bir de biz üstünden geçmeyelim diye. herkes olayın ciddiyetinde, ben ise gülmemek için fıtık olma sınırındayım.
ne yazık adam kayıp. neredeyse bir yıl oldu, o civarda hala düşmüş adam göremedim.
A: Nerden aldın sen onu.
K: Kapının yanındaydı anne.
a: ben oraya koymamıştım odandaydı 2 dakikada çizmelerini çıkaramayacağına göre kesin halılara bastın ayakkabıyla.
k: hayır ya kapının yanındaydı basmadım diyorum.
a: bak bastıysan söyle sileyim oraları.
k: basmadım.
anne biraz bozuk para çıkarıp kıza uzatır;
a: bak para vericem söyle bastın mı?
k: o ne ya dilenciye para verir gibi istemiyorum da söylemiyorum da.
a: sen bilirsin.(parayı geri alır.)
k: tamam tamam ver sen o parayı sigara alırım ben onunla.Ayrıca zıplaya zıplaya gittim odaya çok basmadım yani.
a: eve gelince sileceksin o halıları köpek.
şimdi birgün bir arkadaşla otobüse bindik. otobüste baya kalabalık ama. tamam, kalabalık otobüslere alışığız. hatta boş olunca hafiften garipsiyoruz, böyle gözlerimizden bir iki damla yaş falan süzülüyor. neyse işte ama bu baya baya kalabalık. nerdeyse insanlar pencerelerden başını, elini, kolunu artık allah ne verdiyse çıkarcak o derece. yanımızda da bir bey** var. işte şöför amcam***da sağ olsun açmış kapıyı sonuna kadar, millet de binmeye çalışıyor. millet:
-ilerleyin de binelim.
-yavv, ilerlesenize.
-bak, arka boş görüyorum ben.**
neyse yanımızdaki bey dediğim şahız dayanamaz ve;
-yer yok, napalım akraba mı olalım der.
gülelim mi ağlayalım mı bilemedik. hayır adamın dibinde olmasak gülmekten yarılabilirdim amma ahh kader sen yok musun?* *
Yer ankarada bir ego. Üzerindekilerden liseli olduğu anlaşılan iki genc egoya biner. Biri pasosunu gösterip gecer öbürü göstermez
Şöför:arkadasım pasano gostersene
Lisele rahat:görmüyor musun ogrenciyiz
Şoför : ben ne biliyim senin ogrenci olduğunu
Liseli iplemeyerek : ben seni şoför olduğunu nerden biliyim aminagoyn
mersinde şehiriçi otobüslerden birinde bizzat tanık olunmuştur. orta yaşlı abla ayağa kalkar ve şunu söyler
-ilerde bir basarmısınız? (otobüsün durması için basılan dğmeyi kastetmektedir.)
sıcak bir günde ve tıklım tıklım dolu bir 21 - a otobüsünde, şöförle benim aramdaki diyalog;
ş: gençler arkalara ilerleyelim biraz, bakın gelenler var, hadi bakalım boş yerlere.
b: abi şu an her iki ayağımı da havaya kaldırdım ve düşemiyorum..!
(otobüste kahkahalar)
ş: komik mi yaptın sen şimdi? indiririm seni şuracıkta!
b: üzgünüm, benim inmem için en az 10 kişinin daha inmesi lazım.
ş: * mına koduum..
bu diyalog otobüs şoförüyle dışarıdan bir adamla oldu. şöyle ki:ankara batıkent'ten 221 otobüsüne bindim ostim dolaylarında kamyonetli bir adam otobüsün geçmesine engel oluyordu. sonra kamyonet ostim metroda sağa çekti ve sağ kapıdan biri indi ve bizim şoför inen adama "niye bekleme yapıyonuz kardeşim." gibisinden bir atar yaptı ve aldığı cevap:"sığamadın mı goca yola." oldu. şoför "sığamadım kavat." dedi ve hızla gaz pedalına yardırdı.
kadıköy pendik minibüsü: minibüste ayakta duran yaşlı teyze ve koltukta oturan uzun saçlı genç bir adam arasında geçen diyalog:
yt: yaşlı teyze us: uzun saçlı adam.
Yt: Kızım bacaklarım ağrıyor, kalkıpta bana bir yer versen.
us: teyze ben kız değilim ki!
yt: ay evladım ben nerden bileyim senin dul olduğunu.
diyalog yaşlı bir amca ile otobüs şoförü arasında geçmektedir. yanlış yerde indiğini farkeden amca son anda bağırarak şoföre hucüm etmiştir.*
+ ne yapıyorsun oğlum burda niye indirdin.
- amca sen düğmeye bastın durakta ben de kapıyı açtım
+ hiç yaşlıya saygı yok hiç.bir de cevap veriyorsun oğlum..!
- ne oluyo bey amca bana mı iniyosun yoksa.*
1990 lı yılların sonu, o zamanlar hala bilet var, atıyorsun kutuya bir müddet sonra yanıyor otobüs esrarlı bir koku alıyor, hikayem bu zamanlara denk geliyor, arkadaş grubu ile şimdilerde hatırlayamadığım bir hattın otobüsüne ikamet ettik. Otobüs adeta mahşer yeri içeride bilet yanmasının vermiş olduğu hafif yanık kokusu ve puslu bir hava, keşmekeş, kalabalık ve lahmacun kokusu içerisinde yolculuğumuz devam ediyor. otobüs git gide kalabalık oluyor, ilk okullarda ders olarak bu durakta şu kadar kişi bindi, şu kadar kişi indi, şu oldu bu oldu desen 4. durakta çocuk sınıfta kalır öyle bir kalabalık.
Şoförün yanına ilişmişim, ikarus otobüs vitesler tak tuk atıyor filan, hararetli, hararetli gidiyoruz. Otobüs iyice kalabalık oldu, ve şoförden beklenen replik geldi sıkışın ortaya ilerleyin, ancak ilerleyen yok, aynadan şoför kesiyor, bende yancılık yaparak aynadan bakıyorum evet orta taraf boş, ancak ilerleyen yok, şofor bir sonraki durağa yaklaştığında yine aynı sözleri sarf ediyor ancak tık yok, tekrar yola çıkıyoruz, önümüz boş, şoför yaradana sığınıp köklüyor gazı, bana şöyle bir bakıyor, sıkı tutun diyor, düşünüyorum sanırım çok hızlı gidicez, ancak o anda acı bir fren zınk diye duruyoruz, insanlar öne doğru uçuyor, üzerime bir kalabalık hücum ediyor.
Yanda koltuk da bulunan o zamanın ne olduğu belli olmayanı bu zamanın apaçisi soruyor,
Napıyon yeeeaaaa
Şofor sessizce cümlesini sarfediyor ; Yolcuları yerleştiriyorum !
Otobüsten ses yok, herkes ilerlememenin vermiş olduğu suçluluk duygusu ile lahmacun kokusunu içine çekiyor.
O andan sonra otobüste bir boşluk oluşuyor, hakikaten yılların verdiği tecrübe ile şoför abi nasıl yerleştirdiyse insanları otobüs boş bir havaya bürünüyor, sonraki durak da yolcuları normal seyrimizde alıyor ve ilerliyoruz...
sıcak bir yaz günü ( bundan 3 gün önce )...
dolmuş un içinde toplam 5 kişi vardır...
kahramanımız fatalerror en arka koltukta oturmuş dışarıyı izlemektedir...
dolmuş bir durakta beklemeye başlar ve hemen muavin ayağa fırlar dolmuşun geçeceği durakları tek nefeste sayar :
-: binevler ordu caddesi fıstık araştırma bedesten 100. yıl parkı karagöz bla bla...
sonra bakar etrafına kimse yok döner şoföre..
-: bağh burdan 3-4 araba geşti bu senne 6.. hepzi de böyle boş getti.. hava sıcağh ya ondan gimse dışarı çıkmıyo...
dızzt dızzt.. nasıl yani ? bundan önce 3-4 dolmuş geçmiş ise bizimki nasıl 6. olabilir ??