+burası okul.okul fuhuş yuvası değildir.
lisedeyken müdürümüzün bir kızın hamile kalması,çocuğu doğurması,bunun duyulması gibi skandallar zincirinin ardından dediği laftır.hiç unutamam.
- şşşt hey kızım/oğlum geç kaldınız. geçin şurada sıraya.
+ ama hocam bıdı bıdı oldu.
-....
+ daha ne kadar bekleyceğiz, ne olacak bize.
-( kışın ayazında elindeki sıcak çay yudumlarken öğrenci seyredilir.) çayım bitti girin içeri.
+...........................
çalıştığım okullardan birinde müdür öğrencileri cep telefonları ve mp3ler konusunda uyarır:
- okula gelirken cep telefonu, neyi o neyi o mp3 neyim getiriyomuşsunuz. yakında darbuka da getirceniz eşek herifler.
yurtta çıkan yangın sonucu okul müdürü tüm okulu bahçede sıraya dizer ve uzun bir konuşmanın ardından, bütün personelin ve öğretmenlerin yanında der ki:
- o sigarayı içip yangın çıkaranlar çıkıp itiraf etsinler, suçları hafifler. eğer ben onları bulursam analarını avratlarını s*kerim!!!
bizimki diğer müdürlere göre çookk farklıı çünküü arkada fon müziği olmazsa konuşmuyo, liseye başlarken arkadaşım demişti ama benimle alay ediyo sanmıştım.. yaa zaten o kadar nutuğu yiyosun, arkadaki müzik ne abii?? her hafta aynı klişeler : okul klık kıyafetimize uymayan öğrenciler var! sanki uyunca bizi baş tacı yapıyolar?
'100 un yanındaki iki sıfırı at ne kaldı 1 kaldı sonra 100 yanındaki 1 i atın ne kaldı 00 yani 0... bakın notlar bu kadar değersiz işte.'
(bkz: devlet bahçeliye özenen okul müdürü)
dipnot: yaşanmıştır.
nişantaşı nuri akın lisesi müdürü, her cuma günü olduğu gibi yine konuştukça konuşur ve şunları söyler ;
jöle sürün, ben de süreyim. ama ne zaman, 4'ten sonra.
kravatlarınızı çıkartın, ben de çıkartayım. ama ne zaman, 4'ten sonra.
cep telefonuyla konuşun, ben de konuşayım. ama ne zaman, 4'ten sonra.
bıdıı bıdıı bıdıı, ben de bıdıı bıdı. ama ne zaman, 4'ten sonra.
bakl ye giren ilk erkek öğrenciler bilir, erkek tuvaletinde sabun bidonunun dökülmesi durumu olmuştu. sevgili müdür yardımcımız bi tomar ayar ve fırçanın ardından:
- sabunu dökeni bana getirene bi bidon ben sabun verecem hediye edecem.
okul sıralarının üstüne aşklarını karalayan liselilere hitaben, bir sabah şu tarihi cümleleri sarfetti:
-sizin, yüzlerine seviyorum diyemediğiniz aşklarınızın üstüne sıçayım. karalamayın ulan sıraları. devlet malı bunlar. yüzüne söyleyemiyorsan hiç aşık olma zaten.
müdür yardımcısıydı bu sanırım tam hatırlayamıyorum epeyce eskidendi. ben üstüme alınmadım. çünkü sıralara karalamıyordum duvarlara yazıyordum. *
pazartesi günü tören için toplanmış okul.
bi gürültü bi gürültü..
müdür aldı eline mikrofonu o sinirle çocuklar! siz artık çocuk değilsiniz bi kesin sesinizi deyiverir..
lisede yaşadığım diyaloglardan biridir.müdür tenefüste sınıfa gelmiş ve devamsızlık konusunda öğrencileri uyarmaktadır.
+evet gençler.devamsızlık olayına dikkat edin.19.5 gün olunca size see you later diyoz bye bye diyoz ona göre.**
cuma günü okul çıkışı yapılan törenden önce mdür bey her zamnki gibi konuşma yapmaktadır.
- resim hocalarınız malzeme getirmiyorsunuz diye ders yapamıyorlar. eğitme katkı payı paralarını da vermiyorsunuz. eşek herifler! para yok dersiniz ama marlboro içmeyi bilirsiniz.
slyfox tualette kapı açık bir şekilde çüüdürmektedir. aklınca sigara baskını yapıp, yakaladığını yumruk manyağı yapçak müdür bey gelir ve şu diyalog gelişir.
baharın gelmesiyle futbol turnuvası falan yapılmaktadır okulda ve o seneki öğrencilerin piçlik seviyesi tarihin en yüksek seviyesindedir diye tahmin ediyorum. turnuva sırasında maçlardan önce sahaya yazarkasa rulolarından atılmakta, konfeti hak getire, maçlar geç başlamaktadır ancak burdaki amaç maçların geç başlaması değil maçlar öğle paydosunda yapıldığından derslere geç girmektir. işte bu bilgiler ışığında bir cuma günü istiklâl marşı için okul toplanmıştır. müdür istiklâl marşı öncesi klasik konuşmalarından birini yapıyorken konu konfetilere gelmiştir.
-gençleeeeeer, bahar geldi kanınız kaynıyor biliyorum turnuva falan eğleniyorsunuz ama o konfetileri atanı bulursaaaaam
öğrenciler aynı anda : tık tııııık *
-> cuma akşamı istiklal marşı öncesi yağmur yağarken 45 dakika boyunca arkasındaki öğrencinin tuttuğu şemsiye altında konuşan lise müdürünün, homurdanmalar üzerine sarf ettiği cümle.