birebir yaşanmış bir olaydır.
müdür her pazartesi olduğu gibi olağan konuşmasını yapmaktaydı. okulun önünden gökhan isimli bir vatandaş geçiyordu ve müdür mikrofondan
-gökhan oğlum diplomanın parasını ne zaman getircen 3 hafta oldu?
Mezuniyet balosu öncesinde müdürümüz bize kızıp '' size kavalye de yok klavye de '' demiştir..aynı müdür '' burada geyik yapmıyoruz! bu geyik değil, canlı geyik! '' diyerek kafasının ne kadar karışık olduğunu ortaya koymuştur.
okula tavuk sokulmuştur
müdürün ismi tavuğa verilmiştir. boynuna kravat bağlanmıştır tavuğun ve okulun içine bırakılmıştır.
müdür görür
müdür : olum bunun ne işi var okulda ?
öğrenci : hocam nakil geldi..
müdür : bak kravatı bile var . bir tavuk kadar olamadınız..
öğrenci : hocam onun adı hüseyin (müdürün adı da hüseyindir) kendisi örnek öğrencidir.
müdür dumurdur cevap vermez...
okul ege üniversitesinin arkasındadır. ziraat uygulama alanıyla okulu sadece 1 anayol ayırmaktadır.
3-4 tane fırlama arkadaş inek lakaplı çocuğa *içlik ypamak için bir poşet tezek alırlar sınıfa sokarlar. inek lakaplı çocuğun sırasının altına koymadan önce bir güzel gazete ile sararlar poşeti sonra tekrardan başka bir poşet içine koyarlar . inek lakaplı öğrenci poşeti yoklar . gazeteyi açar tezeği görür ve çöpe atar.. millet kopar
ertesi gün müdür yardımcı gelir
- çöpe hangi hayvan sıçtı lan ?
sınıf : hocam inek hayvanı sıçtı ahada burda diyerek işaret eder
inek lakaplı çocuk : ee şey kem küm ..
okulda hepatit-b aşısı yapılmıştır ama çok korkan bir öğrenci kaçmayı başarmıştır. daha sonra onu bulup aşı yaptırmak için sınıfa gelen müdür yardımcısı yine kaybolan öğrenciye sinirlenip söylenmeye başlar:
"kocaman adam olmuş hala aşıdan kaçıyor, biz de sizin iyiliğiniz için söylüyoruz, yarın üniversitede kimin yatağına gireceğiniz belli değil.."
daha sonra durumu yurt yataklarında daha önce başkalarının uyumuş olmasıyla açıklasa da, durumu kurtaramadı.
-şimdi bazı arkadaşlar, okuldan çıkarken kapıyı kullanmak yerine arka taraftaki demirlerden atlıyor, kapı var kapı, evlatlarım evden de mi camdan çıkıyorsunuz, aynı hayvanlar okula yine arkadan atlayarak giriyor, kapı var lan burda!*
sıcak aylarda yıkanmayan öğrencilerin olduğu bir ortaokulda müdür beyimiz konuşma yapmaktadır.
"bakııınnn havalar ısınıyor, her gün mutlaka yıkanın, her gün olmadı iki günde bir, ahıra girenler var aranızda yıkanmadan geliyonuuuzz hayvan leşi gibi kokuyo bu okul. yıkanamadınız diyelim alın bi bez koltuk altlarınızı, apış aralarınızı silin yaaavvvvvvvvvv." ***
- insansızsa susarsınız.
- olum evladım susun bakım bi.
- istediğiniz yerlere okulun önünden otübüs kalkacaktır.
benim açımdan yarmayan başkalarını yaran olaylarda var tabi.
abi doluşmuşuz okulun bahçesine yönetici konuşma yapıyor. beynim s.kildi artık arkadaşla konuşma ihtiyacı hissettim. konuşan şahsiyet daha önce dersimize girdi isimi biliyor. ulan herkez konuşuyor artık. beni tanıyor ya. herkezin içinde mikrafonla: "lan özgür senin ağzını kırarım a." tabi bizim sınıftakiler benim olduğumu anladı diğerleri bilmiyor. heryerden "özgür kim lan" diye sesler geliyor. tabi hepsine döndüm "benim a.koyem" dedim herkez gülmekten pert. o anda yerin en derin kısmına gömüldüm.
+doğal gaz ve su faturası bu ay çok geldi. bıdı bıdı bıdı
-beyler pamuk eller cebe para isteyecek ibne.
+... sizlerden yardım bekliyoruz sevgili öğrencilerim.
-amına koyim ya.
+lan gerizekalı küfretme!
beden eğitimi hocasıyken bi anda (nası oluyo aklım ermiyo) müdür olan bi hocamızın görüntüsündeki değişiklik bile bizi gülmekten kırıp geçirmiştir. eşofman takımlarından uptown, sarar takımlara geçmişti zati muhterem.
(bkz: belgesel seyrediyorum)
