kantinden simitle gelen bir öğrenciyle
-napıyorsun sen neden kahvaltını evde yapmadın, yürü git sınıfına, gerizekalı, yeme o simidi.
(vallahi yaşandı.)
lisedeyken istiklal marşı okunacaktır. herkes sıraya girer, müdür göz ucuyla herkesi kontrol eder ve anlar ki o kadar kızma bağırma boşa, kılık kıyafete uymayan öğrenci milletine döner ve o şivesiyle derki;
-ben 1500 tane goyun güdebilirem ama sizi güdemirem. bi' goyun kadar olamadız!
demesiyle birlikte okul hocalarla birlikte gülme krizine girer.
müdür : şakir coşkun (kendisi kekemedir ve edebiyat hocasıdır)
konu : okula getirilen döner bıçağı (ben getirmiştim)
zaman : xx.xx.2007
müdür : m
ben : b
arkadaş : a
m : ev evladım bu pı pı pıçaklan na na napacaktınız be be beni mi vuracaktınız lan pe pe pe pezevenkler?
b : hocam valla bakın biz onu arkadaşa verecektik servise koyduk kavga etmek gibi bir amacımız yoktu. *
a : hocam ibo haklı kavga edecek olsak niye servise koyalım vallahi kavga etmeyecektik.
m : ba ba bakın be ben si si sizin a a abilerinizi gö gö gördüm.. si si siz o o orospuya si sikiş mi ö ö öğretiyorsunuz laaan pezevenkleeerrr !!!!
kimseye sesi çıkmayan ve öğrencileri tarafından sınıf içerisinde sandalyede gezdirilen sınıf öğretmenine ;
Müdür= Bayram hoca öğrencilerinde senin gibi dangalak mı ne ?
B.H= hebelehübele
zaten ilginç bir tipti kendileri. yıllarca perukla takılmış, peruğunun bir kaç kez havalanma tehlikesi geçirmesi üzerine saç ektirmiştir. okulda çalışan sekreter kılıklı ne işe yaradığını anlamadığım kızla sürekli kıkırdar, ders sırasında kantine inme gafletinde bulunursanız koridoru puro kokuttuğuna şahit olurdunuz.
adam birşey anlatacak şöyle diyor:
- pazartesi gün, herkes ...
günü değil, gün. adamda ek ekleme alışkanlığı yok.
ha birde okul tişörtleri lacoste modeli olaraka adlandırılan pike kumaş tenisçi tişörtleriydi. müdür bağırırdı;
- yarın mutlaka lacoste giyilecüüek!
inat ya lacoste marka giyersin gidersin;
- bu ne çocum!?
- hocam lacoste dediniz.
- ulan..
bir grup hayta öğrenci disipline sevk edilir ve bu aynı haftada üçüncü kez olur.
müdür : oğlum, a benim ultra geri zekalı çocuklarım, yine niye geldiniz ha anlatın bakayım
ben :hocam böyle olmuyor,sürekli biz geliyoruz. sizide bekleriz arada bir.
müdür : evet artık sizi dövmem için yeterli sebebim var şerefsizler sizi..
müdür derse girer ve bizim o yıl boğaziçi ingilizce öğretmenliğini türkiye 70 helebilmem kaçıncılığıyla kazanmış arkadaşım geç gelir.
s: boğaziçili
m: müdür
m: çocuklar sessiz yaaa (aa lardan sonra ses incelir) sen gel bakalım
s: (kapıyı açmış müdürü görmemiş sırasına direk kafayı gömmüştür.) o hocam pardın.
m: pardon ne yaa (inceliş)
s: özür dilerim hocam pardın.
m: kem küm ıvır zıvır (uzunca bi nutuk)
s: pardın dedikya hocam
m: oğlum sen bu dangalaklıkla özel üniversite kazanamazsın
s: ...
17 eylül 2008 okul başarılılarının kutlandığında okul birincimizin bu olayı anlatması... moraran yüzler... bol kahkaha..
-Çocuklar size bir iyi bir de kötü bir haberim var.
Hangisini önce söyleyeyim?
Çocuklar hep bir ağızdan:
-Önce kötü haberi !
-Yarın ki Okul gezisi iptal oldu.
Ya iyi haber nedir?
-Bundan başka kötü haberim yok.
Sabah ders başlamadan önce herkes bahçede sıraya girmiştir. Okul müdürü, okulun arka tarafına bakan sınıfta okuyan öğrencileri aşağıya çöp attıkları için azarlamaktadır.
-Kaç defa söyleyeceğiz size arka tarafa atmayın diye çöpleri. Sanki bizim değil Patagonya Cumhuriyeti'nin sokağı orası.