ben mesela bi keresinde dalginlik ve salaklama arasi bir halde sofore "musait bi yerde iner misiniz?" demistim. abi olgunluk gosterdi cevap vermedi. lakin ben ne yaptim? dolmustan inerken bi de kafami kapinin ust kismina carptim...
minibüs vaktinden 10 dakika önce kalkmı$tır araba tıka basa doludur...
+şöfer bey 7 yasından kucuklere para alıyor musunuz ?
-hayır almıyoruz abla
+benım cocuk 6 yasında ona da vermıstım 9 ytl
-eee
+onu ben geri alayım daha küçücük cocuk
-ablacıgım arac doldu diye kalktık ne bu şimdi
+utanmaz adam minicik cocuktan para alıyo ( yolculara doğru)
-abla yer yok diye kalktık agzını topla hırsızlık yapmıyoruz burda
+ben anlamam madem öyle ver bana paramı
( 2 dk sessizlikten sonra )
+şöfer bey bakın paramı verin sizi şikayet ederim
*minibüsün tekerleri götüne girsin verin şuna parayı ( yolculara doğru )
kartal-pendik minibüsü şöförü neşeli insan, yolda çalışma v.b. bir şey olmamasına rağmen ara sokaklardan birine dalar ve normalde hiçbir minibüsün girmediği yollardan devam eder. ve bu sırada yolculardan gelen isyankar nidalara şöyle cevap verir : "yıllardır hep minibüs yolu, hep aynı yol hep aynı yol! sıkıldım artık! hayatıma renk gelsin istiyorum!".
not : aynı minibüs şöförü her binen yolcuya "sakızın var mı?" diye sormasıyla da gönlüme taht kurmuştur.
olay dudullu-bostancı minibüsünde geçmektedir. orta yaşlı bir amca minübüse biner, 100 ytl yi şoföre uzatır ve olaylar gelişir..
şoför: bozuk yok mu kardeşim!?
yolcu: yok be abi. ama ellilik bozabilir misin?
şoför:....
yolcu: bir sorayım iki elliliği olan varsa versin, bozabilir misin?
şoför:...
yolcu: be suphanallah.. arkadaşlar iki elliliği olan var mı??
zıpır genç: abi iki elliliğimiz olsa burda işimiz ne!
2-3 kitap okumuş, bu kitaplarıda tam olarak okumamış, kulaktan dolma bilgiler ile hayatını geçiren birisinin, bir kültür denizi abidesi olan minibüs şöförlerini küçük gören bir gencin yaptigidir. ama olaylar beklediğimiz gibi gitmiyorsa, ateşin buzu erittiği gibi sıvılaşmak ve akabinde buharlaşmak kaçınılmaz olabilir. *
delikanlı kaptan-dk
artist yolcu-ay
ay- kaptan, hayat yabancı bir dil gibidir, herkesin farklı bir telaffuzu vardır.
ay ic sesi- su cam kenarina dogru oturan hatunda guzelmis, yani da bos, yilisayim bari.
dk iç sesi- beklediğim kişi bu mu acaba?
dk- christopher morley okuyoruz anlaşılan, bende severim kendisini ama yazıları bazen çok donuk, sıkıcı oluyor biraz.
ay iç sesi- oha oha, bu ne diyor lan, christopher morley de kim? bizim ferhat'tan duyduk bu lafı, nereden bilecektim ben bu sözün sahibinin christopher morley olduğunu.
ay- evet, christopher morley büyük adamdır.
dk- ben brendan gill'i daha çok severim ama, hayata olan bakış açısı hep optimistiktir ve insanlarin iyi yonlerine vurgu yapar.
ay- ulan sen ne biçim kaptansın, biz bilmiyoruz diye bunlari sallıyor, hatunlara yaraniyor olmayasın.
dk- hayatın bizi sürüklediği yere kadar hayattayız yavrum, eğer ki hayat ikimizin de aşkını aynı meridyen üzerinde kesiştirecekse, birlikteliğimizi hep beraberce, beraber olduğumuz ve olacağımız insanlarla beraberligimizin serefine kutlayalım, bütün mesele bu, ve bu hayatın bizi sürüklediği son durak bu ask meridyeni ise, bas gaza mehmet'im bas.
bütün minibüs eriyip, buharlaşmış, kaptan kendi okyanusunun anahtarini taşıyan şemsi bulamamış bir mevlana gibi; efkarı ile yaktığı * sigarasını tüttürürken, başka diyarlara yelken açıp, iki okyanusun derinliğinde kendisine yüzmeyi öğretecek anahtarcıyı bulmak için, kendi içinden bağırır; bas gaza be mehmet, bas.
çağlayan-topkapı hattı.
yazın ortasında hava oldukça yağışlı, trafik sıkışık. dolmuşta olan tek yolcu can sıkıntısından bir anda bereket yağıyor der ve ardından dolmuş şoförü konuya girer.
ne bereketi abi küresel ısınmadan bu, mevsimler karıştı baksana, kyoto protokolünü neden imzalamadığımızdan girip, kutuplardaki erimeyle devam eden konuşma yolcunun ineceği durağı unutup son durakta inmesiyle son bulur.
gergin olduğu yüz ifadesinden belli olan ve hız limiti dinlemeden kaptırmış gitmekten olan şöför : goyibovhldkgoş *
n: ben
n: ışıklarda...
goyibovhldkgoş: (aniden hız keser) ne var ışıklarda radarmı gördün?
n: .........?!?
goyibovhldkgoş: lan radarmı vardı ekipmi ne?
n: yok abi demin yanından 90 la geçtiğin işiklarda inicektikde.
goyibovhldkgoş: haaa tamam lan öyle desene panik yapmayın adamı ya.
n: ..........!!!!!? *
-abi uygun bi yerde inebilirmiyiz?
(dolmuş yavaşlar(90 dan 40 a iner) . kapı açılır, kelle olduğu anlaşılan söför arkaya dönüp...)
-atlayın gençler duramam.
-eeeee nassı ya? *****
dolmuş dolu olduğu için iki kız arkadaştan biri ön kapıdan biner biri arka kapıdan. öndeki bağırır xxx ben önden verdim,senin arkadan vermene gerek yok.
konya il sınırlarında gerçekleşmiştir.
bosna herkes mahallesinden merkeze inmek üzere minibüse binen tu kaka en sevdiği yer olan arka sol koltuğu kapamamamın derin hüznüyle çöker bir koltuğa. aşırı sıcak ve ilerleyen dakikalarda dolan minibüs tam olarak cehennem azabı yaşatmaktadır. minibüsün kapısı dahil her tarafı açık giderken otogardan yaşlı bir teyze biner. haliyle kendisine yer verilir. teyze tüm camları kapattırırken bir genç kızla arasında şöyle bir diyalog geçer;
genç kız: teyze napıyosun kapatma camı cok sıcak
yasli teyze: evladım bana dokanır ama
genc kız: (sinir harbiyle beraber) kapatırsan da bu 30 yolcuya dokanır
minibüs: yerlerde