şöför ve yan koltukta oturan kadın kişisi konuşur, hocanızda tam arkalarındadır. şöför daha önce süper bir hikaye anlatır (ah bi hatırlasam) daha sonra bi suskunluk olur. sonra şoför sazı tekrar ele alır.
ş: ben bir dernek kurdum.
k: ne derneği?
ş: ssk.
k: ne o ssk'lı minibüscüler derneği falan mı?
ş: hayır, sivrisinekleri koruma derneği.
k: nasıl yani?
ş: şimdi biz insanlar allahın en sevdiği canlılarıyız yani kutsal sayılırız. işte bu sivrisinekler de gelip bizi ısırıyor, bizim kanımızı içiyor. yani onlar da kutsal oluyor. o yüzden onları korumalıyız.
beşiktaş-sarıyer minibüs hattı istikamet beşiktaş..
-hacı osman'da binen turist çift sesli bir şekilde ingilizce konuşurlar.
-4.leventten binen yıldız teknikli öğrenci bizimkilerin arkasına oturur.
-bizimkilerden erkek olan ingilizce beşiktaş iskelesine gider mi? der yanındaki hatun telefonla konuşmaktadır.
soför anlamaz efendim abi diye atılır. bu sırada hatun telefonu elinden bırakır.muhabettenden bihaberdir.
yıldızlı kız tercüme eder ama sıçar.
turist olduğunu zannetiğimiz hatun türk çıkar.
yıldızlıya aynen şöyle konuşur.
"hayır madem bir artislik yapıyorsun tam yap doğru çevir"
minibüs yarılır.
yıldızlı: müsait bir yerde indirirmisin
soför: sana indiren indirdi.*
kızın çevirisi: beşiktaşımı tutuyorsun diye sordu.
okuyunca komik gelmeyebilir ama yaşanınca komikti. ama sadece komikti, yarılmadık.
akşama kadar lokantada komilik yapan arkadaşım ve yazar kişisi (garson) iş çıkışı minibüse biner. minibüs tıklım tıklım. arkadaşım, şişmanca, bonus kafalı, 15-16 yaşlarında şirin bir tip, adı bekir.
bekirin yanında ayakta beklediği koltuktaki genç hanım: kaptan durakta inecek var.
bekir, kibarlaşmak için epey bir çaba sarfederek: ne güzel, ne güzel!
saatlerce yuruyup yorulduktan sonra minibuse binilir,centilmen bir abimiz kalkar ve yer verir.. o tiklim tiklim minibuste yer bulduguna sevinen antihanzo rahatça giderken minibuste tek genç olmanin verdigi dezavantajla birazdan binecek nineler,amcalar için kalkmaya "mecburen" hazirdir..
-Teyzecim buyrun oturur musunuz?
-Yok yavrum sen otur
-yok valla olmaz geçin
-otur yavrum sen aaaaaa incem simdi
-olsun inene kadar oturun bari
-tamam hadi oturiyim..sen nerelisin kizim?
- (eyvah sohbet baslamistir) arnavut teyze
-aaaaaa sen x'in kizimisin yoksa ? ne çok buyumussun
-yok teyze x'in kizi degilim ben
-sen y'nin kizisin o zaman
-y'de degil teyze tutturamadin
-bekarmisin kizim sen benim torunum var (ve torun fiziken boy,pos olarak anlatilir..)
-teyze siz inmicek miydiniz..?
teyzenin minibusten kendini atmasiyla hayatimin en huzursuz ani bitmistir..sicaktir,kalabaliktir,minibus ziplaya atlaya istanbul yollarinda yol almaktadir,ve yasli bir teyze copcatanliktadir.. Allah'im sen buyuksun.
üniversiteye exchance student olarak gelen, hollandalı mı isveçli mi şimdi tam hatırlamadığım hatun otobüse biner. karşılıklı çat pat ingilizceyle kendisine yardımcı olmaya çalışılır belli ki ilk günleri. şöför amca muhabbetten geri kalmaz tabi, "sor bakiim abisinin nereliymiş?" ee..eheh... diye sorarsınız ve isveç/hollanda cevabını alıp bunu şöföre iletirsiniz, buraya kadar güzel... bu noktadan sonra şöför mavi ekran vermenize sebep olan soruyu sorar : neresinden? içinden mi?
Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:
- Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın?
- Ben kız değilim!
- Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte.
- kaptan müsait bi yerde
+ nerde ?
- müsait bi yer de
+ ama nerde?
- kaptan dur işte bi yerde
bestesi ve güftesi zeki müren'e ait olan, hicazkar makamındaki "yer nerde ?" isimli bu parça ile şoföre "demek ki oranın yabancısıyız, üsteleme bu kadar" diyoruz.
dolmuş şoförleri bas-konuş teknolojisiyle birbirleriyle iletişim kurmaktadırlar, akşam da halı saha maçı yapacaklar abilerimiz mevzu o.
- abi akşama 12 kişiyiz 2 kişi daha bulmamız lazım.
* ya ismail gelmeyecekmiş, eftilendim valla.
- ne yaptın?
* bu kadar da kısmık olunmaz ki arkadaş.
- abi bi nevşehirli girsin hatta, tercüme etsin osman'ın ne dediğini, anlaşılmıyo.
+ şoför bey! -para uzatmaktadır-
- nevşehirli misin abla?