Olay Kastamonu'da yaşanmıştır. Kuzeykent adlı öğrenci mahallesinden minibüse binilmiş ve şehir merkezine gidilmektedir. Minibüse çok havalı bir genç abimiz binmiş ve hemen ön koltuğumuzda oturan taş ablalara artistik bakışlar atmaya başlamıştır. Bir müddet sonra genç abimiz sigorta hastanesinin önünde inecek olmuş ve kapıya yönelirken şu cümleyi söyleme gafletinde bulunmuş ve şiveden kaynaklı bir yanlış anlaşılmaya sebep olmuştur;
minibüs durağa gelir birkaç yolcu iner tabi misli sayıda da binen olur. kaptan herzamanki gibi binenlerin kaç kişi olduğunu sayar.
-evet ücretleri gönderelim(yavaş yavaş paralar elden ele uzatılmaktadır)
-evet bi kişi kaldı şirinevlerden binen biri göndermedi yollasın ücreti(kimseden ses yok)
+ bilader işe geç kalıcaz hadi yürüsene
- 6kişi bindi 5kişi ücret gönderdi, gitmiyorum bi yere
+ bi kişi için yaptığına bak yürü kardeşim
- oğlanı dün dersaneye yazdırdım, fiyatları görsen sen de çekerdin sağa!?
aynadan goz goze gelinir -burası- şeklinde işaret edilir. soför önemsemez.
-burada lütfen. yine önemsenmezsin.
-inmek istiyorum. hala yavaslamaz.
-indirsene kardesim her bindirdigini indirmiyosan isin zor. derhal durur ve hemen ardından aynadan dumur olmus bir surat ifadesiyle size bakar.
"siee" der gecer gidersiniz. **
tıklım tıklım olan münibüse hala yolcu alma derdinde olan şoföre, üzerine 3kişi yüklenen yolcu seslenir
-üzerimize kat çıksaydın abi böyle olmuyor.
+onlarda işlerine güçlerine yetişmeye çalışıyor...
-yolda da bonus olarak ilişkiye mi giriyolar yani!?
dershanede dersteyiz. hoca içeri girer kapıyı tam kapatacakken geveze bir kız:
-Hocam gelen var..
Hoca takmaz ve devam eder. kapıyı kapatınca arkalardan ağırabimsi bir ses:
-Ağır ol! Gelen var dedi. duymadın mı kızı? der.
tam o sırada geç kalan öğrenci içeri gelir. hoca direk:
-yok bu geçmiyo arkadaki arabaya bin der ve devam eder...*
afrika kökenli olduğu ten renginin siyahlığından anlaşılan bir adamın, barajyolu- balcalı * seferini yapan otobüste yaşadığı olay yorumsuzdur. diyalog, otobüsü durduran afrikalı adamın kapıda beklediği anlarda çok hızlı bir biçimde cereyan etmiştir. ön koltuktaki gitarlı gencin ingilizcesiyle çözülmesine yardımcı olduğu sorun, siyahi adamın istediği yerde inmesiyle mutlu sona ermiştir.
afrikalı adam: is it going to universty? universite gityor?
şoför yanındakilere dönüp: ne dedi lan bu arap?
arka koltuktaki kıro: abi üniversiteyi soruyor heralde. "üniverstiy" falan dedi.
yolcular arasındaki fısıldaşmalar: şu gitarlıya sorun, o entel duruyor. anlar o anlar.
gitarlı genç: evet öyle. "üniversteye gidiyor mu?" diye sordu adam.
arka koltuktaki kıro: yaaa ben demiştim size.
şoför: ee ne diyecez şimdi bu adama?
arka koltuktaki kıro: ben anlıyorum ama konuşamıyorum.
vücut diliyle onay işaretleri yapmaya çalışan teyze 1 bağırarak: gel gel. bin bin. otur otur.
gitarlı genç: tamam durun ben konuşurum. "ııı, yes. come in."
teyze 2: yaa bak. ne güzel de konuşuyor. atalarmız ne demiş?*
gitarlı genç: tamam teyze abartma ya.
kavga ettikleri her halinden belli iki arkadaş minibüe binmiştir. (merak etmeyin öğrenci-hayvan repliği değil) birisi oturur diğeri de yanında ayakta dikilmektedir. ayaktaki elemanın aklından bir cinlik geçer. şoföre seslenir: "şoför bey bu arkadaş burnunu karıştırıp koltuğa siliyor, bir şey dermisiniz şuna!" oturan eleman da sesini çıkaramaz daha da rezil olmamak için. bir iki defa daha şikayet gelince dayanamayıp ineceği yere gelmeden minibüsten inmek zorunda kalır.
1.kız : neriman sen arkadan verme ben veririm ...
2.kız: kızım dur! ben vereyim benimki bozuk zaten...
1.kız: aman ne olcak sanki nasıl olsa benimki de bozulacak, ben vereyim!