ş: şoför
ö: öğrenci
ö: şurdan bi öğrenci alırmısınız?
ş: bukart var mı?
ö: buyrun.
ş: bi de kimlik alayım.
ö: adli sicil kaydıyla fakirlik belgesi de vereyim mi.
Minibüse yaşlı teyzeyle binen genç kız ve aralarında geçen diyalog.
-genç kız dur teyzecim ben veririm.
-teyzesi bırak sen kızım benimki bozuk zaten ben veriyim.
-genç kız önemli değil teyzecim nasolsa benimkide bozulacak.
dolmuş durakta durur. 2 kişi ellerinde kocaman bir halı, bir bavul ve ufak bir sehpayla dolmuşa binmeye çalışmaktadır. dolmuştakilerin de yardımıyla halı, sehpa ve bavulla dolmuşa binerler. şurdan iki kişi diye parayı uzatan adama, şoförün belli belirsiz kısık sesle olan, ama hemen arkasında oturduğum için duyup yerimde yarılmama sebebiyet veren yorumu ise;
insanı kahkahalara boğan dolmuş diyaloglarıdır.
dolmuşta en önde şöförün yanında oturuyorum. 45 yaşlarında bir adam durup dururken müsait bir yerde inebilir miyim? dedi ve kapı açılır açılmaz tahminen samimi bir arkadaşına şöyle bağırdı:
-lan gauat (u vurgulu ama orjinali v) nereye.
ben yerlerde. şöför zaten alışık olduğu için sade bir tebessüm.
dolmuşta bi çocuk durmadan yaramazlık yapmaktadır. çocuğun annesi:
-şöför abin kızıyor bak bırak onu koparma. şöför abisi bi kızıver şuna.
-lan bıraksana orayı. koltuk kumaşlarını yeni taktırdık. levyeyi kafana yediririm şimdi senin.
geçenlerde başıma geldi.
-erenköy'e hangi minibüs gidiyo abi?
-bu araba
-peki ımm ..şeyden geçiyo mu?
-bu araba bu araba
-peki direk bizim eve gider mi?
-bu araba bu araba
Vermek, almak, indirmek, bindirmek... gibi yüklemler barındıran, çoğuna göre komik diyaloglardır. Benim gibi, bazı insanlar da acaba ne desem de insem, şöförede yolcularada eğlence çıkmasa diye, daha inmeye iki durak varken düşünmeye başlarlar. Sonuç hazindir sağda lütfen demek istemişimdir velakin sesim çatlamıştır "seeeğdeeağ lüftennğ" gibi ne olduğu anlaşılmayan bir ses çıkar seksi bedenimden, derin bir sesizlik olur, insanlar ne dediğimi anlamaya çalışırlar, anlarlar... içlerinden biri hayasızca gülmeye başlar, sonra diğerleri de ona katılır. Yer yarılsa ulan dibine girsem dediğim anlardandır... gülmeyin g.tler diye içimden söver ortamı ağlayarak terk ederim. Şaka mı tabi
EVET
sabah erken saatte ev arkadaşım tarafından uyandırılmışımdır. uykudan tatmin olunmadığı için bünyede yüksek dozda sinir mevcuttur. Her şeye rağmen derse yetişebilmek amacıyla aceleyle evden çıkılır ve minibüse binilir. Minibüste tam bir sessizlik hakimdir ve günün ilk diyaloğu başlar.
arkadaş- sabahları yatakta çok agresif oluyorsun recep.
ben-neden bağırarak söylüyorsun peki (ve tüm yolcular dönüp bakar. sonrası mutlak sessizlik)
1.kız : neriman sen arkadan verme ben veririm ...
2.kız: kızım dur! ben vereyim benimki bozuk zaten...
1.kız: aman ne olcak sanki nasıl olsa benimki de bozulacak, ben vereyim!
kavga ettikleri her halinden belli iki arkadaş minibüe binmiştir. (merak etmeyin öğrenci-hayvan repliği değil) birisi oturur diğeri de yanında ayakta dikilmektedir. ayaktaki elemanın aklından bir cinlik geçer. şoföre seslenir: "şoför bey bu arkadaş burnunu karıştırıp koltuğa siliyor, bir şey dermisiniz şuna!" oturan eleman da sesini çıkaramaz daha da rezil olmamak için. bir iki defa daha şikayet gelince dayanamayıp ineceği yere gelmeden minibüsten inmek zorunda kalır.
afrika kökenli olduğu ten renginin siyahlığından anlaşılan bir adamın, barajyolu- balcalı * seferini yapan otobüste yaşadığı olay yorumsuzdur. diyalog, otobüsü durduran afrikalı adamın kapıda beklediği anlarda çok hızlı bir biçimde cereyan etmiştir. ön koltuktaki gitarlı gencin ingilizcesiyle çözülmesine yardımcı olduğu sorun, siyahi adamın istediği yerde inmesiyle mutlu sona ermiştir.
afrikalı adam: is it going to universty? universite gityor?
şoför yanındakilere dönüp: ne dedi lan bu arap?
arka koltuktaki kıro: abi üniversiteyi soruyor heralde. "üniverstiy" falan dedi.
yolcular arasındaki fısıldaşmalar: şu gitarlıya sorun, o entel duruyor. anlar o anlar.
gitarlı genç: evet öyle. "üniversteye gidiyor mu?" diye sordu adam.
arka koltuktaki kıro: yaaa ben demiştim size.
şoför: ee ne diyecez şimdi bu adama?
arka koltuktaki kıro: ben anlıyorum ama konuşamıyorum.
vücut diliyle onay işaretleri yapmaya çalışan teyze 1 bağırarak: gel gel. bin bin. otur otur.
gitarlı genç: tamam durun ben konuşurum. "ııı, yes. come in."
teyze 2: yaa bak. ne güzel de konuşuyor. atalarmız ne demiş?*
gitarlı genç: tamam teyze abartma ya.
dershanede dersteyiz. hoca içeri girer kapıyı tam kapatacakken geveze bir kız:
-Hocam gelen var..
Hoca takmaz ve devam eder. kapıyı kapatınca arkalardan ağırabimsi bir ses:
-Ağır ol! Gelen var dedi. duymadın mı kızı? der.
tam o sırada geç kalan öğrenci içeri gelir. hoca direk:
-yok bu geçmiyo arkadaki arabaya bin der ve devam eder...*
tıklım tıklım olan münibüse hala yolcu alma derdinde olan şoföre, üzerine 3kişi yüklenen yolcu seslenir
-üzerimize kat çıksaydın abi böyle olmuyor.
+onlarda işlerine güçlerine yetişmeye çalışıyor...
-yolda da bonus olarak ilişkiye mi giriyolar yani!?
aynadan goz goze gelinir -burası- şeklinde işaret edilir. soför önemsemez.
-burada lütfen. yine önemsenmezsin.
-inmek istiyorum. hala yavaslamaz.
-indirsene kardesim her bindirdigini indirmiyosan isin zor. derhal durur ve hemen ardından aynadan dumur olmus bir surat ifadesiyle size bakar.
"siee" der gecer gidersiniz. **