genç adam:buyur geç otur teyze.
yaşlı teyze:yarım saattir yer vermiyosun, tam ineceğim yerde buyur teyze diyosun. bu saatten sonra verecen yerin üstüne sıçayım.
son zamanlarda yasal olarak yasaklanan sigara yüzünden mağdur durumda olan minibüs şoförleri hakkında bir belgesel yapan neyşınıl ceografikçi abilerimizin şahit olduğu diyalog türüdür efendim..
istatiksel olarak yapılan araştırmaların sonucunda pipo içen minibüsçü sayısıda bu yasal önlem kapsamında epey düşüş göstermesi tütün satıcılarınıda epey ürkütmekte, ve korkutmaktadır.. isviçreli bilim adamlarının yaptığı bu araştırma kapsamında hatlı minibüs şöferlerinin sinirsel olarak stres oranlarının ise yükselmesi yine bu yasa bağlamında yasaklanan sigara, pipo ve nargile gibi bir takım haz ve uyuşukluk hissi veren ve akciğer kanserinden tutun da kalp damarlarının tıkanmasına neden olan bin bir türlü hastalığın başlangıç noktası olarak gösterilen bu ürünlerin bilinçli olarak yasaklanmasıdır. bu durum trafikte ise bir takım sorunlar olarak ayyuka çıkmaktadır.
akşam haberlerini takip eden sevgili yazarlarımızın da haberi olacağı üzere bir minibüs şoförü bir temizlik kamyonuna arkadan çarpması da bu trafik sorunlarının göstergesi olsa gerek diye de düşünülebilir. bu durumu engellemek için bir uygulama başlatılması, bu tür kazalara engel olacağı gibi bir sürü de hayat kurtaracaktır. bu uygulama ise her 150 ila 200 metre aralıklarda olan trafik lambalarının kırmızı ışık süresinin bir buçuk ile iki dakika olmasıdır. bu sayede minibüs şoförleri rahatça yasal olarak sigara içmeye elverişli olmayan minibüslerini terk edip bir kıyıda köşede sigaralarını yakabilirler, her türlü kanser sorunlarının başlangıcına yardımcı olabilirler bünyelerinde.. böylelikle yine eski günlerindeki kadar yolda rahat yallah zig zag sistemlerini yeniden uygulayabilir her türlü trafik kazasından burun farkıyla kurtulabilirler. benden söylemesi. arz ederim..
edit: bir diyalogdan yola çıkmak isterdim ama kaza esnasında minibüstekiler ana avrat sövmekteydiler. gerçi yazsaydım da pekte umursayacağını sanamam ya neyse..
Geçen sene Görükle minibüslerinde yaşadığım bir hadise..
Akşam saatlerinde eve gitmek üzere minibüse bindim ve benden sonra uzun saçlı bi arkadaş daha bindi ve şöför nerede ineceksiniz hanfendi demesiyle kendimi zor tuttuğum bir olaydır. Tabi sonra şoför dikiz aynasına kafasını sokup baktıktan sonra pardon diyerek cevabını aldığı trajikomik bir olaydır..
- müsait yerde inecektim.
+ ne zaman?
- az önce,söyledim ama duymadınız,
+ e kendi kendine meditasyona geçersen duymam. al, in hadi.
- ama geçtik inicem yeri,
+ geri mi döneyim?
- dönsen iyi olabilir, iş yaparsın yani.
+ yürü git in aşşaa pezemek, asansöre de bindiriyim mi?
yolcu : şuradan iki kişi , bunu göremedim neyse al ,şundan beş kişi ,şundan bir kişi, şundan kişi bile sayılmaz yani, şundan kafana göre takıl, bu kimin hah tamam bu da benim şöfer hanım.
göztepe civarinda adamın biri bağırdı:
- ışıklarda indirir misin?
söför biraz yavaşladi sonra afalladı birden;
-abi burda ışıklar yok ki???
-canım indiriver işte bi yerde...(tanık olunmuştur bizzat tarafımdan)
abartısız binilicek 1 kişilik dahi yeri kalmayan gebze-bayramoglu minibüsünde sofor yolcu indirmek icin saga ceker fakat arka kapı acılıp kapandıkca arada kalan bi yolcu soforun yolcu alacagını sanmaktadır.
arka kapıda ezilen yolcu: a.k
şöför(captain farrel):ş
a.k:kaptan devam etsene!!!
ş :yolcudamı ındırmıyım!!
Pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi.
Tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı. çocuklardan biri şoföre parayı uzattı.
- Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?
-şöför bey mübarek bir yerde inebilirmiyim?
caminin önünde ani bir fren
+size layık değil ama buyrun efendim
yaşanmıştır birebir müsait diyeceğine dili dolanıp mübarek diyen yolcu bile kahkaha attı bu olay sonrası
olay diyarbakır'da geçmektedir.
dolmuş yolunda giderken binmek için el kaldıran yolcuyu görmez ve yolcu ıslık çalar şöför durur.
ön koltukta oturan bana dönerek.
Şoför: Gördünmü sen yolcuyu?
ben: gördüm.
Şoför: niye söylemiyorsun?
ben: Kalk ben kullanayım sitersen.
şoför: la havelee....
ben. la havleeee.. *
-abla çocuğu parasını da versen..
+aaa.. üstüme iyilik sağlık el kadar çocuktan da mı para alınır.
-o zaman çocuğu kucağına al bi zahmet.
+niyeymiş ayol otursun işte ne zararı var?
-allahım sana geliyorum!!
*aaa hanfendi ayıp oluyor ama kaptan bey haklı.(kaptan??)
+ay size noluyo hanfendii...
-tamam tamam allah belanızı versin sizin, paranızda kalsın. ikinizinde taa a.q hemi!!
+...
*...
konyada şahit olduğum bir olaydır ;
dolmuş oldukça kalabalık en önde bir bayan oturuyor elinde üç çocuk ( yaşları ardışık sayılar şeklinde ve en büyüğü altı yaşında takriben ) çocukların her birinin ellerinde birer kocaman balon ve ayrıca kadın hamile... ( abartı yoktur) daha sonra bu çocuklar vır vır vır konuşup dolmuştaki herkesi rahatsız ediyor ve sıkıştırıyor ve son olarak bir de ellerindeki balonlar sırayla patlamaya başlayınca, müthiş sorumluluk sahibi anneleri de bunlara hiç ses çıkarmayınca
en arkadaki bıyıklı amcam en öndeki bayana bağırıyor;
- ya ama yeter bu ne biçim iş vs vs vs
kadın da ona çıkışıyor vs vs vs
kavga başlıyor ateşli bir şekilde
en sonunda adam hızını alamıyor ve bağırıyor
_ senin kocan kim ?? kim senin kocan sen onu söyle bana!!
kadından gelen cevap
- benim kocam benden çok memnun bir kere!!!
aynı anda hem şaşırıp hem anlamlandıramayıp hem de koptuğum anlardan biridir.
unutmadan kavga esnasında geçen komik durumlardan biri de şuydu adam kadına kızıyor bir ben değil herkes rahatsız oldu
diye kadın da şöföre dönüyor soruyor ciddi ciddi
_ soralım abiye ... siz rahatsız oldunuz mu abi ??? söyleyin rahatsız oldunuz mu??
şöför şaşırıyor kalıyor uzun bir süre...sanki anne babası kavga eden ve taraf tutması istenen zavallı bir çocuk gibi...
utanmasa ' beni karıştırmayın abla meselenize diyecek ' öyle bir acınası ifade var gözünde .