Olay Bakırköy dolmuş durağında gerçekleşir.
Şişli dolmuşlarının önünde taksim yazmaktadır, çünkü bu dolmuşlar saat 11' den sonra şişliye uğramadan taksime giderler.
Abla: Taksim dimi(*)?
Dolmuşçu: Yok abla şişli.
Abla: aaaa bakırköy değil mi?
Dolmuşcu, ben, yolcular : ?? haha ?? ahhaha
Tıklım tıklım dolu olan bir belediye otobüsünde yolculuk edilmektedir.ayakta duran hafif kılolu saçları kel olan yolcu telefonda hanımı ile konuşmaktadır."tamam karıcıgım, halederiz karıcıgım, haklısın karıcıgım "gibi cümleler kullanan adam herkesin dikkatini çekmiştir.bir süre sonra adam telefonla konuşurken, yanlışlık ile telefonun hopörleri açılır.karşı taraftaki bayanın eşine şunları söyledigi duyulur;
" sen hele bir eve gel baksana neler yapıyorum,senin o kel kafanı kırmazmıyım ben" adam tabiiki ilk durakta inmek zorunda kalır,bu esnada yolcular şoför ve muavin hepimiz kopmuş haldeydik.
şöförün tam arkasına oturmuş ve bluetooth kulaklığıyla telefon görüşmesi yapan bir elemanla yaşanan diyalogtur. hatta monolog diyelim biz buna. işin enteresan boyutu ibne yolcu bilerek mi yaptı acaba? diye kıllanıyorum. zira feci şekilde sıralı konuştu şöför ve yolcu;
- para üzeri almayan var mı?
+ evet.
- ne kadar gönderdin abi?
+ 50 lira olur bence. maksimum 100 liradır.
- tam olarak ne kadar abi?
+ bencede 50 liradır yaa.
- abi hiç 50 lira gelmedi buraya yanlışın olmasın?
+ yok yok oda gelecek konuştum ben.
- göndermedin mi daha?
+ konuştum işte gelecek rahat ol.
- ...
not: şöför kafayı arkaya çevirir, jeton düşer. içinden sağlam bir "ananı skim senin orospu çocuğu" patlatır. gözlerinden belli onu patlattığı. *
Paganiniana: köy diğ mi?
Şoför: evet abi.
Paganiniana: ziraat fakültesinden geçer mi?
Şoför: evet abi.
Paganiniana: resim bölümünden *?
Şoför: evet abi, istersen sizin evin önünden bile geçerim. bin artık!
paganiniana: yok kaptan, haftaya geldiğimde sormayayım diye şey ettim de...
minibüse iki teyze biner, biri ön tarafa diğeri de daha arkada bir yere oturur. öncedeki teyze ekürisine seslenir;
+naağciye oottun muu?
-oottum oottum.
arkadaşın başına muğlada gelmiştir. bilirsiniz muğla şivesini. arkadaş dolmuşa biner. dolmuşta da telsiz vardır. önüne bir dolmuş geçer ve şoför "112, 112 napıp durun, ne önüme geçip durun. 4 tane kelle vardı orda vecem 3 600" der. arkadaş yarılır.
minibüs kapısı manuel olunca ortaya çıkan dumur * * abla müsait bir yerde inmek ister ve minibüs durur.başlar kapının kolunu zorlamaya zira kapı kolu gerçekten bozuktur..bu durumdan rahatsız olan minibüs şoförü * yerinden zıplar ve
"bırak abla ya a.ına kodun kapının".
Şöyle vuku bulan diyaloglardır.
Kampüs minibüsleri daha çok otomatik kapılı olan modelleriyle sefer yapıp öğrenci taşımaktadır. Bu minibüslere alışan öğrenci arkadaşımız yine bir seferinde...
+ öğrenci: müsait yerde kaptan?
-kaptan :tısss fıss fren
+yolcular: herkes arkadaşın inmesini bekler.
-öğrenci:Abi kapı. Abi kapı.
+kaptan:otomatik değil yeğenim elle döndürülmeli görmüyon mu?
-Bozuntuya vermeyen öğrenci: Gördük abi kapıyı otomatik yaptırırsan alışsın kulağın diye söyledim.
+kaptan:la havle.
4 kişilik arka sırada 2 normal biri godzilla 3 kişi oturmaktadır.
ilerde çevirme vardır ve şoför ayakta duran tek yolcuya:
- abicim arka sırada boş yer var otursana.
-şişman kadını görmüyor musun nereye oturayım.
bunun üzerine şarteller iner, flaşlar patlar, işte zurnanın zırt dediği yer.
-sen nasıl ban şişman dersin terbiyesiz adam. (bkz: biiiiiiib)
adamımız mor.
dolmuş kırılıyor.
arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:
- kızım şurdan bir kişi uzatır mısın?
- ben kız değilim!
- amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte.
(alıntı)