-abi şu bayanı bi uyandırın uyuyo sabahtan beri sanki babasının yatağı anasını satayım.
*pardon bayan nerde inecektiniz?
-ooo bayan hadi kalk sabah oldu. nerde ineceksin?
+ben uyumuyorum., sen devam et nerde ineceğimi ben biliyorum.
-haaa uyumuyon. horlamaya başladın be iylik de yaramıyor.
-nerde bi manyak benim benim otobüste anasını satayım.
bursa'da organize sanayi-güzelyalı arasında çalışan halk otobüsünde yaşanmıştır. otobüs kırmızı ışıkta durmakta iken inmek isteyen teyze ile şoför arasında geçmiştir.
-pardon, hazır kırmızı yanıyorken insem ben?
-olmaz abla, durakta indiriyoruz, hem sol şeritteyiz şimdi. yasak indirmek.
-nasılsa duruyoruz ama! açar mısınız orta kapıyı?
-abla şimdi sen insen, ezilip ölsen ben seni nasıl öderim?
-...?
evet,şoför ablayı nasıl öder? sorunun cevabı için gıhlamur yazın ptt'ye bizzat gidin. cevap cebinize iadeli taahhütlü cevab veremedi şeklinde gelsin.
_şoför bey buradan bir öğrenci alır mısınız?
+ne öğrencisi hanımefendi babaannem yaşındasınız
_okumanın yaşı olmaz oğlum
+iyi diplomanı mezar taşına asarsın o zaman
şofore 1 ytl verilir.
şoför de kaç kişi diye sorar.
bu durumda diyaloga girmek istenilmez.
çünkü en düşük mesafe ücreti 75 ykr'dir.
yani 1 ytlden 2 ve daha fazla yolcu yararlanamaz.
şoförün kafası çok karışıktır. kırmızı ışık ihlali yapmıştır.
*bayan: ya hazır kırmızı yanmışken inebilir miyim?
şoför: yok ablacım yandan arabalar geçiyo ezilirsin. *bayan: ya durmuşken inmek istiyorum???
şoför: *in de öl mına koyim**
-kapısı yolcu tarafından açılan eski tip bir dolmuştan inmeye çalışan bir kadın kapı kolunu kopararır ve şöföre bakarak
pardon şöför bey der
şöför bey gayet sakin
yok bacım problem değil kapınında a.ına koydun zaten.
Minibüs ağzına kadar doludur. Şöför yol boş diye yardırır. Arkadan bir bayan..
-Hastanenin acil çıkışında inebilirmiyim?
-Buyrun işte ineceğiniz yer burası.
-iyide ben daha dün geldim burası değildi?
-Abla acil çıkış burası ineceksen in . Yok inmem dersen hazır acil çıkışındayken seni temiz bir döverim çıkıştan girmek zorunda kalırsın acile .
Kahkahalar kopar.
aksamın geceye dönmeye basladığı gec saatlerde münibüs yolu kısaltmak için farklı yollardan gitmeye baslar. münibüsteki tek bayan endişeli gözlerle etrafı izlemektedir, varılacak yere baya bi gec gelindikten sonra kadın soföre aglayarak yakınmaya baslar:
-zaten saat olmuş gecenin bi vakti bilmediğim insanlarla beraber bu vakte kadar kepaze ettin beni
+abla her zaman akrabaglarınlamı biniyodun dolmuşa.
lise yıllarında yine bir pazartesi günü okul bitmiş ve bendeniz sekersiz cay her zamanki gibi durağa yollanmışımdır. cebinde o sabah aldığı haftalığı* bulunmaktadır. kısa bir bekleyişten sonra dolmuş gelir ve hemencecik boş bulduğum bir yere sıkışıp parayı uzatırım.
-Bir öğrenci alır mısınız?
+bozuk yok mu?
-yok!
+100 dolar uzatsaydın oldu olacak!
-*bozuk olsa verirdik heralde, ama yok.
ve dolmuşçu yanındaki adama döner:
+öğrencinin yanındaki paraya bak, utanmasa 100 dolar uzatacak.
-bugün pazartesi çocuğun harçlığıdır o herhalde*
+belki de ama yinede cık cık cık devir değişti 100 dolar uzatacaktı utanmasa!!*
insanın parasıyla rezil olması da böyle bişey olsa gerek kaldı ki varı yoğu 7 gün yetmesi gereken bir 20 ytl her nekadar 100 dolarla arasında bir bağ kurulsada. Amca'nın asabiyetine vererek ve kendi yorgunluğuma dayanarak ogün pek bir ses çıkarmama rağmen yaklaşık 45 dakika kadar süren o kısa yolculuk boyu dolmuşçu amcanın nefret dolu bakışlarına maruz kaldım. sanırım 20 ytl verdiğim için beni kınamıştı*