Efendim küfür olarak değil ama olay itibariyle beni çok güldüren bir küfür olayı şöyle vuku bulmuştu:
Günlerden bir gün sevdicek ile baya ateşşli bir tartışma içine girmiştik. o dereceki artık sevdicek hafiften erkek arkadaşını * itmeye kakmaya bile başlamıştı, erkek arkadaşı ise sevdiceğin nerdeyse 2 katı olduğu için bırakın elini kaldırmayı, üflemeye bile kıyamıyordu, kavganın en ateşli yerlerinde şöyle bir diyalog geçmişti...
sevdicek: Ya tamam artık seni dinlemek istemiyorum.
Erkek Arkadaş: Valla işine gelirse, duyacaksın söylediklerimi susmaya niyetim yok.
s: ya kes sesini be.
e.a.: kesmezsem ne olur?
s: bak küfür ederim.
e.a. : (!!!) hadi et bakalım küfür çok merak etti ne diyeceksin
s: bok !!!
e.a. : !!%&/(/&%+^£½>{[]½$# (Afalladığım için kahkaha atmamaya çalıştım, ancak ufak bir gülme efektinin çıkmasına engel olamadım)
Daha sonrasında, gülmeme sinirlenen sevdicek evden çıkıp gitmeye yeltendi, güç bela peşinden koşuldu, zorla evde tutuldu ve kavga (her ne kadar tam olarak tatlıya bağlanmasada) bir miktar durduruldu. ancak o küfrü duyduğum an öyle bir dumur olmuştum ki, etkisi bir kaç gün sürmüştü bende.
seni doğuranla doğurtanı üst üste koyar, seni aralarına sokar, ikisinin üzerine çıkar üçünüzü birden çatır çatır si..erim.*
seni çıktığın deliğe tepe üstü sokarım, üzerine beton döker seni doğuranı da yerin yedi kat dibine gömerim. dünyanın gördüğü son or..spu çocuğu olursun.*
ölünüzü dirinizi her gece birinizi şafak vakti hepinizi birden si..erim.*
izmirde bir belediye otobüsünde en arkada oturan, büyük ihtimalle sevgilisinin çıldırttığı kızın :
'' bu otobüste bir tane adam varsa beni ters yatırıp düz s.ksinler burda! '' demesi. ( Mevzu şoförün dikiz aynasından kıza ters ters bakması ile kapanmıştır. )
-senin o boyama saçlarını, o alınmış kaşlarını, giydiğin tangayı, üye olduğun yonjayı, oynadığın kolbastıyı; enjektöre boşalıp kaba etine sokup içine boşaltıyım.
küfürün kendisi çok yarıcı diye iddia edemem ama edildiği an ve söyleniş biçimi gerçekten 10 numara idi. o yüzden müsadenizle ayrıntılı tarif edicem..
eski foça, izmir. evde, banyoda bir elektrik sorunu vardır. elektrikçi, telefonda 2 defa söz vermiş olmasına rağmen gelmemiştir. babanın talimatıyla elektrikçi dükkandan alınıp eve getirilmek üzere sefere çıkılır. görevin ilk kısmı gerçekleştirilmiş, hal ve hareketlerinden biraz aksi ve agresif olduğu belli olan usta dükkandan çıkmaya razı edilmiş, eve doğru yola çıkılmıştır.
dar bir sokağın kaldırımında ilerlenirken, sağ tarafını bakkala ait yan yana duran iki dondurma dolabının, sol tarafını ise o an orda ne işi olduğunu çözemediğim yastıkları alınmış üçlü koltuğun işgal ettiği dolayısıyla sadece tek bir kişinin geçebileceği kadar bir aralık kalmış olan 3-4 metrelik bir dar boğaza gelinir. bizden sadece 1 saniye farkla karşı taraftan dar boğaza girmiş, 15-16 yaşlarında, saçında turuncu meç olan, kulaklıkla muzik dinleyen, asi görünümlü genç, bizim onun geçmesini beklediğimizi görmesine rağmen,yavaş, aşırı rahat bir tavırla, tünelciği geçer. tam yanımızdan geçerken, sinirli elektrikçi abi beni koparan olaya imzasını atar. kendisine yakın olan kulaklığı, gencin kulağından çekip çıkartarak şu tarihi küfürü savurur;
küfürü yiyen deliganlu ufak bir şaşkınlık anı yaşar ama herhangibir tepki göstermez, cevap vermez. iki grup hiç bir şey olmamış gibi ayrı yönlerde yollarına devam eder.
olay daha sonra babaya naklediğinde alınan tepki de, neşeye neşe katar;
- ben de onun esnaflık anlayışını sikeyim. herif gelsin işini yapsın diye telefon etmek yetmiyo, bi de elçi gönderiyoruz ayağına. sadrazamın elektrikçisi sanki pezevenk...
