uzun bir süre bilgisayaramın masaüstünde kalmış karikatürdür.
sıraat köprüsünün önünde beklemekte olan 3-4 kişi vardır. tabi bir de zebani.
adam: (zebaniye) pardon bakar mısınız? bu ne köprüsü?
zebani: sıraat
adam: koyyimde tur at. ehihiihi
zebani: ayrıl bakıyım sen şöyle
adam: ayrılmam.
olay telefonun icat edilmeye çalışıldığı zamanlarda cereyan etmaktedir.
- abi bak cep telefonu icat ettim.
+ oğlum alexander bunun masa üstünde duranı yok mu cepte kaybolur bu.
archimedes çırılçıplak dışarı fırlayarak kıyafetlerini çalan adamı kovalar. bu esnada orsbu çocuuuuuuu diye bağırmaktadır. olaya tanıklık eden iki kişiden biri elinde kağıt kalem olaran ikinci kişiye "eureka yaz sen." der. yarmış bitirmiştir.
yazar olduğu belli 3 entel, sırtında küfesiyle oradan geçmekte olan hamal hakkında konuşmaktadırlar,
a: işte bir hamal.. peki sadece hamal mı? hayır.. aynı zamanda özgüvenin simgesi..
b: hoyratça taranmış saçlarında çocuksu bir acelecilik var..
c: kimbilir belki tutku taşıyor küfesinde..
h: anca anlam yükleyin kodumun fakir entelleri. taşınacak bi bokunuz yok mu?
a: soğan aldım cebime sığdı. peki sadece cebime mi sığdı? hayır..
h: zorlasan götüne de sığar
a: evet..
- siyah uzun saçlı biriyle ilişkiniz var
+ aysel!
- ailesinden biri ilişkinize karşı çıkıyor
+ abisi nusret!
- bu adam yüzünüze birşey atmış
+ yumruk! yumruk attı!
- ama siz eğilmişsiniz
+ evet! aysel'e geldi yumruk
- sonra siz bişey atmışsınız
+ evet! tokat attım
- ama o da eğilmiş
+ evet, tokat da aysel'e geldi
- sonra bir kargaşa olmuş
+ abisiyle birlikte aysel'e daldık
- biraz gerizekalısınız galiba
+ öyle mi çıkmış?
- yok bu benim şahsi kanaatim.
yiğit özgür'ün hemen hemen bütün karikatürleri bu gruba dahildir, en güzellerinden:
göründüğü kadarıyla kadınla adam küsüşmüştür ve barış aşamasındadırlar,
kadın: tüm bu olanlardan sonra bir özür bekliyorum sedat
adam: ehm.. öö.. özür dilerim
kadın: pek duyamadım?
adam: özür dilerim
kadın: duyamıyorum?
adam: orospu
kadın: ne?
adam: e duyuyon işte?