Cevo: hocam benim bu flaşdiskime bağlı semptomlarımda bağkursal kıpırdamalar var ama hadi hayırlısı.
dr: anlamadım.
Cevo: ya ben şimdi bunu halk dilinde nasıl anlatayım ki.
ulvi: abi ne oldu.
cevo: ulan iki bilimsel terimin belini kıralım dedik kaçtı gitti çıban. sahte doktor mudur nedir.
- nazan.
- efendim?
- kimle konuşuyosun kızım?
- mürsel bişey sorduda.
- ne sordu? üstünde ne olduğunu mu sordu?
- ay anne ya mürsel şu anda üstümde ne olduğunu bilse benimle evlenmekten vazgeçer yani.
.........
öğretmen: zekai kalk bakıyım ayağa!
zekai: oğlum tango yapmaktan tutulmuş her yerim hereket edemiyorum.
öğretmen: zekai kalkarmısın hemen?
zekai: hocam her tarafım tutulmuş kalkamıyorum. en iyisi siz yere çömün ben kalkmış kadar olurum.*
.........
zekai: oho beni evlatlık mı aldınız ya bu evde hiç bi istediğim olmuyor?
nazan: merak etme zekai evlatlık almış olsak daha seçici davranırdık.
nazan: baba ya bu gidişle benim düğünüm bahçede olucak. zaten nişanım da bahçede olmuştu. e oldu olacak çocuğu da bahçede doğururum. iyice tabiat ana olurum.
cevahir; hayırlı işler münüsküsüm hayırdır bu ne surat denize sıfırım?
şukufe; kuddisi amca ile konuştuk sizinkiler bu akşam beni isteyeceklermiş
cevahir; demek ondan bana bozuksun sen ne oldu kazadan sonra belden aşağım tutmayınca sende beni mi tutmadın? dön ve tekrar tuşuma bas şukufem ben seni seviyorum.
cevahir; sana çömerek evlenme teklif etmek isterdim yerden yükseğim ama çömecek yerlerim işlevsiz benimle evlenir misin?
sevim; nazan kına geceni mahfetmek istemezdim ama sizinkilerin kahvede eğlendiğini biliyor musun?
nazan; evet biliyorum kağıt magıt oynacaklardı.
sevim; evet ama nedense hep bacak ve kız çıkıyor.
cevahir hadi mürsel gidelim vedalaş artık bekarlığınla
nazan; hoop olmaz mürsel burada kalacak
mürsel; hoop ben burada kalıyorumuşum.
cevahir; napıcan lan kına mı yakıcan neticene, kahya çevir şu mürseli bekarlığa.
cevahir; kız medeni kanunum bizim düğünümüz daha halka açık olacak sen bakma nazan'a o kırsal seviyor.
belli bir sisteme oturtulmuş, yaratıcı fakat kurulum itibariyle basit, diziyi yapmacıklaştıran repliklerdir. her cümleye bu tip fantastik tamlamalar sıkıştırılması hoş değil. tiyatro izler gibi hissediyor insan.
cevahir; inthar etmeye çok meyilliyim ulvi, yükseğe hiç çıkmayalım baksana hiç sevenimiz yokmuş.
ulvi; ayıp ettin ben varım ya cevo.
cevahir; yürü lan hacimsiz.
cevahir ile ulvi top oynuyorlar cevahir; ulvi oğlum ben sana koşu yoluma at diyorum sen il sınırına atıyorsun.
cevahir; bu nasıl tıp lan kaportacı mehmet ustaya gitsem daha az hasar görürdüm.
ulvi; tıp ama cevo bak düzeldin bile.
cevahir; başlarım lan tıpına tıpsız.
cevahir; kendini tekerlekli sandalye ile çeviren ulviye, lan deli bilimsel kurumda deli deli hareketler yapma bak çoçuk doktoruna götürürüm seni.
sevim; inşallah ilahi adalet seni de vurur içten yanmalı vicdansız.
şukufe; bak doğru söyle cevahir çok pis beddua ederim sana yürüyemeyecekmisin sen artık.
cevahir; ne yürümesi yürüyecek halde değil sürünecek haldeyim.
cevahir den mürsele, sağol mürsel sen gelmeseydin bu kuyu bilal dibimden sünger çıkaracaktı.
kuddusi amca; başlarım kıta sahanlığına bu yaştan sonra it dalaşı mı yapacağız seninle. kardağına bayrak diktirtme bana.