muazzez (nazan'ın annesi): kız nazan, kız elekçi dün gece mürsel'i holde mi yatırdın?
nazan: ay anne ne yapayım, bir yüzüğü takmayan mürsel'in ikinci gayri meşru yüzüğü çıktı ortaya.
-baba, 50 bin lira türk parasıyla ne kadar ediyor?
-iyi de 50 bin lira zaten türk parası.
-haa, aklım düştü babacığım.
.........
zekai: ailemin sevgili erkekleri, hepiniz hazır bir aradayken ben bir karar aldım ve onu size açıklamak istiyorum. ben evlenmeye karar verdim.
cevahir: lan oğlum bak, ergenlik çağından cilalı ergenlik çağına geçmek istiyorsan aşama kaydedeceksin, sülük. hülle ile çağ mı atlanır lan hendek?
Sevim Ulvi'ye söylüyor: Üstüne erimiş job damlatırım aşkitom.
-----
Yine Sevim Ulvi'ye söylüyor: Seni komaya sokarım.Sonra refakatçin olurum.Gelen gidene kolonya dağıttırmak zorunda bırakma beni.Kolonyaya alerjim var biliyorsun aşkitom.
cevahir tekerlekli sandalyedeyken bayır aşağı kendisini indiren şükufeye ' saol balatam.sende olmasan buradan aşağı yuvarlanırdım.' demesi... ve kopuşşşş.
bilal; acilen elli lira lazım müfit bak şukufeye kapı açıldı
müfit; cebindeki bozuklukları çıkarıp bilal'e uzatır
bilal; cebinden geldiğince sus müfit.
mürsel; aaa ne işin var senin burada zekai?
zekai; niye enişte yoksa burası kadınlar tuvaleti mi
mürsel; kadınlar tuvaleti değil ama öğretmenler tuvaleti zekai
zekai; aman enişte ya sanki müfredata göre bırakıyoruz baba yadigarını
zekai; oğlum saltuk bu hollanda çok serbest bir memleket diyorlar çimlere basıyorsun serbest, şöförle konuşuyorsun serbest, bak bakiyim arka serbest mi? diyorsun her zaman serbest ben gönderemem yarimi bu kadar serbest bir memlekete.