ulvi+ ben mahvoldum cevahir sevim hamileymiş.
mürsel+ aaa baba mı oluyon ne koyacağız adını?
cevahir+ ulan sen ne şerbetçiymişsin hangi ara yükledin kıza?
ulvi+ oğlum ne yüklemesi kontor kart numarasını kazımadım ki yükleyeyim.
koyu bilal+ aslında taktir ediyorum seni müfit şu tezgahında olmasaydı aç kalmıştık.
müfit+ şapırda şapırdata karpuz yemektedir.
koyu bilal+ allah belanı versin 11 ayın angutu.
cevahir ve mürsel sokak ta kalmış bankta yatacaklar bilal de diğer bank ta yatıyor
c: mürsel burada kıvrılcaz bu gece
m: abi ben yatamam burda sırtım mazgal mazgal olur sabah
b: ne o lan sabah duş mu alacan merak etme kimse görmez boylamlarını
cevahir ve babasının diyalogu koparmıştır. (7'nci bölümden)
+bana bak süresiz kovuyorum seni evden hadi bayramlarda gelirsin ananı atanı görürsün defol git
-yalnız baba milli bayramlar da dahil mi?
+defol git lan!
devir ağbinin kahvehanesi; koyu bila içeri girer seslenir devir ağbi bana bir kahve asistanıma da bir oralet benim kahvemin içine biraz likör atabilirsin. içeri cevahir girer oda seslenir devir ağbi bana da bir viski içine her zaman ki gibi biraz tarçın üfürebilirsin. devir ağbi oğlum manyakmısınız siz burası kafa bulma yeri değil ayılma yeri. cevahir; devir ağbi boşver şimdi ne yeri ne zamanı benim sana süper sonik bir teklifim var bütün mülklerine talibim.
yer kuruyemişçi dükkanı: tezgahta mürsel var domuşuk sevime aşık ulvi çerez alan sevime çerezleri beleşe verince mürsel hemen sorar aldın mı çerezlerin parasını ulvi; yengenden de para mı alıcaz oğlum mürsel; ohh alma tabi yengenden ondan bundan alma batsın bu dükkan batsın bu dünya hooop dışarı hoop hadi bakalım.
yer kuruyemişçi dükkanı: sevim içerideyken ulvi ile cevahir içeri girer cevahir; ooo bu ne tesadüf sevim. sevim; aaa kız siz beni takip mi ediyorsunuz ulan bana bak cevahir eğer beni bir numaranın içine sürüklemeye çalıyorsanız oyarım seni haaa. mürsel; darptan sabıkası var haa.cevahir; burası benim babaımın dükkanı dükanı teftişe geldim. mürsel; baban dükkanın yakınından bile geçmesin dedi. cevahir; gel seninle dükkanının uzağında bir konuşalım mürsel.
pırıl: sen ne uzun eşşekmişsin böyle zekai. asker arkadaşın mıyım ben senin!
zekai: saltuk asker arkadaşın mıyım dedi çekti gitti. ne oldu ayrıldık mı, verdi mi pırıl tezkereyi bana.
Bilal: Akşam abilere gideceğiz müfit kardeşimle beraber, inşallah. Türk lokumu yiyip(burayı tam anlamadım) etli pilav yiyeceğiz. Hem ne demişler. iyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir.
Cevahir: Devir abi, n'olmuş buna böyle ya? Huzura doğru gidiyo. Yoksa babası bunu mirastan filan mı mahrum bırakmış.
Devir: Vallahi ben de anlamadım. Ağzından güzel laflar çıkıyor her daim. Ama iyi oldu. Bundan sonra böyle pırıl pırıl konuşsun her daim.
Bilal: Ne demiş efendim şair mülazam, hasretini dokudum aşk tezgahında, yanlızlığı haykırdım dert dergahında demiş; demiş de ne hikmetli söylemiş.
Cevahir: Hişşş. Ne oldu lan sana böyle tüllü bilal.
Bilal: Oooooo Cevahir bey kardeşim hoş geldin. Gel gel gel ne olursan ol yine gel. Devir abi Ulvi ve Cevahir kardeşime benden birer ıhlamur.
................................
...................
...........................
Cevahir: Efendim Allah utandırmasın. Hayırlı uğurlu olsun yeni tipiniz. (son kelimeyi üstüne basarak söyler)
Bilal: Selametle güzel kardeşim. Selametle, selametle, selametle.
Cemaatle pis dalga geçmişler yanlız abiler filan die :D:D
mürsel: ulvi de gelmişken konuşalım nasıl ödücez bu krediyi?
cevahir: panik yok, alın terimizle ödücez enişteciğim
mürsel: iyi de, dün gece de kalmıcam burda dedin hop kaldın olamdı yani
cevahir: bence de olmadı yani, haklısın yetmez lan bir gece en iyisi bi süre daha burda kalayım
ulvi: sen kalırsan ben de kalırım cevo, her türlü
mürsel: yürü git lan, hadi be açmıcam sana kapıyı akşam cevahir, boşaltın evi! o kalırsa öteki de hertürlü kalacakmış. yürü git! her türü yürü git laan! :D