cevahir'e bilal arabasıyla çarpmıştır. ama kötü bir şey yoktur. bunu fırsat bilen cevahir sakat kaldım numarasına yatar ve herkesin gönlünü kazanmaya başlamıştır. evin içinde tekerlekli sandalye ile dolaşırken kardeşi zekai bu durumu görür ve bilal'den intikam alma yemini etmiştir, ve olaylar gelişir.
zekai: abi bunu sana kim yaptı? bilal yaptı dimi alıcam intikamını bilal'den.
cevahir: otur yerine genç. sen bu işlere bulaşmayacaksın. okuyacaksın doktor olacaksın. kantinin ihalesini abine vereceksin.
- minibüse kafasını çarparak bindiğinde hiçbir şey olmamış gibi ücretini uzatan ulvi
-seçim otobüsünden etkilenip otobüs firmasına oy veren ulvi
-kar yağınca mikropları kırılan, üzülen ulvi
-bayan yanı isteyip koca kucağına oturan ulvi
-hocasının önünde önünü iliklerken düğmesi kopan ulvi
-imama değil müezzine uyan ulvi
--spoiler--
Mürsel nazan'ı görmeye eve gelir, konuşurlar tam gidecekken,
- o zaman ben Sıra dağlar yerinden sökülmeden
nehirler denize dökülmeden gidiyim
espriyi kesss mürsel hop.
--spoiler--
camide absesti kaçınca hiçbirşey olmamış gibi namaza devam eden ulvi!
cevo dan şüküfe'ye: gelişen çağına ayak uydurduğum.
zekai den pırıl a: davşanım bize gelde ders çalışalım sana üslü sayıların altında yatan gerçeği anlatayım.
mürsel: - "nazan, ev buldum. bir oda hiç salon..."
cevahir hastanededir.
cevahir: - "hocam, benim bu flash diskime bağlı semptomlarımda bakursal kıpırdamalar var ama hayırlısı."
doktor: - "anlamadım."
cevahir: ya ben şimdi bunu halk dilinde nasıl anlatayım ki?
ulvi: abi ne oldu?
cevahir: ya iki bilimsel lafın belini kıralım dedik, kaçtı gitti çıban. sahte doktor mudur nedir?
cevahir: - "çabuk beni hastaneye kaldır Bilal."
bilal: - "yoğun baktım ya, daha ne lan?"
karakterin adını bilmiyorum ama sanırım başrol delikanlısı, kendini izbe bir otele kadar takip eden uzun saçlı adama aynen şöyle dedi;
- kaba etimin fanı mısın nesin? ayrılmıyorsun peşimden.
mürsel nazan' a hamile olup olmadığını soracak;
-mürsel: bizim bi çocuk vardı nazan usta çıkmadı mı daha !
-nazan : sıkboğaz etme bu kadar çabuk belli olmaz.
-mürsel: iyi yapmadım demek ki!