-aloo! baba...
-efendim olum..
-nasılsın baba?
-iiyim olm yine paran mı bitti
-niye sordun ki baba!
-ne biliim olm sadece paran bitince arıyosun ya ondan sordum
-off baba ya ne alakası var..
-neyse sen nasılsın?
-iiyim de baba param bitti yaa...
-eşşekoğlu eşşek hani ne alakası vardı..
Bursa zafer plaza da giderken cix bir kız Diesel marka kotlara bakıyor.yanında annesi var.oradan da biz ve bir grup abaza geçiyor.kız annesine dönerek
kız : Anne şu pantolon ne güzel deil mi??
Abaza atlar
AbaZa : Pantolonun olayım yavrum!!!
Kız : Yalnız ben o pantolona 2 bacağımı birden sokuyorum!!!
AbaZa : hönk!!!
karpuzkabugu ve babası ofistedirler karpuz hararetli bi şekilde entryi girmektedir...
baba:müşteriden ne kadar ödeme aldın???
karpuzkabugu:1117 entry baba
baba:?!!***??
baba:nasıl yani ??
karpuzkabugu:hebele hübele aaaa !!!
bir sabah hiçbir zaman anlaşamadıgım babamla basbasa romantik bi kahvaltı yapmaktayımdır. Kahvaltı gayet güzel gitmektedir.*. ahanda babam bana kızmayacak derken:
- ben sana kac defa dicem su saclarını kestir diye?
- baba ama maasım...
- baslatma lan maasına al su parayı da (1 ytl) git dogru dürüst traş ol gel. Ben elalemin piclerine kızarım bizim ki pic kesildi bizim basımıza!!
+houston!! houston diyorum alooo!
-ne var ne oldu??
+cemal ağabeyi dövüyorlar yetişin
-...
+houston ilk yardım çantası nerdeydi??
-yine ne halt ettiniz??
+geçen uşakta taşladığımız uzaylılarmış.. tanımış bizi herifler, kırdılar cemal agabeyin fanusu
+aloo houston benzin bitti ne yapalım??
-ne yaptınız lan o kadar benzini içtiniz mi??
+yok bee yörüngeye girerken bi ufoyla karşılaştık tanpon sildi dayanamadım kapıştım.. ama sana ne diyim fena kaçıyo alet
- deme!!
türk uzay ekibiyle yer ekibinin diyalogları:
-turkship 2abc4 motorları kapattınız bir sorun mu var??
+yok be houston jüpiter zaten çekiyor boşa aldım çok yakıyo alet..
babamla babaannem arasında telefonda geçen konuşma. babam babaannemi arar ve şu konuşma gerçekleşir;
telefon:dirilililili diridlili
babaanne: alovv
babam: anne nasılsın?
babaanne: iyiyim de sen kimsin çocuğum?
babam: anne ben oğlun hede tanımadın mı?
babaanne: hmmm*cık*
babaanne daha çıkaramamıştır oğlunu şöyle etraflıca bir düşünür.
babam: anne 50 yıllık oğlunu nasıl tanımazsın?
babaanne: hede sen misin oğlum?
babam bize döner ve "hele şükür tanıdı" der ve nihayet onlar konuşmaya başlar.**
babaannemde aslında pek hafıza zayıflığı yok ama biraz ağır işitiyor o kadar. gözlerine nazaran kulakları daha iyi.*
martyns vizeleri atlatmıs ve bir kac günlüğüne bursa 'daki yuvasına gelmiştir. kapıyı acar eve girer ve destur babasıyla karşılaşır..
- benım trafik tescilleriyle ilgili bi evrak vardı nereye koydun onu?
- ama baba ben daha ye..
- bilmiyosun değil mi? sen zaten neyi biliyon ki, ben hep derim bu itten adam olmaz, bi boktan anlamaz, bende olmasam basında ne bok yicen bilmem.
- baba ama..
- sus delirtme beni ne bok varda geldin sen eve?
yaşadığım iğrenç bölgedeki * bolca olan hırsızlardan birinin dün gece, bulunduğum apartmanın 2. katına, bahçe duvarına kalas dayamak suretiyle camını zorladığını gördüm. * kafasına ağır bi şey atıp atmamakta kararsız kalarak seslendim; *
eqin: (ıslık sesi)
hırsız:( yukarı bakar)
e: sktir git burdan, polis çağırcam. (harbi arıycaktım)
h: sana ne, gir içeri!!
demesi üzerine, ben anın dumuru ile sadece izlemekle yetindim, hırsız ise 2-3 dk. sonra kalastan inerek ümraniye'nin karanlık sokaklarından birine girerek gözden kayboldu.
bir haber programında görüşü alınmak için çağrılmış, hararetle konuşan bir uzman ve sunucu:
- nacizane görüşümü soracak olursanız...
- sizi bunun için çağırdık zaten efendim.
ortaköy'de ben ve 3 arkadaşım stüdyodan çıkmış bir cafeye giderken acıktığımızın farkına vararak bir dönerciye girme gafletinde bulunmuşuzdur. içerde oturmuş ve dönerleri söylemiş muhabbet ederken, işi kapı önünde 'döner var döner gel abi' demek olan adam bu işi icra ederken, dükkanın önünden geçen iki bayana ;
+hanımlar nefis dönerimiz var buyrun!
-biz et yemiyoruz teşekkür ederiz.
derler ve yürüyerek uzaklaşırlar. adam 2 dakka bağırmaz ve yolu izler. ardından dönerleri kesen adama dönerek ;
-lan cemal, et yemeyenlere lezbiyen mi diyolardı?
diye buyurduktan sonra, biz iptal bir şekilde dönerleri 2 dakkada götürmüş ve kahkahalarla mekanı terk etmişizdir.
bugün halı saha sonrasının verdiği yorgunlukla yapılmış bir diyalog
(arabada yüksek sadakat'in ''belki üstümüzden bir kuş geçer'' şarkısı yakalanmıştır..)
-aga dur dur dursun bu şarkı..çok baba şarkı ha faideli neydi bu şarkının adı??
faideli:belki üstümüzden bir kuş geçer miydi neydi??
-yaa bırak şindi kuşu kargayı..kim söölüyo aga,çok güzel söylüyo adamlar be??
faideli-walla bilmiyom ki,''sadakata yolculuk'' mu ne!!*
bir internet cafe akşamında beş arkadaş, tanıdık olan net cafe sahibine takılmaktadır. cafe sahibi ve aramızdan biri arasında yaşanan diyalog
+hede abi bu masaya oturuyorum açsana..
-koçum yaa o bilgisayar error hatası veriyo.
+.......
+puahhahahahhah
+yeter lan tamam gülmeyin
-koçum bak şu bilsigarayar iyi durumda
+yok abi orda antiporn programı var
-höööst hayvan herifler gidin lan ...
bir kız arkadaş hacattepe fransızca'yı bitirmek üzeredir...
-bitiyor nihayet şimdi iş bulmam lazım
-gel istanbula çok ihtiyac var ben bulurum
-aa n güzel denizcim tamam
-burda fransız bi kadın var böyle bakılması gerekiyo ona temizliğini yapıcak, altını dğeiştiricek biri lazım, senin okul işe yarar herhalde dimi?
-!!!??!!!!!.....
pazartesini salıya bağlayan gece saat 2:30 suları.
mekan:atv stüdyoları program:santra özel.
ahmet çakar:mehmet yılmaz ın sol kolu nerde?
kazım kanat:solunda.
(bkz: mavi ekran)