harun bu ne?
garson islak hamburger.
harun niye ıslattınız bunu?
garson burada böyle abi.
harun burada böyle demek mantıklı bi cevap değil. ruh hastası mısın sen kardeşim?
hayalet- kardeş.. sen bunları al. bize normal dürüm getir tamam mı?
garson kaşarlı mı olsun abi?
hayalet kardeşim normal dürüm. yani dürümün içinde kaşarın ne işi var bildiğin dürüm getir ya.
harun ıslatmadan bak!
aziz başkomiser: niye kızıyor ki onu kızdıracak ne yaptım ki(behzat için)
suna: e kendi parmağını kesip katil kesti dedin be abi
aziz başkomiser: bok yoluna gitti zaten parmağım. suna lan özlüyom parmağımı
suna: serçe parmak be abi yani çok eksikliğini hissetmiyosundur herhalde
aziz başkomiser: olur mu lan kulağımın içini kaşıyodum ben onunla*
harun ve behzat bilgisayarda birşey aramaktadır. (x evdeki eleman.)
behzat: bak bak burda müşteriler yazıo ona gel oraya. he müşteriler çift tıkla.
harun: ooooo abi burda bisürü isim var nası bulcaz ya?
behzat: işte bakacaz olum tektek bakacaz, alttarafı 2 sayfa lan.
harun: iyi.
x: kontrol f e basın sonra aradığnız ismi yazın hemen bulursunuz.
harun: ney?
x: ctrl ye basılı tutup ,f e basıcaksınız.
harun: ** c t r .
behzat: öyle değil la şunu şunu bak.*
harun: ya kardeşim gel sen ya benim .... *ile aram yok.
harun: bak dayı, sokakta bi tane adam öldürüldü, cebinden de senin adres çıktı niye çıktı
behzat: hee bi de helada tabancan varmış
harun: hee nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça
harun: zaten esas darbeyi vajinal bölgeden almış.
hayalet: vajinal ne la?
harun: bilimsel konuşmaya çalışıyoruz burada. ne diyim, .mına koymuş mu diyim?
- harun: niye açmıyon la sen kapıyı.
- şüpheli: uyuyodum.
- behzat: orhan senmisin la.
- şüpheli: evet.
- behzat: oyuncakcıdamı çalışıyon la sen.
- şüpheli: evet siz kimsiniz.
- harun: ben gepetto ustayım doğruyu söylemezsen keserim çükünü haberin olsun.
herkese renkli günler
--spoiler--
meliha: sen beğenmedin galiba gelinliği?
harun : yok ya, niye beğenmeyeyim? rengi çok güzel, beyaz.
--spoiler--
--spoiler--
akbaba: sen bebek nerede biliyon mu?
harun: he biliyom olum bebek çengelköy'den çık pangaltının aşağısı
akbaba: ne çengel köyü olum, çok uzak etilerden sonra lan, sen leventten git kestirme olur belki
harun: levent'ten gidersem çok mu uzak lan?
akbaba: olum etiler anasının nikahında zaten pendikten de ilerde ya
harun: pendikten? oğlum pendik falan. pendikse ben gelmem ya boş ver.
--spoiler--
Aziz abi parmağını kendisinin kestiğini suna'ya söyler.
Suna - Abi boşver tamam serçe parmağı nasıl olsa
Aziz Abi - Olur mu ben onunla kulağımı karıştırıyordum.
savcı esra araçla yolda giderken ercüment reiyize çarpar ve arabaya alır. ercüment behzatın göz altına aldığı salağı bırakması için yapmıştır bunu behzat'ı savcı esra'nın telefonundan arar.
behzat telefonu açar...
behzat ç: hee
ercüment reyiz savcı esra'ya döner...
ercüment ç: bu adama nasıl katlanıyorsun sana bile telefonu "hee" diye açıyor.
behzat ç: esra?
ercüment ç: alo behzo napıyosun la
behzat ç: sen kimsin la
ercüment ç: ya ercü ben tanımadın mı eski dostun ya düğününe bile çelenk gönderdim ben senin sen kısaca ercüment çözer diyebilirsin tabi.
Harun: iyi misin abi?
Behzat: Saçma sapan konuşma la.
Efsanedir.
Ayrıca kitaptan;
(Şevket gelir) ''içinde tekel biraları olan siyah poşeti Behzat Ç'ye uzatıp ''Al.'' dedi. ''Seversin. Siyah poşet kanser yapıyormuş ama sana bir bok yapamaz. Sen siyah poşeti kanser yaparsın.''
''Salona girince, üçlü koltuğun sırt koyacak yerini destek noktası yaparak amuda kalkmış Şule'yi gördüler. Şule ''Merhaba,'' dedi tersten gördüğü Şevket'e. ''Ben Hegelci'yim de, bir Marksist'in gelip beni ayaklarımın üstüne oturtmasını bekliyorum.''