baba: oğlum kuş ötüyor mu
çocuk: yaaa babaaa
baba: kız arkadaşın varmı
çocuk: yaaa baba
baba: amına koyiimmm önündekini keşke tamamen kestirseydik
çocuk: hönk
ben ve arkadaş grubumun yaşımızın geçtiğine kanaat getiren babamdan dillere pelesenk olacak bir nasihat gelmiştir. şöyle ki:
- tarık akan, kadir inanır arıyosunuz siz ama bu gidişle aydemir akbaşı verirler elinize.*
ders çalışırken;
-baba heycanlanmak neydi yaa
*yuh kızım onu da mı bilmiyosun!
-unutmuşum işte hadi söyle
*ya böyle hani heycanlanırsın...
-baba ingilizcesiii! *
babamız çayını bitirdikten sonra bardağı tabağa vurarak çayın bittiğini ifade eder .
abiyle odada oturulmaktadır ve aptal aptal şeylere gülünmektedir . çat çat bardak sesi gelmekte ama topu birbirimize atmaktayızdır derkeen korkulan an gelmiştir ve babamız kapıda belirmiştir . gözleri kamyon farı gibi açılmıştır
- sabahtan beri bardağın götünü deldim nerdesiniz laan !
kısa bir bekleyiş anı ardından bir kahkaha patlaması .
her pazar ailecek kahvaltı yapılır ve işkence başlamıştır
baba : bak üç yumurta haşladım , biticek o
ben : hacı ben yumurta yemiyorum..
baba : ne ? yemiyo musun ? sen adam olmazsın...
bu dialog her pazar günü , sayısal verilerden yararlanırsak ; haftada 1 , ayda 4 , yılda tam 52 kere sorulur
ve alınan 'hayır' cevabında babam hala bunu sormaktan ve yüzünde oluşan o dehşet ifadeyi her seferinde tekrarlamaktan bıkmaz...
bugün doğum günü olduğu için, dün gece 12yi geçtiğinde kutlamak için aradım. daha önce aramızda kobi muhabbeti geçmişti. dün de aradığımda ben küçük bir kobiydim şimdi daha da küçüğüm bebek kobiyim dedi. annem arkadan 48 oldu 48 diye feryat etti. seviyorum o ikiliyi.
+ ne lan bu faturanın hali kotayı aşmışsın gene..
- baba sabaha kadar video izliyosun yaa.
+ onlar kotaya giriyor mu lan?
- annemin haberi yok dimiii?
+ en iyisi sınırsıza geçmek dimi evladım.
90' lı yıllar, tarkan tv' de şarkı söylemektedir:
'' kız hepsi senin miiiiii? ''
babacık kendince eşlik eder:
'' kız hepsi senin miiii, yarısı da benim miiiiiiii? ''