babayla markete gidilir tam arabadan inecekken sevmediği bir arkadaşı da market kapısından içeri girmektedir;
- şuna yürümesine bak tipini siktiğim
+huahah baba niye öyle diyosun ya adama
-sen buna adam mı diyosun eşşoğlusu
+baba ben naptım yaaa
-sus gelmiyorum ben markete falan eve gidiyoruz
+aman bee
karşıdan gelen uzun farları açık olan arabaya " gel anasını satıyım kim ölecekse ölsün gel. " demesidir. çok şahit oldum ama eninde sonun da ikisinden birisi vazgeçiyor.
bu sabah yaşadığımız diyalogdur. babaannem rize'den bizim yanımıza gelmiştir ve yaşı epeyce ilerlemiş olmasından mütevellit bir çok şeyi kafasına takmaktadır. sabah hazırlanıp işe gidilecekken babaannemin babamı esir ettiğini gördüm, hararetli hararetli bir şeyler anlatmaktaydı. bende mevzuyu kurtarmak için babooo hadi seni bekliyorum dedim. yanıma geldiğinde ise üzgün, durgun bir şekilde şu tarihi cümleyi kullandı.
"olum anam iyiki konuşuyo lan konuşmasa beyin travmayı geçirir!" ve babaannem bunu duyar "pok yiyenin oğli" deyip afkurmaya başlar.
gerets dönemindeydi galiba babam gs nin bir maçını dinliyor radyodan. ve hışımla bana sesleniyor. yanına gittiğimde ise üzüntülü bir sesle : oğlum hoca tomatoma'yı kadroya almamış!
not: inamoto demeye çalışıyor.
tv'de göbek kısmı açık kıyafet giyen hatunları görünce;
+ lan bu hatunların yanına kokudan varılmaz haa..
- niye ki baba?
+ gece benim yorgan açılıyor, sabaha kadar salıyom, bunlar tüm gün böyle geziyor, sen düşün gerisi..
90' lı yıllar, tarkan tv' de şarkı söylemektedir:
'' kız hepsi senin miiiiii? ''
babacık kendince eşlik eder:
'' kız hepsi senin miiii, yarısı da benim miiiiiiii? ''
+ ne lan bu faturanın hali kotayı aşmışsın gene..
- baba sabaha kadar video izliyosun yaa.
+ onlar kotaya giriyor mu lan?
- annemin haberi yok dimiii?
+ en iyisi sınırsıza geçmek dimi evladım.
bugün doğum günü olduğu için, dün gece 12yi geçtiğinde kutlamak için aradım. daha önce aramızda kobi muhabbeti geçmişti. dün de aradığımda ben küçük bir kobiydim şimdi daha da küçüğüm bebek kobiyim dedi. annem arkadan 48 oldu 48 diye feryat etti. seviyorum o ikiliyi.
her pazar ailecek kahvaltı yapılır ve işkence başlamıştır
baba : bak üç yumurta haşladım , biticek o
ben : hacı ben yumurta yemiyorum..
baba : ne ? yemiyo musun ? sen adam olmazsın...
bu dialog her pazar günü , sayısal verilerden yararlanırsak ; haftada 1 , ayda 4 , yılda tam 52 kere sorulur
ve alınan 'hayır' cevabında babam hala bunu sormaktan ve yüzünde oluşan o dehşet ifadeyi her seferinde tekrarlamaktan bıkmaz...
babamız çayını bitirdikten sonra bardağı tabağa vurarak çayın bittiğini ifade eder .
abiyle odada oturulmaktadır ve aptal aptal şeylere gülünmektedir . çat çat bardak sesi gelmekte ama topu birbirimize atmaktayızdır derkeen korkulan an gelmiştir ve babamız kapıda belirmiştir . gözleri kamyon farı gibi açılmıştır
- sabahtan beri bardağın götünü deldim nerdesiniz laan !
kısa bir bekleyiş anı ardından bir kahkaha patlaması .