arttırılan harçlıkları buzdolabında saklamaya karar vermek.
sonuç: bir hafta boyunca olumlu giden plan, annenin elinde cüzdan, şangur şungur buzdolabının içinden bozuklukları toplamasıyla sona erer.
o paraları sahiplenmemiştim. annemin bu kadar salak ve cimri bir çocuğu olduğunu yüzüne vurmak istemedim. **
14 yaşındaykene, araba kullanmaya dair pratikte hiçbir şey bilinmemesine rağmen, şeytanın dürtmesi. kuzeni aramak, "dışarı çık la gezelim biraz" demek. aileden habersiz arabayı kaçırmak, kuzenin arabayı görüp mal olması, "ne zaman öğrendin kullanmayı be?" demesi. hiiiç gocunmamak, "şimdi öğrenicem sana da öğretirim istersen mehehe" demek. bir de üstüne nası bi salaklıksa artık, içki almak. düz yolda ilerlemek, hız yapmak, herşeyi yapabilirim istesem ahaha hissiyatıyla birlikte g.t kalkması. buna mukabil, elde bira manevra yaparken arabanın altını bi güzel vurmak. altına sçızlamak. olayı öğrenen aile tarafından süresiz olarak motorlu taşıtlara yanaşmanın yasaklanması, zevzekliğin tescili ve onayı.
internetten tanışıp, bir hafta sonra yatağa attığım hatunun altından içlik çıkması. Hani şu askerde giydiğimiz içliklerden hemde. Ortamdaki bütün erotizm bir anda kayboldu tabi. Birde utanmadan soruyo, nooldu canım, bir sorun mu var diye, daha noolsun allah aşkına yaa, daha noolsun..
bir program yüklemesi yaparken -ya da oyundu tam hatırlamıyorum şuan- lisans sözleşmesi midir ne boktur onu kabul etmemiştim embesil gibi. sonrada "iyi kabul etmezsen etme lan" diye s.ktir çeken ve pat diye kapanan programa "noluyooo yeaa?" diye şaşkınlıkla bağrınmıştım. rapper ninja da, yanlış hatırlamıyorsam bir entrysinde "bunu yapan mal var mıdır?" demişti heralde. benim lan o mal, benim! itiraf ediyorum. *
50 kişilik sınıfda öğrencileri karıştırmak. iyi bir öğrencinin annesine çocuğun yaramazlıklarından dem vurmak. özür dilerim doğukancım tüm suç aynı sınıfa 3 tane doğukan koyan okul müdürünün.
sanırım şöyle bir şey; biraz önce pc masasının üstünde duran çayı döktüm. neyse ki her şeyi kaçırdım elektronik olan. bir sorun olmadı sadece masayı silerken dökülen bardağı nereye koyacağımı bilemedim ve yere koydum. silme işi bitince de bardağa basıp düştüm tepe taklak. elim acıyor, çok.
not: rapciler çok beddua etti sanırım. haha yok lan şaka şaka bu benim kendi öz aptallığım.
bir insanın değişeceğine inanmak ve değiştiğini sanıp, aynı rezil sözleri defalarca duymak. yapılmış en büyük aptallığa değil, en büyük aptallıklara imza atmak.
okulda hoşlanılan çocuğun facebookunu okulla hiçbir alakası olmayan başka bir arkadaşa eklettirip, güzel güzel fotoraflarına bilgilerine bakarken, aylar sonra bu hiçbir alakası olmayan arkadaşla olan fotorafların arkdaşın facebookunda olduğunu farkedip salaklığına doymamak.
sabahın bir koru servisi kacırmayayım panigiyle bir elde cop poseti diger elde camasırhaneye verilecek pantolonların poseti ile merdivenlerden ucer beser inmek servisin korna calmasıyla daha da panige kapılarak cop yerine pantolonları cope fırlatmak cop posetiyle servise binmek ve bu yaptıgını camasırhaneye gidince farketmek.*
karsındakini de kendin gibi bilip guvenmek, herseyini anlatmak sonunda hepsini sana yol su elektirik olarak dondugunu gorup akıllanmamak aynı hatayı tekrar tekrar yapmak.
aşık olmaktır, kesinlikle aşık olmaktır. insanın şirazesi kayar, feleği şaşar. bir de benim gibi asker ocağındaysan geceler uykusuz geçer, "kuralların amına koyarım" deyip gecenin bi yarısı kalkıp nöbetçilerin yanına gidip dertleşirsin. bir gece içinde, hiçbir hastalık belirtisi yokken 5-6 kere kusarsın, çok sevdiğin, koşarak gittiğin askerlikten kaçasın gelir, hayatın zindan olur. zordur aşık olmak, aptallıktır. yapmayın, ben ettim siz etmeyin...